Darbe girişimi sonrası başlatılan FETÖ operasyonları kapsamında tutuklanan eski Zaman gazetesi yazarları ilk kez hakim karşısına çıktı.
Sanıklardan Şahin Alpay, "Gülen hareketi mensuplarının bir askeri darbe girişiminde rol alabilecekleri aklımın ucundan geçseydi, asla Zaman'da yazmazdım" dedi.
Eski Zaman gazetesinin yöneticileri ve yazarlarına yönelik soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı çıkarılan Ali Bulaç yakalandı.
Darbe girişim sonrası başlatılan soruşturmalarda tutuklanan Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Mümtazer Türköne'nin de aralarında bulunduğu 30 kişi bugün ilk kez'
"DARBELERİN MAĞDURU OLDUM"
Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nde görülen duruşmada Şahin Alpay, iddianamede üzerine atılı suçlarla ilgili özetle şu ifadeleri kullandı:
Benim siyaset bilimci-akademisyen ve gazete yorum yazarı olarak iki şapkam var. Hayatım boyunca askeri darbelerin mağduru oldum. 12 Mart 1971 darbesi üzerine İsveç'e sığınmak zorunda kaldım.
"ZAMANDA YAZMAYI KABUL ETMEMİN SEBEBİ…"
Zaman'da yazmayı kabul etmemin 3 nedeni vardı: Birincisi, öteki gazetelerin hiçbirinde yazarlık yapma imkânı bulamamıştım. İkincisi, hem yorum yazarak görüşlerimi paylaşmak alışkanlığı ve arzusundaydım hem de ek bir gelire ihtiyacım vardı. Zaman okurlarına hitap ederek muhafazakâr kesimlerin demokrasinin erdemlerini kavramalarına bir katkım olabileceğini düşündüm.
"KAMUOYU BENİ LİBERAL OLARAK TANIR"
Yazı/TV programlarında belirttiğim görüşlerimle kamuoyu beni Taha Akyol'un tabiriyle 'tam anlamıyla bir liberal' olarak tanıdı. 3 Kasım 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesini Zaman'daki 5 Kasım tarihli ilk yazımda 'demokrasinin zaferi' olarak yorumladım. Ekim 2009'da 'Nobel Barış Ödülü'nü Erdoğan almalı' diye yazdım. AK Parti iktidarına karşı askeri ve yargısal darbe girişimlerine karşı çıktım.
"ASLA ZAMAN'DA YAZMAZDIM"
AK Parti ile ilgili hayal kırıklığım 2011 seçimleriyle başladı. İktidar otoriter bir "tek adam rejimi" getirmeye yöneldi. Gülen hareketi ile ilgili hayal kırıklığım 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe girişimiyle patlak verdi. İtiraf edeyim ki, o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim. Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı, bir gün bile Zaman'da yazmayı sürdürmezdim. Gülen hareketi mensuplarının bir askeri darbe girişiminde rol alabilecekleri aklımın ucundan geçseydi, asla Zaman'da yazmazdım.
"İNANÇLARIM GEREĞİ DİNİ CEMAATE ÜYE OLMAM"
İddia edilen suçların hiçbiriyle ilgim yok. Yaşam tarzım ve inançlarım gereği bir dini cemaate üye olmam söz konusu değildir. İddianamede ileri sürülen suçların hiçbirisini işlemedim. Yargılama sonunda tümüyle aklanacağımdan kesinlikle eminim. Tahliyeme hükmederek ömrümün kalan birkaç yılını da eşim, çocuklarım ve torunlarımla geçirmeme izin vermenizi diliyorum.
KİMLER YARGILANIYOR?
Dava kapsamında tutuklu yargılananların isimleri şöyle:
Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy.
3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Davanın 64 sayfalık iddianamesinde tüm sanıklar hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlamalarıyla üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlamasıyla da 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.