Bizzat yaşadım, neler olduğunu da nasıl olduğunu da biliyorum. Ancak konu hassas, o yüzden mahkeme dosyasına intikal eden bilgiler çerçevesinde yazacağım...
28 Şubat Davası'nda ifade veren isimlerden biri de Meral Akşener'di. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "mağdur", "müşteki" sıfatı ile dönemin İçişleri Bakanı olarak ifade verdi. Söz, kendisi için kullanılan "yağlı kazığa oturturuz" tehdidine geldiğinde, sanıklardan emekli orgeneral Çetin Saner için "ismini zikretmekten utandığım bir general" ifadesini kullanarak, şunları söyledi:
"Dönemin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan ile görüştüğünde benim için 'İleri-geri konuşmasın. Geldiğimizde İçişleri Bakanlığı önüne koyacağımız bir yağlı kazığa kendisini oturturuz' demişti."
Evet, bizler de duymuştuk ve böyle olmuştu. Bu, son derece çirkin ifadeler, Akşener tarafından DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de iletilmişti. İlaveten, Meral Akşener'in bizzat kendisi tarafından da defalarca atıfta bulunulup kullanılmıştı...
Ama nedendir bilinmez, Akşener o davada kendisini "kazığa oturtmakla" tehdit edenlerden şikâyetçi olmadı.
Meral Akşener, bugün İyi Parti'nin Genel Başkanı ve 28 Şubat zihniyeti bir defa daha seçilmiş iradeyi hedef aldı. Bu defa tehdit olarak "yağlı kazık" ifadesi kullanılmadı. 103 emekli amiral bir araya geldi. "Bunalımlı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için tehlikeli olayların yaşanması" ihtimalinden söz edildi.
Fark etmez, tehdit tehdittir. Ayrıca, her iki tehdit de demokrasiyi hedef almıştır. İkisi de demokrasi dışı çevrelerden gelmiştir.
Kadere bakın ki...
Bugün demokrasiye yönelen son tehdidin bir ayağı da İyi Parti'nin içindedir. Çünkü, bildiriye imza atan emekli amirallerden Ergün Mengi de Meral Akşener'in İyi Partisinin yöneticisidir.
Gerçekten sıkıntılı bir durum: Allah kimseyi Akşener'in içine girdiği duruma düşürmesin!
Meral Hanım'ın, bildirinin ardından yaptığı değerlendirme ise oldukça ilginç...
"Bu bir zevzekliktir" dedi:
-İktidar partisine de üzerinde tepinme fırsatı doğmuştur.
Evet, hepsi bu kadar: Zevzeklik! Yapanlar ise, içinde CHP ve İyi Partili amirallerin bulunduğu zevzekler!
Konuyu "zevzeklik" olarak değerlendirirseniz eğer, herhangi bir yaptırımı da olmaz tabii. Zaten, Meral Hanım'ın yaptırımlarla ilgisi de ilişkisi de yok. "Yağlı Kazık" konusunun takipçisi ve şikâyetçisi olmayan bir kişi, "zevzeklik" dediği işin peşinden mi koşacak?
Tabii ki hayır... Bildiriye imza atan İyi Partili Ergün Mengi ve CHP'li Türker Ertürk gibi emekli oramirallerle kol kola siyaset yapmaya devam edecek...
Samimiyet yok ki ortada!
Öyle görünüyor ki, "milli irade" ve "demokrasi" gibi değerler, tamamen süs. Eğer öyle değil de tersi olsaydı, Meral Hanım, Ergün Mengi ile birlikte darbe ima eden bildiriyi destekleyen Aytun Çıray'ı da alır, kapının önüne koyardı.
Bu yapılmadığına göre, İyi Parti açısından yok ortada bir sıkıntı! Mutlu ve mesut bir şekilde bildiri yayınlayıp darbe özlemlerini destekleyen Millet İttifakı ortağı CHP ile yoluna devam ediyor...