Bir seçim biter, diğeri başlar.
Evet Almanya'da genel seçimler bitti. Gözler şimdi koalisyon görüşmelerinde. İkili veya üçlü-dörtlü görüşmelerin başlaması beklenirken dikkatler 15 Ekim´de yapılacak olan Aşağı Saksonya eyalet seçimlerine çevrildi. Partiler seçim sonuçlarına göre koalisyon masasına oturmak istiyor.
Liberal Parti (FDP) ve Yeşiller genel seçimlerde yakaladıkları başarı trentini burada da sürdürüp sıkı pazarlık yapmak istiyor. Şayet bu iki parti Jamaika denilen koalisyon modeli öncesi kendi aralarında anlaşabilirse.
Görünen o ki, sıkı pazarlıklar olacak. Irkçı parti şimdilik koalisyon görüşmelerinin dışında tutuluyor. Bakalım nereye kadar? Onu da bir şekilde aralarına alırlar. Ama şimdi sırası değil.
Sol Parti'ye de zamanında öcü muamelesi yapılıyordu, hakkında benzeri şeyler söyleniyordu. Sonunda aşırı solla bal gibi anlaştılar. Aşırı sağ da bu hiç sorun değil. O artık "hayatın kaçınılmaz bir parçası" oldu. Türkiye düşmanı Cem Özdemir ise kendini dışişleri bakanı olarak görmeye başladı bile. Kinini aklısıra üst perdeden sürdürmek istiyor.
Sosyal Demokrat Parti Başkanı Martin Schulz, mızmızlık yapmayı sürüdürüyor. Alman medyasında çıkan haberlere göre "beni kurban ettiniz, batan SPD gemisinde kullandınız" demeye getiriyor. İstifa etse şahsına büyük iyilik yapacak, fakat yenilmişlikten kendini haklı çıkartmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu'nun yenilen pehlivan güreşe doymaz anlayışı ona da nüksetmiş görünüyor.
Almanya seçim sonrası iç sorunlarıyla yüzleşmek durumunda. Dış politika üzerinden halkı oyalamanın ceremesini siyasiler bir şekilde çekecek. Vekalet politikaları son bulacak. Irkçılığın önüne geçebilmek için hangi politikaları üretecekler, bu da doğrusu merak konusu. Cami, mülteci ve yabancılara karşı düzenlenen saldırıları nasıl engelleyecekler bir bilen yok. Bunlara kafa yoran hükümet yetkilisi var mı? Onu da zaman gösterecek.
ALMANYA BİRLEŞİRKEN BÖLÜNÜYOR
Salı, iki Almanya'nın birleşme günüydü.
İşsizlik Eylül ayında 5.6'ya düşerek ülkenin 1990 yılında birleşmesinden bu yana ölçülen en düşük seviyeye geriledi. Ekonomideki büyüme hızı ise yüzde 2'lerde seyrediyor.
Tüm bu positif rakamlara rağmen ırkçı parti AfD 94 milletvekili çıkarabiliyor. Bunların tersi olmuş olsaydı Almanya nereye giderdi, bunu bırakın konuşmayı kimse düşünmek bile istemiyor. Siyasi alandaki iç zehirlenme henüz sosyal alana yayılmış değil. Nazi virüsü kime, ne zaman, nasıl vurur, bekleyip göreceğiz.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, birleşme günü yaptığı konuşmada ırkçı AfD'yi kastederek "iki Almanya birleşti fakat 24 Eylül'de yeni duvarlar oluştu" dedi. Bu duvarlar bir daha nasıl yıkılır bununla ilgili herhangi bir ipuçu vermedi.
Almanya'da 60 yıldır Türkleri topluma uyum sağlamamakla suçlayan bir kesim var.Fakat bunlar, ırkçıların meclise girmesinden pek rahatsız olmadı. "O partiye oy verenleri anlamamız gerek" diyorlar. Esasında burada anlaşılmayacak bir durum yok. Kesin olan bir şey var: o da eskiden medya ve siyasiler tarafından dışlanan ırkçı kesimin şimdi toplumun bir paçası olarak görülmesi.