Sabah gazetesinden Şebnem Bursalı, firari FETÖ savcısı Zekeriya Öz'ün Bylock yazışmalarına ulaştı.
Uygulamadaki kod adı 'ZEK' olan Öz'ün deşifre edilen bazı konuşmalarından bazıları şöyle:
(20 Ağustos 2015) Derinler onu askeri darbeye götürüyorlar sanırım. Tuzağa düştüğünün farkında değil. İstedikleri ortam olunca onu oyacaklar. Rejimi ona mı teslim edecekler sanki. Kaos ortamında istediklerini yaparlar. Bu saatten sonra içeri girmek boşa yatmak olur. O nedenle siz de kuzu kuzu teslim olmayın.
(21 Ağustos 2015 — Öz'ün Gürcistan'a kaçışı konuşuluyor) O da bayağı sıkıntı çekti kendince, benim kadar olmasa da. Erken çıktı, öbür geceyi bekle denince camilerde uyuklamış. Trabzon'dan sonra onların buluşması yarım gün. Valiz taşımamak için kapıya kadar gelmeseler o sıkıntı olmayacaktı.
Dayı'nın (F.Gülen) son haftalardaki çıkışları millette ümitsizlik tavan yapmış, onun içinmiş. Oradan gelen biri söyledi. Adliyede deşifre edilecek konuları HUKUKSAM'dan yazalım. Bu hesabı kimseye söyleme.
(5 Şubat 2016) Buraya yakın yerler hoş. Haftalık 250 euro. Skovby (Danimarka'da lüks evlerin olduğu sayfiye yeri) buraya 5 km kadar. Orası tatil evleri ve güzel evler var.
(16 Aralık 2015) Mehmet Karababa: Abi İngiltere işinden vazgeçtik. Laos'a gidiyoruz inşallah.
Z.Ö: Laos da güzel yermiş. Oranın da artık altını üstüne getirirsiniz.
(2 Ekim 2015 — Almanya'dan sığınma talebi istenmesi durumunda) Z.Ö: Mülteci statüsü herkese aynı mı uygulanıyor?
— Mültecileri alıp sığınma kampına götürüyorlar. Orada Suriyelilerle ve Hindilerle falan kalıyorsunuz. Bizim 1 ayımız kaldı, ondan sonra kaçak duruma düşüyoruz. Siz Almanya'da değilsiniz galiba?
Z.Ö.: Şimdi bizim için özel olarak ilgilenebilir Almanlar. Bizi iade edemez, müebbetle yargılanacağız diye. (…) İşte sığınma isteyince mülteci kampına falan mı gönderiyorlar yakalanınca? Suriyelilerin yanına gönderme ihtimalleri var mı?
(29 Eylül 2015) Sessiz kalıp konuşmamamız unutulmamızla ilgili maddi gerekçelerle uyumlu bulmadığımdan mantıklı izahı yapılmadığı için sessiz kaldıkça şahsıma yapılan hakaret, küfür, aşağılama yazı ve twitlerini de görmezden gelen arkadaşlar bizi hiç düşünmüyor olmalılar. Hava hoş ama küfür ve hakaretleri biz yiyoruz. Tabii ki istişareyle de zulüm yapılabilir diyor büyüğümüz. Ankara'nın bu tutumu birçok arkadaşımızı da pasifleştiriyor. Ve iş göremez hale getiriyor. Hâkim, savcı pasif olursa sokaktaki vatandaş kime umut bağlayacak?
(21 Ağustos 2015) Yeni bir şey yok. Gündem iyice değişti. Memleket kan gölü. Notlar çok güzel, ilaç gibi. Unutulmanız güzel. Herkes kendi işine bakıyor. Balık hafızalı kamuoyu unuttu sizin çıkışınızı.
(9 Ekim 2015) Bugün gazetesi tiraj ve abone ile ilgili arza girdim. "Efendim Bugün'ün tirajı 85 bine kadar düşmüş. Zaman kampanyası vesilesiyle Bugün için de özellikle bir şey denmesi mümkün olabilir mi?" diye sordum. "Bugün'ün tirajını 150 bine taşıyalım, herkes 10 abone yapsın diyelim. Bizim nazarımızda Bugün'ün Zaman'dan farkı yoktur" dedi.