İran ve Irak'ı etkileyen deprem, Türkiye'de Hakkâri ile Van'ın bazı ilçelerinde de hissedilirken, uzmanlardan 7.3'lük sarsıntının olası etkileriyle ilgili çarpıcı yorumlar geldi. Prof. Celal Şengör ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tolga Bekler olası Marmara depremi ve İstanbul'u bekleyen tehlike ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"İSTANBUL DEPREMİNİ DAHA TEHLİKELİ HALE GETİRDİ"
Prof. Celal Şengör (İTÜ Avrasya Yer bilimleri Enstitüsü) konuya ilişkin şunları kaydetti:
“İran-Irak sınırında yaşanan deprem sanki bizi ilgilendirmiyormuş gibi bir duruma asla kapılmamalıyız. Aksine beklenen büyük İstanbul depremini daha da tehlikeli hale getirdi. Birebir bizimle ilişkili bir gelişme söz konusu. Bu son depremle ‘Arap Levhası' dediğimiz hat 5 ila 6 metre yukarıya doğru kırılmış oldu. Yani Kuzey Anadolu ve Yumurtalık fay hatlarına ciddi birer yük bindi. Bu durum da İstanbul ve Erzincan – Karlıova bölgelerinde yaşanacak bir depreme bir adım daha yaklaşmış olmamız demek. Elbette önce hangisi kırılacak ve ne zaman olacak bu sorunun cevabını bilmek imkânsız. Fakat hesaplarımız, 2000'den sonraki 50 yıl içinde, yüzde 67 olasılıkla 7'den büyük bir depremin olacağı yönünde. Bunun dışındaki her tahmin bilimden uzak ve hatalıdır.”
"BENZER ÖZELLİKTE DEPREMİ GÖRME İHTİMALİMİZ VAR"
Irak-İran sınırında, merkez üssü Süleymaniye ve Halepçe şehirlerinin kesişme noktası olan bölgede 7.3 şiddetindeki deprem hakkında açıklamada bulunan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tolga Bekler, "Benzer özellikteki depremleri de önümüzdeki periyotlarda Doğu Anadolu başta olmak üzere, dün oluşan depremin olduğu bölgede görme ihtimalimiz var" dedi.
Doç. Dr. Tolga Bekler, ayrıca konuya ilişkin şunları kaydetti:
"Fayların kolları büyük, dolayısıyla zamanla biriktirilen enerjinin açığa çıkması neticesinde bu bölge büyük depremlerle, büyük enerji birikmeleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Bindirme diye tabir ettiğimiz ve bunun yanında belli miktarlarda belli doğrultularda yanal atım diye tabir ettiğimiz fay sistemleri, bu bölgenin depremlerini oluşturan tektonik unsurlar. Meydana gelen deprem Türkiye'ye çok da uzak değil. Türkiye sınırına ortalama 300 kilometre, Doğu Anadolu fayına da yaklaşık 400-450 kilometre uzaklıkta oluşan bir deprem. Bu tür benzer depremlerin aynı karakterde akrabaları da Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay sistemleri üzerinde mevcut.
Dolayısıyla kesin olmamakla beraber benzer özellikteki depremleri, büyük enerjili depremleri özellikle de Arap levhasının bu tür hareketlerinin Avrasya levhasına doğru olan göreceli bu tür hareketlerin neticelerini Doğu Anadolu'da Güney Doğu Anadolu da görme imkanımız var. Umuyorum olmaz ama tarih maalesef bu durumda bizi yanıltmadı. Dolayısıyla 76 Lice depremi, 2011 Van depremi veyahut diğer Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu fayında oluşan 39 depremi gibi depremler, bu fay sistemlerinin kökeni olan bu tektonik hareketleri kaynaklanıyor. Dolayısıyla benzer özellikteki depremleri de önümüzde ki periyotlar da Doğu Anadolu başta olmak üzere dün oluşan depremin olduğu bölgede görme ihtimalimiz var"
"1 BİRİM ALTINDAKİ DEPREM HER ZAMAN BU BÖLGEDE OLUŞACAKTIR"
Bekler sözlerini şöyle sürdürdü:
"1 birim altındaki deprem her zaman bu bölgede oluşacaktır. Tabii ülkemizden farklı olarak yapı stoku bu bölgede oldukça zayıf, yerleşim alanları daha kırsal. Yapıların mühendislik özellikleri hemen hemen yok. Bu bağlamda kayıpların hem maddi, hem de can kaybı olarak daha fazla artacağı düşüncesindeyim. Çünkü ulaşamayan yerler olacaktır. Günler sonra ulaşılabilen yerler olacaktır. Teknolojik imkanlar ülkemizdeki gibi değil diye biliyoruz. Ama artçıların devam ettiği bir yerde bu tür zayıflıklardan dolayı kayıpların olma ihtimali var."