Ne günlere kaldık... Türkçe lugatımız her geçen gün bozuluyor.
Ben çocuklarımla konuşurken bildiğim dili muhafaza etmeye çalışayım derken lisanımız her geçen gün "akademisyenler ve üniversite okumuşlar" tarafından bozuluyor. "Bunlar nasıl okumuş insanlar?" diye kendi kendime sorarım. Cahil denilen Anadolu insanı koruyor, "sözde" okumuş üniversiteli bozuyor.
Lisan bozulması sadece Türkiye'ye mahsus bir şey.
Bir "el" şimdiye kadar bozduğu yetmiyormuş gibi, habire karıştırıyor...
Elin adamı yüzelli yıl önceki yazdığını okuyabiliyor. Üstüne üstlük anlıyor da...
Ben elli yıl önce yazılanı anlamakta zorlanıyorum. Bizim çocuklarımız hiç anlamıyor.
Günümüzde Türkçe lisanımızın bozulmasının öncülüğünü televizyonlarda kamera önünde "mikrofon tutanlar" yapıyor. Ekrana geçip konuşmaya başlayanlar ecnebi kelimeleri cümlelerin arasına sıkıştırıp konuşuyor. Tv karşısında kendisini izleyenlerin; "bak, herif asortik konuşuyor, çok okumuş herhalde..." dediklerini mi zannediyor acaba?
Sürekli dikkat ederim: TV muhabirleri ecnebice kelime kullanmaya bayılıyorlar sanki.
Canlı yayın esnasında "lokasyon..." diyor... Mevkî, muhit, yer gibi kelimeler kullanmayıp ille de ecnebicesini söylüyor.
"Lansman fiyat..." diyor... "indirimli fiyat" demek çok mu zor? Bence ecnebiceden daha kolay telaffuz edilir. Bir mânası var.
Bir muhabir "Hinterland..." diyor. Arka bahçe diyemiyor.
Diğer biri "Aysberg'in görünen tarafı..." diye cümle kuruyor. "Buzdağının görünen tarafı" dese halk anlayacak. Demiyor.
Başlamak yerine "start almak" diyen muhabire ne demeli, bilemiyorum.
Rahatlamak yerine "relaks", iletişim yerine "komunikasyon", aniden (kendiliğinden) kelimesinin yerine "spontane" diyenlere söyleyecek bir laf bulmakta zorlanıyorum.
Hami demeyip te "suponsor" diyen üniversiteli okumuşlara gülüyorum.
* * * *
Türkçe'yi en güzel şekilde kullanması gereken TRT bile lisan konusuna dikkat etmiyor.
Başkan Erdoğan'ın Tanzanya ziyaretini TRT "Canlı" yayınlıyor... "Canlı" yazan kelimenin altına da "Tanzanya" yazarak; "Canlı Tanzanya" diye yayın tarihinin en komik görüntüsünü veriyor. Halbuki "naklen" diye bir ibare yazsa daha manalı ve düzgün bir lisan olurdu.
Merak ediyorum: Başta TRT olmak üzere bu Tv'lerin müdürleri ne işle meşgul olurlar? Hiç mi yayınlananı duymazlar? Nesile ve tarihe karşı hiç mi sorumlulukları yok?
Milliyetçi, muhafazakâr, gelenekçi denilen yayın organlarında dahi ecnebice konuşma meraklıları dolu...
Sanki bir "el" özellikle AK Parti döneminde lisanımızı hâla bozmaya devam ediyor.
Hükümet bakanı "naklen" yayınlanan basın toplantısınında "nominal..." falan kelimeler telaffuz ediyor, yazık. Yakıştıramıyorum.
Gerçek aydın ve alim kişilerin Türkçe lisanı konusundaki hassasiyetlerini, feryadlarını her geçen gün daha iyi anlıyorum.
Gizli bir "el"in her geçen gün Türkçe lisanını günümüzde bu iktidar döneminde bozmasına bir el "dur" demeli.
Türkçe'yi bozanlara hiç bir şey yapılamıyorsa, kamu ilanı verilmesin.