İslam dünyasının önde gelen üç ülkesi olarak Türkiye, Malezya ve Pakistan'ın ortak tavrı ve sıkı iş birliği Kushner'i ve Arap yoldaşlarını dizginleyebilir.
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, önceki akşam Cumhuriyet Nişanı tevcih töreninde yaptığı konuşmada İslam ümmetinin içinde bulunduğu kötü duruma ve yaşadığı sorunlara dikkat çektikten sonra “Bir şeyler yapmalıyız” dedi.
Zaaftan ve bağımlılıktan kurtulmak için “tamamen bağımsız ve her şeyi kendi yapabilir” olmak gerektiğini söyledi.
Malezya ve Türkiye arasındaki iş birliğinin ümmeti dost olmayanların baskısından kurtaracağını ifade etti.
“Malezya ve Türkiye birlikte çalışarak, aynı zamanda Pakistan'la da iş birliği yaparak, akıllarımızı ve imkânlarımızı bir araya getirerek bir zamanlar var olan büyük İslam medeniyetini tekrar ayaklandırabiliriz” diyerek iş birliği önerisine Pakistan'ı da ekledi.
Mahathir Muhammed, yüreğinde ümmetin derdiğini taşıyan ve Müslümanların haline üzülen değerli bir lider.
Malezya'nın 2019 Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası'na katılmak isteyen İsrailli yüzücüleri ülkeye almama kararına gelen tepkiler üzerine Ocak ayında kaleme aldığı “Soykırım Devleti” başlıklı yazıda İsrail'in “kınamayı hak eden suçlu bir devlet” olduğunu vurguladı.
İşgalcilerin Filistinlilere yönelik insanlık ve ahlak dışı eylemlerini hatırlattı.
Önceki günkü konuşmasında da yine Filistin'deki soruna değindi ve Türkiye ile Malezya'nın Filistin konusunda aynı görüşü benimsediğinin altını çizdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı ve başdanışmanı Jared Kushner'in başında olduğu aşırı İsrail yanlısı bir ekibin hazırlayıp uygulamaya çalıştığı Yüzyılın Anlaşması planı sebebiyle Filistin davası tarihinin en büyük tehlikesiyle karşı karşıya.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn gibi ülkeler de planın ortakları.
Koskoca İslam dünyası birkaç Arap diktatörünün Müslümanların iradesini rehin almalarına, maceraperest prenslerin Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi önemli ortak davalarımız konusunda şahsi çıkarları uğruna taviz vermelerine müsaade edemez.
Mahathir Muhammed'in de dediği gibi, “Bir şeyler yapmalıyız”.
İslam dünyasının önde gelen üç ülkesi olarak Türkiye, Malezya ve Pakistan'ın ortak tavrı ve sıkı iş birliği Kushner'i ve Arap yoldaşlarını dizginleyebilir.
Her üç ülkenin de oldukça önemli potansiyeli ve tecrübeli olduğu alanlar var.
Dolayısıyla Ankara, Kuala Lumpur ve İslamabat arasındaki yakınlaşmanın sadece siyasi değil, askeri ve ekonomik yansımaları da olacaktır.
Malezya Başbakanı'nın TUSAŞ tesislerini ziyaret ederek Atak helikopteri, Hürkuş temel eğitim uçağı ve Anka insansız hava aracının gösterilerini izlemesi bu tür bir iş birliğine sıcak baktığının göstergesi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mayıs ayında yapılan Türkiye-Malezya-Pakistan Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katıldıktan sonra Twitter hesabında şöyle yazdı:
“Malezya ve Pakistan, Türkiye için kilit önemde birer ortaktır. İslam dünyasının büyük demokrasileri ve ekonomileri olarak iş birliğimizi daha da artıracağız ve müşterek potansiyelimizi daha iyi şekilde kullanacağız.”
Ortak hareket konusunda üç ülke arasında görüş birliği olduğuna göre vakit kaybetmeden atılacak adımlarla bu güzel temennileri pratik hayata geçirmek gerekiyor.