DURMUŞ GENÇ - Beçin Antik Kenti'nde Yapılan Kazılarda Gündelik Hayata Ait Arkeolojik Buluntular Ortaya Çıktı
Muğla'nın Milas ilçesinde bulunan Beçin Antik Kenti'ndeki kazılar, dönemin sosyal, ticari ve kültürel yaşamı hakkında önemli ipuçları sunmaya devam ediyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan antik kent, Menteşe Beyliği'ne başkentlik yapmıştır. 2012 yılında bu prestijli listeye dahil edilen antik kent, düzenli olarak yürütülen kazı çalışmaları ile adından söz ettirmektedir.
Prof. Dr. Kadir Pektaş önderliğinde yürütülen arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları, antik kentin geçmişine ışık tutmaya devam etmektedir. Kazılar kapsamında çeşitli eserler gün yüzüne çıkarılmakta, aynı zamanda ayakta kalan tarihi yapılar restore edilerek turizme kazandırılmaktadır.
Arkeolojik Kazı ve Restorasyon Çalışmaları Devam Ediyor
Menteşe Beyliği döneminde büyük önem kazanan Beçin Antik Kenti, günümüzde arkeologların titizlikle çalıştığı bir alan haline gelmiştir. Antik kentin tarihi, milattan önce 2. bin yıla kadar uzanmaktadır. Bu yıl iç kale ve çevresinde gerçekleştirilen kazılar sonucunda, çeşitli arkeolojik buluntulara ulaşılmıştır. Prof. Dr. Kadir Pektaş, bu buluntular arasında özellikle kadın takıları ve çocuk oyuncaklarına ait parçaların ön plana çıktığını belirtmektedir.
Önemli Bulgulara Ulaşıldı
Antik kentte gerçekleştirilen kazı çalışmalarında, Helenistik, Osmanlı, Roma, Bizans ve Menteşe dönemlerine ait çeşitli eserler gün yüzüne çıkarılmıştır. Özellikle Türk ve Roma dönemlerine ait çocuk oyuncakları, bu yılın en dikkat çeken buluntuları arasında yer almaktadır. Prof. Dr. Pektaş, kazıların devam etmesi halinde, Beçin Antik Kenti'nin geçmişine dair daha fazla detayın ortaya çıkacağını öngörmektedir.
"Milas'ın dip tarihinin de buradan çıkacağını tahmin ediyoruz"
Ayrıca, kazılarda çıkarılan oyuncakların çoğunluğunun Roma ve Türk dönemlerine ait olduğu belirtilmiştir. Bu oyuncak çeşitliliğinin, bölgenin zenginliği hakkında önemli ipuçları verdiği vurgulanmaktadır. Beçin Antik Kenti'nde ortaya çıkan buluntular, bölgenin sıradan bir yerleşim yeri olmadığını kanıtlamaktadır. Aynı zamanda, Karya bölgesindeki önemini ve zenginliğini de yansıtmaktadır.
Prof. Dr. Kadir Pektaş, yapılan çalışmaların devam edeceğini ve yıl sonuna kadar yeni önemli bulguların elde edileceğine inandığını belirtmektedir.