Kazının bilimsel başkanlığını yürüten öğretim üyesi Dr. Rabia Akarsu, "Kabartma tekniğinde insan yüzünün tasvir edildiği seramik kap parçası bizi heyecanlandırdı. Bölgede bu kadar iyi korunabilmiş bir başka benzer örnek yoktur" dedi.
Aziziye ilçesine bağlı Ömertepe Mahallesi'ndeki Pulur Höyük'te ilk olarak 1960'ta Dr. Hamit Zübeyir Koşay ve Macar arkeolog Hermann Vary başkanlığında kazı yapıldı. 250x100 metre boyutlarında ve 17 metre yüksekliğindeki Pulur Höyük'te ikinci kazı çalışmasına Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yapılan izinle 2021 yılında başlandı. Erzurum Müze Müdürlüğü başkanlığında, bilimsel danışmanlığını Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nde öğretim üyesi Dr. Rabia Akarsu'nun yaptığı kazıda ikinci dönem çalışma sona erdi. 18 Temmuz'da başlayan ve 2 aya yakın süren kazıda önemli bulgular elde edildi. Bölgede milattan önce 4'üncü binyıl ortalarından 2'nci binyıl ortalarına kadar varlığı bilinen ve Erzurum'daki 'Karaz Kültürü' adı verilen Tunç Çağı kültürünün sağlam ve net mimari izleri ortaya çıkarıldı.
MİMARİ İZLERE ULAŞILDI
Höyükte, milltan önce 2 bin 500- 2 bin 300 yıllarında taş temeller açığa çıkarılarak mimari izlere ulaşıldı. Hayvancılık, tarım, dokumacılık, seramik üretimi gibi ekonomik faaliyetler hakkında bilgi veren çok çeşitli taş bulunan höyükten obsidyen, kemik aletler, pişmiş toprak tezgah ağırlıkları ve ağırşaklar, seramik ve ocak yapımında kullanılan kil topakları, günlük hayata yönelik karakteristik parlak yüzeyli çanak çömlekler, boncuk, iğne, minyatür kap gibi süs objeleri, tapınım ile ilgili figürinler, kutsal ocaklar gibi çeşitlilik arz eden zengin envanter eser gün yüzüne çıkarıldı.
Pulur Höyük'te bu yıl yapılan kazılarda ise kabartma tekniğinde insan yüzünün tasvir edildiği seramik kap parçası bulundu. Doğu Anadolu'da örneğinin yok denecek kadar az olduğu eser, kazı heyetini heyecanlandırdı. Ritüel amaçlı kullanılan bu kapların Doğu Anadolu'da Erken Demir Çağı'nda varlığı, Pulur Höyük kazılarında tespit edildi.
'KARAZ KÜLTÜRÜ'NDEN MİMARİ İZLER
Pulur Höyük'teki kazılara bilimsel danışmanlık eden Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde öğretim üyesi Dr. Rabia Akarsu, yaklaşık 2 ay süren kazılar sırasında Kuzeydoğu Anadolu'nun erken dönemlerine ilişkin çok bilinmeyen konuları anlamaya başladıklarını söyledi. Geçen yıl en geç dönem olan Erken Demir Çağı'ndan Tunç Çağı ortalarına kadar kesintisiz tabakalanmanın ortaya çıkarıldığını belirten Akarsu, şunları kaydetti:
"Bu seneki amacımız, tespit ettiğimiz arkeolojik dönemlere ilişkin daha detaylı bilgilere ulaşmak oldu. Bölgede M.Ö. 4'üncü binyıl ortalarından 2'nci binyıl ortalarına kadar varlığı bilinen ve 'Karaz Kültürü' adı verilen Tunç Çağı kültürünün sağlam ve net mimari izleri bu seneki çalışmalarla ortaya konmaya başladı. Erken Tunç Çağı'ndan Orta Tunç Çağı'na geçiş sürecinde yaklaşık olarak M.Ö. 2 bin 500- 2 bin 300 yıllarında Anadolu'nun diğer kesimlerinde olduğu gibi Erzurum bölgesinde de sosyoekonomik anlamda dinamik bir sürece işaret eden taş temellerinin açığa çıkardığımız mimari izlere ulaştık. Söz konusu geçiş sürecinde hayvancılık, tarımcılık, dokumacılık, seramik üretimi gibi ekonomik faaliyetler hakkında bilgi veren çok çeşitli taş, obsidyen, kemik aletler, pişmiş toprak tezgah ağırlıkları ve ağırşaklar, seramik ve ocak yapımında kullanılan kil topakları, günlük hayata yönelik karakteristik parlak yüzeyli çanak çömlekler, boncuk, iğne, minyatür kap gibi süs objeleri, tapınım ile ilgili figürinler, kutsal ocaklar gibi çeşitlilik arz eden zengin envanter eser açığa çıkarılmıştır. Bu eserlerin bilimsel çalışmaları, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Pulur Höyük kazı laboratuvarında yapılmaktadır."
'KABARTMA İNSAN YÜZÜ BİZİ HEYECANLANDIRDI'
Pulur Höyük'teki kazılarda kendilerini heyecanlandıran eser bulduklarını anlatan Akarsu, "Bizi heyecanlandıran önemli buluntu kabartma tekniğinde insan yüzünün tasvir edildiği seramik kap parçası oldu. Erken Demir Çağ'a tarihlenen buluntular ile birlikte çıkardığı bu eserin benzer bir örneği Doğu Anadolu'da yok denecek kadar azdır. Bölgede bu kadar iyi korunabilmiş bir başka benzer örnek yoktur. İnsan yüzünün seramik kaplar üzerinde işlenmesi özellikle Erken Tunç Çağı'nda Batı Anadolu'daki önemli merkezlerde yaygındır. Ritüel amaçlı kullanılan bu kapların Doğu Anadolu'da Erken Demir Çağı'nda varlığını Pulur Höyük kazılarında tespit etmeyi başardık. Bu ve diğer açığa çıkardığımız bulgularımız gösteriyor ki, Erzurum-Pulur Höyük gibi önemli bir arkeolojik yerleşimde uzun yıllar devam edecek kazılarda daha da bilmediğimiz bilgilere ulaşmaya devam edilecek" diye konuştu.
DHA