Tarih: 18 Nisan 1997…
Vesayet güdümlü yayın organı Hürriyet gazetesinde atıldı bu manşet: “Beceremediniz artık bırakın!”…
Bu sözleri, bugüne kadar “hareketli” ama bugün artık “hareketsiz” kalan “Hizmet(!) Hareketi”nin elebaşı Gülen, Siyasal İslam'ın en önemli figürü ve aktörü olan merhum Erbakan Hoca için kullanmıştı.
Bu yapı aslında daha o zamanlarda “paralel” olduğunu ispatlamış idi. Ama bu manşeti Müslüman onuru ve hafızası hala unutmadı ve asla unutmayacak!
Bugün ise, Erdoğan'a –aslında Erdoğan'ın şahsında “operasyonel İslam” anlayışına- karşı badem bıyıklıların Marksist ve Ateist pos bıyıklılarla, ulusalcı, laikçi ve iknacılarla konsolide olduğunu ve bu birliktelik için “Abla”larının Cevşen ve Kur'an okuyarak ele başlarının Erbakan Hoca'ya dediği gibi bu defa Erdoğan'a: “Beceremediniz artık bırakın!” dedikleri hazin bir zamana tanıklık ediyoruz. Müslüman onuru ve hafızası bunu da unutmadı ve asla unutmayacak!
Başörtüsü zulmüne karşı hiçbir zaman meydanlarda yanımızda görmediğimiz “Abla”larınızın, dansöz oynatan TV kanalların kapanmaması için düzenledikleri cevşen ve dua seremonilerini de Müslüman onuru ve hafızası asla unutmayacak!
İşaret parmağı suçlu olarak sizi gösterdiğinde çığlıkları yükselen İsrail, Avrupa ve ABD ile kurduğunuz “çözüm ortaklığınız” da asla unutulmayacak!
Peygamberler ve sahabeler kenti Diyarbakır'da Peygamberimizi, Namus-u Ekber'imizi haşa tecavüzcüymüş gibi gösteren karikatürleri müslümanların gözüne soka soka billboard'lara asan, 40 yıldır islam düşmanlarının maşalığını yaparak onbinlerce masumun canına kıyan PKK ve uzantısı HDP zihniyeti için “abla”larınızla kapı kapı gezerek oy toplamanız da unutulmayacak!
Daha dün KCK adı altında tutuklattırdığınız PKK'lıların görüntüleri henüz hafızalardaki yerini korurken, kendinize destekçi kılmak için eş başkanları Demirtaş'ı kendi TV kanallarınıza çıkartarak gösterdiğiniz gerçek yüzünüz de unutulmayacak!
Ama olsun…
Siz İsrail ve emperyal güçler ile çözüm ortaklığınıza devam ede durun;
Biz Gazze'nin, Filistin'in ve ümmetin umudu olan ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin mescidinde rabbine karşı alnı secdede, yüzü yerlerde olan o “Dava Adamı”yla başımızı aynı hizada secdeye koymaya devam edeceğiz!
Siz, milyonlarca masumu katledenlerle yeni entrikalar üretmeye devam ede durun;
Biz, zalimin zulmettiği, dünyanın da kapı dışarı ettiği Suriyeli dul, yetim, öksüz ve biçare mazlumların gözyaşlarını silen, ellerinden tutan ve onları bağrına basan o “Yiğit Adam”ın yanında durmaya devam edeceğiz!
Siz, Eyfel Kulesi ve Özgürlük(!) Anıtının önünde çözüm ortaklarınızla selfie çekmeye devam ede durun;
Biz, kimseye aldırış etmeden paradigma yıkarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin ortasına 4 minareli koca camiyi diken o “Cesur İmam”a cemaat olmaya devam edeceğiz!
Siz Irak ve Afganistan'a demokrasi(!) götürenlerden size de demokrasi getirmesini bekleyedurun;
Biz, sadece acı getiren o demokrasicilere “One Minute!” diyerek rest çeken, zalimin yüzüne karşı hiç çekinmeden hakkı haykıran o “Kahraman Komutan”ın ordusu olmaya devam edeceğiz!
Evet, söz sırası bu sefer milletin!
Eğer bir anlam taşıyacaksa, bu milletin %50'si sizin lisanınızla size: “Beceremediniz artık bırakın!” demiştir.