Kahramanmaraş 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına sanıklar, bulundukları şehirlerdeki adliyelerde SEGBİS sistemiyle katılırken; Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, ablası Mavuş Ocak ile partililer salonda hazır bulundu.
Saat 10.30'da başlayan davada ilk olarak Orhan Birdal savunma yaptı. Ali Arıduru'nun savunması sistemden kaynaklı ses sorunu nedeniyle yarım kaldı. Daha sonra Ali Lapanta dinlendi. Duruşmaya yarım saat ara verilirken, sanıklar savunmalarında suçlamaları reddetti.
Suçlamaları kabul etmediler
Kahramanmaraş 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki yarım saatlik aranın ardından sanıklar Orhan Birdal, Ali Arıduru ve Ali Lapanta'nın sırasıyla savunmaları alındı. Olay gününde Devlet Hava Meydanları işletmesi Genel Müdürü olan Orhan Birdal, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyerek Türkiye'deki hava trafiğinde binlerce uçuşun olduğunu, bu nedenle uçuşları ve uçuş planları kendisinin tek başına kontrol etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Birdal'a; iddianamede yer alan helikopterin düştükten sonra noktasal yer tespiti yapan ELT cihazının anteninin kırıldığı ancak üzerinde çalışır durumda olduğu belirlenen portatif antenin uçuş öncesi helikopterdeki kişilere nasıl monte edileceğinin anlatılmış olması halinde sinyali uydulara gönderilmiş olacağı tespiti de soruldu. Soru üzerine Birdal, bu konudaki sorumluluğun Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nde olduğunu söyledi.
Dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ise her uçuş için böyle detaylı bir eğitimin verilmesinin mümkün olmadığını belirterek suçlamaları reddetti.
Arama- kurtarma çalışmalarında görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettikleri öne sürülen dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Emekli Korgeneral Ali Lapanta ve Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu da suçlamaları kabul etmedi. Lapanta, helikopterin düştüğü zaman hava şartlarının çok kötü olduğunu, helikopterlerin dahi uçamadığını, o günün şartlarında görevlerini layıkıyla yaptıklarını söyledi.
Yavuz: Görevini yapsaydı en az 4 can kurtarılacaktı
Sanıklarının dinlenmesinin ardından söz alan Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, 12 yıllık zaman aşımının bitmesine kısa bir süre kaldığını, bu nedenle de davanın en kısa sürede sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. Sanıklarla yöneltilen suçlamaların delilleri olduğunu ifade eden Yavuz, "Mesela Ali Arıduru'ya daha soracağım çok soru var. Eğer bu helikopterde usulüne uygun ELT cihazı olsaydı anında sinyal verecekti ve sinyal sayesinde de helikopterin yeri anında noktasal olarak tespit edilecekti. İsmail Güneş'in 6 saat sonra öldüğünü, Yüksel Yancı'nın 3.5 saat sonra telefon numarası verdiğini, Erhan Üstündağ'ın 2.5 saat sonra konuştuğu, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ciğerlerinde 330 CC kan olduğu ve bunun da öldürücü nitelikte olmadığı göz önünde bulundurulduğunda en az 4 kişinin arama- kurtarmanın gecikmesi sebebiyle öldüğü net olarak anlaşılmış durumdadır. Kendi görevlerini yapsaydı bu kaza olmayacaktı. Olmuş olsa bile canlı olarak en az 4 kişi kurtarılmış olacaktı. Bunun hem insani hem de cezai sorumlulukları üzerlerindedir. ELT cihazının sonradan takıldığı fotoğraflarla sabit. Bu helikopterin bakımını yapan firmanın elemanı olan ve olay yerine hiç yaklaştırılmaması gereken kişi Kenan Köksal, Kerem Mumcuoğlu aşağıda, yerde bırakılarak helikopter o şahsı alıp gidiyor ELT cihazını takıyor" diye konuştu.
Yaklaşık 6.5 saat süren duruşma sonunda hakim, duruşmayı 29 Ocak Cuma gününe erteledi.