Finans Analisti İslam Memiş, Timetürk'e özel kaleme aldığı yazıda, “Dünya ülkelerinin nüfus oranlarında çok değişiklik olacağı, göçmen yasalarında yeni değişiklikler olacağı, kültürel dengelerin karışacağı, ülke ticaretlerinin yeniden şekilleneceği kaçınılmaz bir son gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı.
İşte İslam Memiş'in yazısının tamamı:
Rusya-Ukrayna çalışması nedeniyle 2-2,5 milyon insan Ukrayna'dan göç etmek zorunda kaldı.
Bunların 210 bin 239'u farklı avrupa ülkelerine, 191 bin 348'i Macaristan'a 140 bin 745'i Slovakya'ya 1 milyon 204 bin 403'ü Polonya'ya 82 bin 62'si Romanya'ya 82 bin 62'si Moldova'ya 99 bin 300'ü Rusya'ya göç etmek zorunda kaldı. Bu rakamlar her gün arttığından 2,5 milyon kişi olarak değerlendirebiliriz.
Kitlesel göçün 2020'de başladığını, her geçen yıl artarak devam ettiğini gözlemliyoruz.
Salgın hastalıklar, enflasyon, iklim değişikliği ve savaş nedeniyle rakamların değişmesine neden olacak.
Önümüzdeki yıllarda bu ülkelere Çin ve Afrika'nın da ekleneceğini düşünüyorum.
Dünya ülkelerinin nüfus oranlarında çok değişiklik olacağı, göçmen yasalarında yeni değişiklikler olacağı, kültürel dengelerin karışacağı, ülke ticaretlerinin yeniden şekilleneceği kaçınılmaz bir son gibi görünüyor.
Söz konusu savaş, enflasyon ve iklim değişikliği olunca dünya insanlarının gelir ve giderleri de değişikliğe neden oluyor.
Hal böyle olunca şirket göçleri de başlamış oluyor.
Mesela McDonald's Rusya'daki 850 restoranını kapatıyor.
Coca-Cola, Starbucks ve Amazon gibi markalar da Rusya'dan çekiliyor.
Bu istek üzerine bir çekilme kararı değil, dizayn edilen bir sisteme ayak uydurma değişimidir.
Binlerce bir çok şirket de Rusya işe bağlarını kopardı.
Peki Rus şirketlerin durumu ne olacak?
Tabii ki onların şirket değerleri düşecek, ortaklıkları bozulacak ve çoğu batmak zorunda kalacak.
Belki 2-3 yıl sonra tekrar geri dönüp batık şirketleri veya mal varlıklarını ucuza alabilirler.
Bugün Venezuela, Irak, İran gibi ülkeler alternatif ülkeler olmadı mı?
Yani, eski dostlar düşman, eski düşmanlar dost oldu.
Onları da zamanında batıran sistem, şimdi o şirketlere tekrar yatırım yapıyorlar.
Nasıl ki manipülasyon piyasası oluşturdular, istedikleri gibi parayı katlıyorlar, aynı şekilde ülkelerin şirketlerini de dilediklerin batırıp bedavaya satın alacaklar.
Bu durum kaçınılmaz bir şekilde ister istemez küresel borsalara da yansıyacaktır.
Yabancı şirket hisselerinde önemli bir değişim bizi bekliyor olabilir.
Bunu ya sil baştan yapmak için çökerterek dizayn edebilirler ya da kontrollü bir şekilde operasyonu uzatarak.
Her iki ihtimal karşısında sermayenin el değiştirmesine şahitlik edeceğiz.
Önce insan göçleri, sonra şirket göçleri, en sonunda da sermaye göçlerine odaklanmak gerek.
Yabancı şirketlerde hissesi olan, yeni ortaklıklar için şirket arayan, bu süreci kaçırmamak isteyenlerin bilgisine…