Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Gizli ajanda açık provokasyon

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-17 12:54:38

Gizli ajanda açık provokasyon

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde proje gereği cilalanarak parlatılan ve toplumun tüm kesimlerine zeytin dalı uzatan Demirtaş'ın seçim sonrası provokatif açıklamalarla halkı sokaklara dökerek 6-8 ekim olaylarının yaşanmasına sebep olması yani gizli bir ajandayla açık provokasyon yapması toplumsal hafızada hala canlılığını koruyor.

Aynı gizli ajanda 7 Haziran seçimlerinde de açıldı ve açıktan provokasyon yapılmaya devam edildi. 40 yıllık savaş ve sonucundaki travmalar bir anda unutturuldu, eline bir saz sıkıştırılmış olan Demirtaş, yedi tel, bir özgürlük türküsüyle kurtarıcı bir figür haline getirilmeye çalışıldı

Ardından ne oldu?

Değnek partilerle birlikte %13'lük oyla 80 milletvekili ile meclise girdi. Tam da Meclis'te güçlenerek daha fazla söz sahibi olacakları ve demokratik siyaset için daha çok alan ve imkan bulacakları bir vasat varken ülke bir anda savaş alanına döndü, ortalık yakılıp yıkıldı? Burada bir paradoks olduğu gayet açık…

Tecrübe ile sabit ki Kandil, HDP'nin legal siyasette güçlenmesini istemiyor-tabi bu durum HDP'nin de kandil gibi kaos ortamı üzerinden prim yaptığı realitesinin üstünü kapatmaz-. Tam da HDP'nin altın çağını yaşayabileceği bir anda gerçekleştirdiği katliamlarla Kandil HDP'ye “horoz benim” mesajı verdi. Olaylar ve sonrasında eş başkanların sesi sedaları kesiliverdi ne hikmetse?. Sesleri kısıldı, konuşamaz hale geldiler. Demirtaş'ın alelacele Avrupa'ya gitmesi de durumun bir diğer dikkat çekici yanı…

Kanımca Kandil, bu stratejisiyle HDP ve Öcalan'ı etkisiz hale getirmek istedi. Zaten bir iradeye sahip olamayan HDP'de emre rıza göstermek zorunda kaldı. Bu durum HDP'nin bağımlı bir iradeye sahip olması ve PKK ile arasındaki etkileşimi göstermesi açısından oldukça önemli.

Peki son olaylar neyin ifadesi?

Bana göre PKK, operasyonların zamanlama ve biçimi açısından beklediğinden çok daha fazlasıyla karşılaştı, yani hazırlıksız yakalandı. Bu yönüyle örgüt, gerek insan kaynağı gerekse lojistik destek bakımından çok kan kaybetti. Bu durumu bir algıyla tersine çevirmek için “ayaktayız” ve “güçlüyüz” mesajı vermesi gerekiyordu. Bunu da sansasyonel eylemler ile yapabilirdi ve bunu da yaptı. Örgütün çözüm süreci boyunca eylemlere yönelik hazırlık ve döşeme yaptığı da bu vesile ile anlaşılmış oldu.

Şu realiteyi ifade etmek gerekiyor:

PKK ve zamanın devlet aklı 40 yıllık bir savaşla Kürt ve Türk milletlerini birbirine düşman edemedi. Bu sebeple silahla yapamadığını halkları birbirine kırdırtarak yapmak istedi.

Sonuç olarak, aralarına kin ve nefret tohumları ekilerek iki halk birbirine düşman edilmek isteniyor. Bunu da etkileyici eylemlerle Kürt'ü Türk'e, Türk'ü de Kürt'e karşı ajite ederek tepkisel eylemlerle kesimleri sokaklara dökmek ve bu eylemeleri de provoke ederek tam bir kaos ve anarşi ortamı oluşturmak…  Tüm hesaplar bu plan çerçevesinde işliyor.

 

Yapmamız gereken şu;

Türkler ve Kürtler olarak tüm bu provokasyonlara karşı, bir aile olmuş bu iki necip halkın kardeş olduğunu yüksek sesle dillendirmemiz ve kışkırtmalara prim vermememiz…

 

Gerisini üst akılları ve akıllıları(!) düşünsün…

 

Twitter: @hamityaz

 

SON VİDEO HABER

Liseli, kalbinden bıçaklanarak öldürüldü

Haber Ara