Yurt dışına kaçan amcası için suç duyurusunda bulundu
FETÖ'nün darbe girişiminde babası şehit, kendisi de gazi olan Ömer Faruk Kapaklı, FETÖ yapılanmasına ait okulda müdür yardımcısı olan ve darbe girişiminin hemen öncesinde yurt dışına kaçan amcası hakkında suç duyurusunda bulundu.

Oluşturma Tarihi: 2016-08-21 12:36:31

Güncelleme Tarihi: 2016-08-21 12:36:31

Üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Ömer Faruk Kapaklı, FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi babası ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne darbe girişimini engelleyebilmek için koşan vatandaşlar arasındaydı.

Ömer Faruk Kapaklı'nın babası Akif Kapaklı, tankların önünde tek başına direndiği esnada Jandarma Genel Komutanlığı yakınına atılan bombayla şehit oldu. O gece aynı patlamada gazi olan Ömer Faruk Kapaklı ise vücudunun 4 yerine isabet eden ve çıkarılamayan şarapnel parçaları ile yaşamını devam ettirmek zorunda kaldı. 

Kapaklı'nın babasını şehit verdiği esnada, FETÖ yapılanması içerisinde olan öz amcası Osman Kapaklı ile halasının çocukları çoktan yurt dışına kaçmıştı.

AMCASI YURT DIŞINA KAÇTI

Ömer Faruk Kapaklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öz amcası Osman Kapaklı ile halasının çocuklarının FETÖ yapılanması içerisinde, onlara ait okullarda görev aldıklarını, bu akrabalarının darbe girişiminin öncesinde yurt dışına kaçtığını belirtti.

Kapaklı, "15 Temmuz öncesi kaçmaları insanın kafasında soru işareti oluşturuyor. Adımın 'Ömer' olduğu kadar eminim onların bunu bildiğinden. Allah ömür verdiği sürece mücadelem devam edecek." dedi. 

Geçen hafta bu yakınları hakkında suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Kapaklı, şöyle devam etti:

"Sadece amcam değil halamın çocukları da var. Hepsinden şikayetçi oldum. Babam vefat etmeden önce arabada onu hastaneye yetiştirirken 'Benim hakkım herkese helal olsun, benden de helallik iste' dedi. Babam giderken hakkını helal etti ama sonuçta orada ben de kan akıttım, mücadele ettim. Benim hakkım onlara helal değil. Babam gibi şehit olanların ölümüne kim sebep olduysa Allah belasını versin. Ölene kadar mücadelem bitmeyecek bunlarla, çünkü benim canımı aldılar, yanabileceğim kadar yandım. Hepsi hakkında suç duyurusunda bulundum. Hepsinden davacı oldum. İnşallah gereken de yapılacak."

Kapaklı, amcasının babasını en son Ramazan Bayramı'nda aradığını ve bu telefonun ardından babasının günlerce "Ben kardeşime sahip çıkamadım, bunların içerisinde kaldı." diyerek gözyaşı döktüğünü aktardı.

"GAZETE VE DERGİLERİNE ZORLA ABONE ETTİLER"

17-25 Aralık sürecinden önce bu yapılanmanın dershanesine gittiğini, iki üç haftada bir de evlerinde yatılı kalarak ders çalıştığını söyleyen Kapaklı, dershanede ve evlerinde kendini rahatsız eden olayları şu sözlerle anlattı:

"Evlerindeki kütüphanelerde bir tane bile Kuran-ı Kerim yoktu. Hep Fetullah Gülen kitapları ile doluydu. 'Abi' dediklerimiz gecenin bir vakti girip, bir vakti çıkıyordu. O zaman idrak edemiyorsun ama sonra insanın aklına geliyordu 'neden' diye. Bir akrabamız Arnavutluk'ta üniversitede iki sene okudu. 17-25 Aralık'tan sonra bıraktı, geldi. O çevresindeki arkadaşlarının bara, diskoya gittiğini, her gittikleri yerde de bu ev abilerini gördüklerini anlatırdı. Tesadüf değil herhalde. Bu süreçten, bir şeyleri gördükten sonra bunları idrak edebiliyorsun. O an saf duygularla gidiyorsun, inanasın gelmiyor. Dershanelerine gittik, gazetelerine dergilerine zorla üye ettirdiler. Bizden kurban parası topluyorlardı. Bir defa olsun o gazetenin, derginin yüzünü görmedim. O para nereye gidiyor, bilmiyordum ama üyeydik."

Ömer Faruk Kapaklı, 17-25 Aralık süreci yaşanmadan birkaç ay önce bu yapının dershanelerinden ayrıldığını anlatarak, yolda dershaneden gördüğü bir hocasının kendisine, "Biz cemaat olarak hiçbir siyasi partiyi desteklemiyoruz ama AK Parti'nin gitmesi için elimizden her geleni yapacağız. Ankara'da AK Parti'den sonra CHP var, bizim oyumuz ona. Diyarbakır'da HDP var, oyumuz ona" dediğini, bu sözler sonrasında da bu yapıyla bütün iletişimini kopardığını dile getirdi.

Kapaklı, "Yeter ki AK Parti düşsün de ülke yansın, yıkılsın. Hiç umurlarında değil. Ben bunu bizzat gördüm. Ondan sonra da yolda gördüğümde bile selam vermedim. Arkadaşlarımın da dershanelerden kaydını aldırmasına vesile oldum." dedi.

"ONA 'KARDEŞ' DİYEMİYORUM''

Şehit Kapaklı'nın kardeşi Sebahattin Kapaklı ise darbe girişimini durdurmak için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittikleri esnada kardeşinin durumunu öğrendiklerini söyledi.

Anneleri vefat ettikten sonra yurt dışındaki kardeşi Osman Kapaklı'nın eğitimi için şehit ağabeyinin bizzat emek verdiğini aktaran Kapaklı, "İşte gidip cemaate takıldı. Cemaat denmez artık da... İşte bunların ne kadar beyinleri yıkandıysa biz 17 Aralık'tan sonra defalarca uyardığımız halde... Kardeşim, ben ağabeyimi toprağa verirken mesaj atmış. Okusanız, benim acımın içinde bana öyle sorular soruyor ki cevap bile vermek istemedim. Ağabeyimi toprağa gömüyorum, bana 'kanıt' diyor. Ona 'kardeş' diyemiyorum. Benim bundan sonra böyle bir kardeşim yok." diye konuştu.

Sebahattin Kapaklı, kardeşinin Kazakistan'da FETÖ yapılanmasına ait okullarda okuduğunu, ardından da Hatay'da yine bu yapıya ait bir okulda müdür yardımcılığı yaptığını ve Ramazan Bayramı'ndan önce yurt dışına kaçtığını aktardı.

Kardeşini defalarca uyardıklarını söyleyen Kapaklı, "Gittiği yolun iyi bir yol olmadığını söyledik ama anlatamadık. Bayramdan önce bize söylemeden gitmiş. Gittiğine de ağladık biz ama neden ağladık, bu beddua ediyor ya 'Ocaklarına ateş düşsün' diye, bir o bedduası tuttu. Bizim ocağımıza ateş düşürdü. Bizim evimizin direği gitti. Babamdan sonraki en büyüğüm gitti. Onlar o kadar kinlenmiş ki o kadar nefret dolmuş ki ben 'kardeşim' demeye utanıyorum." sözleriyle tepkisini dile getirdi.