Burun estetiği sonrası iyileşmeyen ve ağrıları dinmeyen hastanın şikayetini haklı bulan Yargıtay, olaydan ameliyatı yapan genel cerrahi uzmanını ve hastaneyi sorumlu tuttu.
İzmir'in Konak ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki S.B, 2011'in mayıs ayında özel bir hastanede burun estetiği operasyonu geçirdi.
Genel cerrah A.Ş.A. tarafından yapılan ameliyatın ardından taburcu edilen S.B, burnunda yanık izi ve şişlik nedeniyle aynı hekime başvurdu.
İddiaya göre doktor A.Ş.A, hastasına "Bu durumun normal olduğunu ve düzeltilebileceğini" söyleyerek, mağduru bu kez başka bir özel hastanede ameliyat etti.
Tedavi sürecinde burnunun düzelmediğini fark eden S.B, A.Ş.A. tarafından tekrar muayene edildikten sonra evine gönderildi.
Ağrılarının dinmemesi üzerine, 31 Temmuz 2012'de aynı doktor tarafından üçüncü kez ameliyat edilen S.B, iyileşmeyi beklerken operasyon sonrası göz kapakları düşünce hukuki mücadele başlatma kararı aldı.
Avukatı Suat Çetinkaya aracılığıyla 2 özel hastane ve doktor A.Ş.A'dan şikayetçi olan S.B, 55 bin liralık tazminat davası açtı.
Yargılama sonunda İzmir 3. Asli Hukuk Mahkemesi, yapılan ameliyatları "komplikasyon" olarak değerlendirerek, S.B'nin davasını reddetti.
Avukat Suat Çetinkaya ise kararı temyiz ederek Yargıtaya başvurdu.
İki rapor arasındaki çelişki
Çetinkaya, temyiz dilekçesinde, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin olayı "komplikasyon" olarak değerlendirdiğini, oysa Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlarınca hazırlanan bilirkişi raporundaki "Plastik cerrah olmadığı halde estetik amaçlı rinoplasti (Burun estetiği) yapan hekimin bu uygulanmasının sorgulanması gerektiği" yönündeki tespitin yerel mahkemece görmezlikten gelindiğini savundu.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi ve Ege Üniversitesinin hazırladığı raporlardaki çelişkilerin giderilmemesini gerekçe göstererek, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Daire, dosyanın Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilerek daha kapsamlı bir rapor hazırlanmasını talep etti.
Yeniden yargılama yapan İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtayın talebi üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan görüş aldı.
Ameliyat sonrasında ortaya çıkan olumsuzlukların "komplikasyon" olarak değerlendirilebileceğine dikkat çeken kurul, "Ameliyatın burun estetiği ameliyatı olduğu, ameliyatı yapan hekimin genel cerrahi uzmanı olduğu, ameliyatın genel cerrahi uzmanı alanına girmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde ameliyatı yapan genel cerrahi uzmanının eyleminin, tıp kurallarına uygun olmadığı, hekimin bu yönden tıbben kusurlu bulunduğu oy birliğiyle mütalaa olunur." görüşünü bildirdi.
Mahkeme, S.B'ye 30 bin lira tazminat verilmesini kararlaştırdı, ancak olayda hastaneyi sorumlu tutmadı.
Avukat Çetinkaya, doktor ile hastane arasındaki akdi anlaşmaya dayanarak, hastanenin de sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle kararı bir kez daha temyiz etti.
Yargıtay doktor ve hastaneyi sorumlu tuttu
Dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, hem Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunu hem de İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararını doğru bularak, hastane avukatının "Genel cerrahi uzmanlarının da estetik ameliyatı yapabileceği" yönündeki savunmasını haksız buldu.
Daire, kararında şu değerlendirmede bulundu:
"Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun raporunda ameliyatın genel cerrahi alanına girmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde operasyonu yapan hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun bulunmadığı ve tıbben kusurlu bulunduğu' bildirildiğine göre, adı geçen hastane yönünden de davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur."
Yargıtayın bozma kararının ardından dosya yeniden İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde değerlendirilecek.
Avukat Çetinkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yargıtayın bu kararıyla "hasta hukuku" davalarında yeni bir döneme girildiğini ileri sürdü.
Burun estetiği ameliyatlarının artık genel cerrahlar tarafından yapılmasının önünün kapatıldığını düşündüğünü dile getiren Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, sadece ameliyatı yapan doktorun değil aynı zamanda hastanenin de bu kusurdan dolayı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verdi. Yargıtayın bu kararını emsal olarak nitelendirilebiliriz. Zira artık estetik cerrahlar dışında yapılacak ameliyatlarda, komplikasyon olsun ya da olmasın, kendi alanı dışında ameliyat yapan doktorların sorumlu olacağı açıktır. Bu, tıp dünyası açısından da farklı sonuçlar yaratacaktır diye düşünüyorum."