1989 yılında Republikaner adlı ıırkçı parti 11 milletvekili ile Berlin eyalet parlamentosuna girdiğinde yer yerinden oynamıştı. Benim de aralarında bulunduğum 10 binleri bulan kalabalık ellerinde pankartlarla Schöneberg'teki eyalet parlementosu önünde gür sesli bir protesto mitingi düzenlemisti.
Yer yerinden oynamıştı. Bir daha asla faşizm, kahrolsun ırkçılar naraları her yerden duyuluyordu.
Aradan tam 28 yıl geçti. O zamanın maceraperest Nazilerinin yerine şimdi daha organizeli, parası bol ve ortasınıfı temsil eden yeni bir zümre gelmişti. Eyalet değil, federal meclise yoğun bir katılımla girmişlerdi. Tamı tamına 94 milletvekili. Şimdi kaç kişi yeni yükselen faşizme karşı yollara döküldü? Rahatsızlığını ifade etti? Şu ana kadar sadece 20-30 kişi.
Alman medyasının son 20 yılda düzenli olarak Müslümanlara karşı islamofobik yayınları ve siyasilerin buna alet olması bu günlere gelinmesine önayak oldu. Televizyon kanallarında yıllardır ikinci dünya savaşı belgesellleri saçmalığı altında çaktırmadan Hitler'in hünerleri anlatıldı.
Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) Tehlike Olarak Görülmedi
72 yıl sonra tekrar meclise giren Hitler'in torunları, lafı evirip çevirmeden söylüyorlar. Seçim akşamı ırkçı partinin eşgenel başkanı Alexanader Gauland “Ülkemizi ve halkımızı geri alacağız” dedi. Öyle güçlü geldiler ki, kamuoyu yediği şokun tesiriyle ne olacağını şimdiden pek kestiremiyor. Önünü göremiyor. 2013'de kurulan AfD dört yılda oylarını üçe katladı. 16 eyaletin 13'ünde meclise girdi. Toplam 6 milyon oy aldı. 94 sandalye ile mecliste güçlü bir muhalefet oluşturacak. Dört yeni eyalette ikinci parti, Saksonya eyaletinde birinci parti konumunda. Bu, AfD'nin 2019 eyalet seçimlerinde başbakan çıkaracağı anlamına gelmektedir.
Avrupa ülkerinde son yıllarda yükselişe geçen politik ırkçılık dalgası var. Bunun Almanya'da olması iki kez daha fazla düşünülmesini gerektiriiyor. Almanya, ekonomik alanda sağlıklı büyümesini sürdürüyor. İşsizlik son yılların en düşük seviyesinde. İbre tersine dönerse artık 94 milletvelinin gelecek seçimlerde kaç kişi olacağını kimse aklının ucundan bile geçirmek istemiyor.
Bilinçli Kampanyalar AfD´yi Büyüttü
Medya üzerinden müslümanlara karşı sürekli algı operasyonları yapıldı. Buna meclisteki tüm partiler bir şekilde alet oldu.
Sünnet yasaklasın.
Göçmenler ülkelerine geri gönderilsin.
İslam Alman anayasası ile bağdaşmıyor.
İslam Almanya'ya ait değildir.
Camiler ve başörtüsü yasaklansın.
Mülteticiler toplumun düzenini bozuyor.
Türkiye referandumunda “Evet” oyu verenler geri gönderilsin.
Okullarda Türkçe konuşulmasın.
Bu söylemlere karşı tezler geliştiremeyen diğer partiler oylarını kaybetmek durumunda kaldı. CDU ve SPD'nin kaybettiği toplam oylar olduğu gibi Afd'ye gitti.
Hükümet Partileri Nerede Hata Yaptı?
Almanya resmi ve özel TV kanalları AfD'nin önünü kesmek yerine onları normal sivil bir haraketmiş gibi göstermeye çalıştı. Hükümet partileri CDU ve SPD de benzeri bir yanılgıya kapılarak Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı üzerinden prim yapmaya çalıştılar. Irkçıların peşine takıldılar, aşırı sağdan destek alabileceklerini sandılar. Merkel mütecileri ülkeye kabul etti, fakat saldırıya uğramalarını önleyemedi. 2016 yılında 3600 civarında müllteci yurduna veya mültecilere saldırı düzenlenmişti. Seçim kampanyalarında AfD tehlikesini hafife alarak onlara karşı mücadele yürütmedi. Türkiye'den gelen bakan ve milletvekillerine salon vermedi. PKK elebaşının konuşmasına izin verdi. PKK'nın tüm gösteri ve mitinglerde yasadışı sembollerin kullanılmasına müsade etti. Hain FETÖ'nün general, diplomat ve yandaşlarına kucak açtı. Onların iltica taleplerini kabul etti. Türkiye'nin geri iade taleblerini reddetti. Türkiye düşmanlığının her zaman prim yapacağına inandı. Her iki parti de Türkiye'nin AB sürecine karşı durucaklarını bildirdi. Gümrük anlaşmasının askıya alınacağı söylendi. Merkel ırkçı NSU örgütünün cinayetlerini çözme sözü verdi. Aksine klasörler kayboldu. 10'a yakın tanık tuhaf bir şekilde hayatını kaybetti. NSU dosyaları 120 yıl açılmayacak şekilde devletin gizli odalarında yerini aldı. Hükümet partileri bu türden çıkışlarıyla kendi hanelerine oy devşirmeye çalıştı. Benzerini Hollanda başbakanı yapmış başarılı olmuştu. Fakat aynı konsept Almanya'da tutmamış, AfD'nin ekmeğine yağ sürülmüştü. Almanya artık tüm bu olanlardan sonra bir kez daha kafasını ellerinin arasına almalıdır. Ülkenin tekrar dağılmaması ve toplum barışının sağlanması için elbirliğiyle ırkçılığa karşı mücadele edilmelidir.
Yıllardır beklenilen bela geldi, Alman ırkçılar yine sahnede
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-09-30 16:54:04
SON VİDEO HABER
Haber Ara