8 yaşındaki Narin'in ölüdürülmesine tepkiler sürerken olayla ilgili yapılan yorumlar da tartışma konusu oldu.
Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, "tiksindim" başlıklı yazısında konuyla ilgili eleştirilerini yazdı.
"TİKSİNDİM"
Aralarında tanıdıklarım da var...
Hala bayramlarda seyranlarda haberleştiklerim var...
Ne yalan söyleyeyim...
İçim bulanarak izliyorum hepsini...
Bir kız çocuğunun cesedi üzerinde tepiniyorlar.
Pervasız ve yüzsüz bir ısrarla yaptıklarının siyaset olduğunu sanıyorlar...
İnsanların inanç dünyasına, devlete, uzak oldukları kültürel ve sosyal çevrelere kinlerini kusuyorlar...
Narin var mı kalplerinin bir yerinde?
Hayatlarını biliyorum; yaşarken Narin'leri hiç umursamayanlar şimdi umursuyor olabilirler mi?
"KARANLIK ZİHNİYET"
Geçen gün gördüm, sosyal medyaya "Malum karanlık zihniyetten Narinleri kurtarmalıyız" diye yazmış bizim sektörden biri...
Çünkü "karanlık zihniyet" dendiği anda aralarında işaretleşme başlıyor; kodlar çözülüyor, alkışlar yükseliyor.
Tanıyorum bunu yazanı...
Yurtdışında geçiyor ömrünün yarısı...
Global pedofili ağının patronu Epstein hakkında iki çift laf etmedi bugüne kadar...
Muazzam karanlık ve iğrenç Epstein dosyasının kapatılmaya çalışılması karşısında isyan ettiğini görmedim; kendi kendineyken de aklından bile geçirmemiştir.
Davada tutarlılık ve evrensellik diye bir şey biliyor mu bu tipler?
Ne gezer!
"KUR'AN KURSU DERDİ"
Bir muhalif (!) gazeteci mesela...
Narin'in Kuran Kursu'na gidişini dert etmiş; çıktığı her programda bunu anlatıyor...
Narin'in çantasında elifba'sıyla öldürüldüğüne üzülmüyor da, Kuran kursunu eli, ayağı olan bir katil gibi tarif ediyor hiç sıkılmadan...
Bir başkası...
"Olayın geçtiği coğrafya" diyor, bir daha susmuyor; hani neredeyse kastettiği coğrafyanın nükleerle yok edilmesini isteyecek...
Farkında değiliz...
Biz böyle tartışıp dururken Narin'in yaşadıkları görüş alanımızdan uzaklaşıyor...
Ezberlerimiz bir silindir gibi eziyor toplumu ahtapot gibi saran şiddet gerçeğini...
"YENİ TİP GADDARLIK"
Ne yalan söyleyeyim...
Üzülmemize bile izin vermeyen...
Öfkemizi bile bulandıran bu manzaradan tiksindim...
İşin fenası şu... Bu kadar zirvede bir samimiyetsizlik ortasında toplumun giderek derinlerine nüfuz etmeye başlayan yeni tip gaddarlığa odaklanmaya sıra gelebilir mi?
Oysa önümüzdeki en önemli ödev bu... Gecikiyoruz...