Yeni Şafak Yazarı Yasin Aktay, bugünkü köşesinde Libya zemininde Mısır ile işbirliği için birçok sebep olduğunu, Trablus hükümetiyle yapılan deniz yetki alanlarına ilişkin mutabakatın benzerinin Mısır ile de yapılabileceğini, bunun gündeme alınması gerektiğini söyledi.
İşte yazının ilgili bölümü
TÜRKİYE FAKTÖRÜ
Türkiye ise Libya'da daha fazla kan dökülmesini değil, bütün Libyalıların huzurunun, hukukunun ve ülke istikrarının temin edilebileceği bir siyasi diyalog ortamının oluşmasından başka bir şey aramıyor bölgede. Bunun sağlanması Türkiye için de yeterince büyük bir kazanımdır.
Türkiye'nin ne Libya'nın ne de başka bir ülkenin toprağında gözü yok, zaten her ülke kendi halkı tarafından yönetildiğinde, her ülkenin kendi halkı yeterince özgürleşip istikrar bulduğunda Türkiye'nin bundan rahatsız olmasını gerektirecek hiçbir durum olmaz.
MISIR'DAKİ TÜRKİYE KARŞITI PROPAGANDA
Hal böyle iken Arap medyasında, özellikle Mısır medyasında Türkiye'nin Libya'da Araplarla savaşmaya geldiğine dair yoğun bir propaganda kampanyası yürütülüyor. Çoğu da tiyolarını Türkiye'deki müttefikleri olan CHP'lilerden alıyor gibi. Oysa hem CHP'nin hem de Mısır'da Türkiye'ye karşı bu propagandaya maruz kalanların hemen gözlerine batması gereken gerçek şu: Libya'da ateşkesi başkası değil Türkiye istedi ve üstelik bunu Rusya ile olan iyi ilişkilerini ciddi bir diplomatik imkana dönüştürerek sağladı.
LİBYA'YI LİBYALILARA DEVRETME
Oysa Libya sahasına sadece askeri gücüyle değil, tarihi, kültürel gücüyle ve tabii ki en önemlisi Libya'nın geleceği için, Libya'yı Libyalılara güvenle devredecek bir vizyonla giriyor Türkiye. Bu vizyonun bir alternatifi yok şu anda ve buna etik ve politik düzeyde karşı koyacak hiçbir zemin yok.
TÜRKİYE-MISIR ARASINDA LİBYA ZEMİNİNDE İŞ BİRLİĞİ SEBEBİ ÇOK FAZLA
Mısır medyasında yürütülen kampanyada Türkiye'nin Mısır'a karşı savaşmak üzere Libya'ya geldiği söylenirken, şunu söyledik. Türkiye Libya'ya ne Libya halkıyla ne de herhangi bir Müslüman-Arap halkla savaşmaya geliyor. Bilakis Libya'daki savaşı durdurmak üzere geliyor, üstelik gelişi de bir davet üzere oluyor.
Haddi zatında Türkiye ile Mısır arasında bir savaş sebebinden ziyade işbirliği sebepleri çok daha fazladır. Darbeciliği ve her gün kendi halkına yönelik insan hakkı ihlalleri yüzünden Sisi ile aradaki çözülmez sorun bir kenara bırakıldığında, Türkiye ve Mısır arasında bu kopukluk başkalarına gereğinden fazla fırsatlar doğurmakta ve iki ülkeye de İslam dünyasına da çok pahalıya mal olmaktadır. Oysa iki ülkenin bir işbirliği ve dayanışma içinde olmaktan başka bir kaderleri yok ve eninde sonunda bunu yapmaları gerekiyor.
LİBYA İLE YAPILAN DENİZ MUTABAKARININ BİR BENZERİ MISIR'LA DA YAPILABİLİR
Türkiye'nin Libya ile anlaşması aynı zamanda Mısırlıların Yunanistan'la anlaşmasından dolayı çalınan Münhasır Ekonomik Sınırlardaki haklarını da geri kazandırdı. Biraz daha öteye gidip şu soruyu da sorabiliriz: Libya ile yapılan anlaşmanın bir benzeri neden Mısır'la da yapılmasın? Doğu Akdeniz'de Türkiye, Mısır ve Libya arasındaki böyle bir ittifak her üç ülkenin haklarını daha fazla koruyup geliştirmez mi?
YUNANİSTAN-İSRAİL-GÜNEY KIBRIS ÜÇLÜSÜ MISIR'I DIŞLADI
Mısır'ı Türkiye'ye karşı oynamaya, Türkiye ile bu tür bir ittifak kurmak yerine Yunanistan'a, İsrail'e kim zorluyor?
Neticede İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan arasındaki anlaşmada Mısır'ın esamisi bile okunmadı. Mısır'ın Türkiye aleyhine olmak üzere kurulan böyle bir ittifaktan bile dışlanması yeterince uyarıcı olmalı değil mi?
Sosyal medya üzerinden yaptığım bu çağrıya binlerce mesajla tepkiler geldi, olumlu ve olumsuz içerikli bu mesajlar, belli ki çağrının yerini bulmuş olduğunu gösteriyor.
Kim bilir? Belki artık bunun üzerinde de ciddiyetle düşünmenin vakti gelmiştir.