"Türk-İslam Ülküsü", "Kendini Arayan İnsan" ve "Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz" gibi eserleri bulunan eğitimci,toplumbilimci, şair ve yazar Seyyid Ahmet Arvasi, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nde yad edildi.
TYB İstanbul Şubesi ve İBB Kültür Daire Başkanlığı'nın ortaklaşa düzenlediği program dizisi kapsamında gerçekleştirilen etkinliği yöneten TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Türkiye Yazarlar Birliği'nin 40. yılında Türkiye'nin düşünce dünyasına katkıda bulunan önemli şahsiyetleri konuştuklarını söyledi.
Vefatının 30. senesi dolayısıyla Seyyid Ahmet Arvasi'yi anmak istediklerini dile getiren Bıyıklı, "Arvasi yaşadığı dönemde ülke gençlerini düşünmeye ve üretmeye çağırmış bir mütefekkir. Ahmet Arvasi, dar bir düşünce kalıbına sığdırılamayacak ve herhangi bir grupla sınırlandırılamayacak derinlikte bir isim." dedi.
Bıyıklı, bugünkü yerli ve milli söylemin altyapısında Arvasi'nin etkisinin açıkça görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bir yazarı anmanın en iyi yolu onun eserlerini okumaktan geçer. Arvasi'nin kitapları okuyuculara yeni kapılar açar. Otuz yıl sonra onu konuşuyor olmamız hem yazdıklarının hem de yaşadıklarının kıymetini göstermektedir."
"Müslüman Türk milletini üzmeye kimsenin hakkı yok"
Yazar Hüdavendigar Onur, Ahmet Arvasi'ye göre Türk milletinin ırkçılık nedir bilmediğini, başka ülkelerde yapıldığını duyduğunda da hayret ettiğini belirterek, "Bu nedenle başka ülkelerde barınamayan insanlar geçmişte de şu anda da ülkemize sığınmaktadır." dedi.
Bu insanlara kucak açmanın önemine dikkati çeken Onur, Arvasi'nin 'Bu insanlar kendilerine kucak açan Türk milletine karşı aleyhe hiç bir tavır içine girmemelidir. Müslüman Türk milletini üzmeye kimsenin hakkı yoktur' görüşünü benimsediğini aktardı.
Yazar Rahim Er, Ahmet Arvasi, Mimar Sinan, Fuzuli, Baki, Abdulhamid Han gibi pek çok önemli şahsiyetin verdiği eserler ve yaptığı hizmetlerden dolayı sevildiğini söyledi.
Ahmet Arvasi gibi bütün mütefekkirlerin taş üstüne bir taş daha koymaya çalıştıklarını belirten Er, şunları kaydetti:
"Bu ülkenin geleceği için Ahmet Arvasi beyin öldürülme tehditlerinden dolayı aylar boyunca Erenköy'deki evinden çıkamadığına şahidiz. Mamak'tan çıktı bu defa kendi evinde mahkum oldu. Suçu neydi? Bu ülkenin evlatlarının milletine, ümmetine ve insanlığa faydalı olması için gayret etmek."
Toplumun Ahmet Arvasi, Sezai Karakoç, Ahmet Cevdet Paşa gibi isimleri tanıması gerektiğini vurgulayan Er, "Ahmet Arvasi bey ve emsali ehli sünnet ana çizgisindeki büyüklerimiz, bize bizim 'Eşref-i Mahlukat' yani yaratılmışların en şereflisi olduğumuzu hatırlatmak için çırpındılar. Cenabı hak onların emeklerinin karşılığını cennetini lütfeylesin, bizleri de onlara layık eylesin." ifadesini kullandı.
"Arvasi bizim neslin hocasıydı"
Yazar Dr. Kemal Tekden ise Ahmet Arvasi, Necip Fazıl, Cemil Meriç gibi daha çok ismin yetişmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Bazı taassup ehli insanlar şablon oluşturulduğu için bir grubun adamı gibi algılandığı için başka gruplar ondan istifade edemiyor." dedi.
Tekden, Cemil Meriç'in insanların köprü vazifesi görmesiyle ilgili "Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim; kelimeden, sevgiden bir köprü." ifadesini kullandığını anımsattı.
Arvasi'nin de topluma köprü vazifesi gördüğünü ifade eden Tekden, "Ahmet Arvasi, bizim neslin hocasıydı. 1970 ile 1988 arasındaki neslin ve daha sonra kitaplarıyla kendilerini yetiştiren neslin hocasıydı." dedi.
Bir insanın hayatında karşılaşabileceği en muhteşem mucizenin mükemmel bir öğretmenle karşılaşmak olduğunu dile getiren Tekden, her zaman kendilerini ateşleyecek bir dinamizme sahip olan Arvasi'nin kitaplarında da aynı heyecan ve ateşin görüldüğünü ifade etti.
Ahmet Arvasi'nin etkisinin samimiyetinden geldiğini vurgulayan Tekden, "Huzur apartmanındaki evine gittiğimizde her seferinde kapıyı açar, bize hizmet ederdi. Biz öğrenciyiz bize çay getiren bir hoca düşünün." dedi.
Tekden, şunları ekledi:
"Arvasi bize 'Bir mü'min asla ümitsiz olmaz. İman adamı asla bir ümitsizliğe kapılmaz. Onda daima bir dinamizm vardır. Aynı çaydanlıkta fokur fokur kaynayan bir su gibidir. Müslüman yerinde duramaz, bugün ne yapmalıyım bir saniyemi bile nasıl boşa geçirmem diye çaba gösterir' manasında şeyler söylerdi."
Seyyid Ahmet Arvasi kimdir?
Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde 1932 yılında dünyaya gelen, Erzurum Öğretmen Okulu'ndan 1952 senesinde mezun olan Arvasi, bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı.
Arvasi, Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'nü 1958'de başarıyla tamamladı ve Balıkesir, Bursa ve İstanbul'daki eğitim enstitülerinde hocalık yaptı.
Emekli olduktan sonra Hergün gazetesinde "Türk-İslam Ülküsü" başlığıyla günlük makaleler yazdı, Türkiye Gazetesi'nde "Hasbihal" başlığı ile makaleleri neşredildi.
Fikir ve düşünceleriyle döneminde önemli etkiler bırakan ve alanında birçok eser kaleme alan eğitimci, toplumbilimci, şair ve yazar, 31 Aralık 1988 tarihinde İstanbul Erenköy'deki evinde vefat etti.
Arvasi'nin "Türk-İslam Ülküsü", "Kendini Arayan İnsan", "İnsan ve İnsan Ötesi", "Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz", "Şiirlerim", "Eğitim Sosyolojisi", "Doğu Anadolu Gerçeği", "İleri Türk Milliyetçiliğinin İlkeleri", "Hasbihal"in arasında bulunduğu çok sayıda eseri bulunuyor.