Babaoğlu'nun ‘Hepsi politika, hepsi plân!' başlıklı bugünkü yazısı:
Altı hekim birleşip çarpıcı bir şey söylese ve medyada çıksa, derhal peşine düşüyoruz...
Altmış hekim, uzman, sağlık çalışanı kalkıp bir bildiri imzalasa ve medya da bildiriyi köpürtse, artık orada söylenenler bizim için mutlak doğru halini alıyor.
Yalan mı?
Ama altmış bin uzman tıpçı... Sayıyla yazayım; tam 60.000 tıpçı... Hem de daha Ekim 2020'de toplanıp The Great Barrington Deklarasyonu'nu imzalayıp "ağır kısıtlamalar ve kapanma önlemlerinin virüse karşı etkili olmayacağını; geliştirilmekte olan aşılar yerine risk gruplarına odaklı bir sağlık politikasının daha doğru olduğunu, aksi takdirde sosyal yapının ciddi zarar göreceğini" açıklamıştı ya...
Haberiniz bile olmadı. Peki neden? Bunu hiç düşündünüz mü?
Çünkü iş size, bize ve hatta devletlere gösterilmeye çalışıldığı gibi sadece bir sağlık krizinden ibaret değildi... En başında da, bugün de öyle değil.
Mesele baştan aşağı politik. Mesele (sanılanın aksine) bir hegemonik söylem ve irade meselesi... Mesele, "The Great Reset/Büyük Sıfırlama" planının bir parçası... Toplumlar, ülkeler, devletler bunun için hizaya sokuldu.
Ve biliyorlar ki, global ve yerel medyalarda üç çaçaron profesör iş görmeye yetiyor. Buna hâlâ tam uyanabilmiş değiliz. Sözünü ettiğim deklarasyona burun kıvıran arkadaş...
Sen!.. Şimdi kalkıp sana "Harvard'lı bilmemkim brokoli yememizi öğütlüyor" desem, hemen markete koşar, alırsın... Zaten Harvard gözünde öyle büyütülmüştür ki, onu tek "v" ile yazmak içinden gelmez, her seferinde "w" ile yazma yanlışını seçersin...
Lakin The Barrington Declaration'unu yazanların Harvard'lı epidemiyolojist Dr. Martin Kulldorf ve çok prestijli Stanford'dan Prof. Dr. Jay Battacharya olduğunu görmek bile istemedin. Çünkü hâkim sağlık iktidarı görmeni istemedi.
Son notum şu olsun... Bugün deklarasyon imzacıları 916 bin kişiye ulaşmış. Deklarasyoncular "Yanlış politikalar virüsten daha çok insanın ölümüne sebep olacak" demişlerdi, şimdi bu tezlerinin doğru olduğunu düşünenler çoğalıyor. Bakalım, daha neler yaşayıp göreceğiz.
Sabah