Abdülhamit'in 'Yıldız'ının parladığı dönem
Döneminde kurduğu istihbarat ağı ve casuslarla mücadelesiyle dikkat çeken İkinci Abdülhamit, Osmanlı'nın sancılı döneminde görev yaparken günümüze kadar uzanan tartışmaların da odağında yer aldı

Oluşturma Tarihi: 2021-03-01 19:18:40

Güncelleme Tarihi: 2021-03-01 19:18:40

Yabancı gözüyle "Kızıl Sultan" olarak tanımlanan Sultan İkinci Abdülhamid'in tahta çıkması beklenmeyen bir durum olarak görülüyordu. Başta Mısır olmak üzere birçok yurtdışı seyahati gerçekleştiren şehzade ticaretle uğraşmış borsada daha hayli para kazanmış. Tahta çıkışı ise kendisi için tam bir travma oldu. Amcası Sultan Abdülaziz şüpheli şekilde öldü ve bu onun için dönüm noktası oldu.

Yıldız Teşkilatı'nın oluşumu

Abdülhamit bu düşünceyle bilgi ağına sahip olmak adına istihbarat ağını kurup güçlendirmeye karar verdi. O dönemde gelişen iç ve dış olaylar, Abdülhamid'i, doğrudan kendisine bağlı bir istihbarat teşkilatı kurmaya sevk etmişti.Bunun sonucu olarak Yıldız İstihbarat Teşkilatı kuruldu.Teşkilat daha sonra, Abdülhamid lehine çalışanlar ve aleyhine çalışanlar olmak üzere ikiye ayrıldı. Teşkilat, ülke içerisinde özellikle Ermeni komitacılara karşı istihbarat faaliyetlerinde bulundu
Teşkilat çok iyi organize oldu. Paris, Roma, Londra gibi çeşitli merkezlerde kişi ve kurumları yakından takip etmekteydi. Teşkilat, 1908 yılında Abdülhamid'in tahttan indirilişine kadar faaliyetlerine devam etti.

Aylık 3000 jurnal

Osmanlı döneminde istihbarat çalışmaları eskilere dayansa da resmi oluşum oyarak şekillenmesi 2. Abrülhamit dönemine rastlamıştır.
2. Abdülhamid'in kurduğu Yıldız Teşkilatı döneme damgasını vurmuştur. Bu teşkilat yurt dışında önemli işlere imza atarken özellikle Ermeni komitacılara karşı büyük başarılar sağlamıştır. Bazı iddialara göre sözkonusu dönemde aylık 3000 jurnalin geldiği bildiriliyor.

İngiltere'ye karşı siyasi atak

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde İngiltere Osmanlı topraklarında kültürel ve sportif faaliyetleri bahane ederek istihbarat çalışması yapıyarken 2. Abdülhamit de buna karşılık aynı yöntemle istihbarat çalışmaları için İngiltere'de Portsmouth Kulübü'nü kurarak önemli bir karşılık vermiştir. İstihbarat sadece kulüp ile sınırlı değil, özellikle transferlerde de istihbarat çalışmaları devam etti

Lawrence devreye sokuldu

Teşkilat-ı Mahsusa cemiyetinin kritik isimlerinden biri ise Kuşçubaşı Eşref. Gençliğinde Abdülhamit'e muhalif olan bu yüzden Hicaz'a sürgüne gönderilen Kuşçubaşı Eşref ile Abdülhamit'in siyasi çizgisi İngiliz karşıtlığında birleşiyor. Abdülhamit Hicaz demiryolunu kendi kaynaklarıyla inşa ederken İngilizler bu yolun Müslümanları birleştireceğinden endişe etti ve bölgede karışıklık çıkarmaya başladı. Birinci Dünya Savaşı'nda bölge cepheye dönüşünce ünlü İngiliz casus Lawrence bölgede çıkarılan karışıklıklarda başrolü oynadı.

IRA'da Türk parmağı mı var?

Kuşçubaşı Eşref bizzat Lawrence ile mücadele etti. Teşkilat-e Mahsusa üyesiyken Hayber'de yaralı olarak İngilizlere tutsak oldu. Bu sırada Kuşçubaşı Eşref Lawrence'a tarihe not düşülecek bir cevap verdi; iddia şöyle:
"Lawrence, kazandığını sanıyorsun. Fakat henüz hiçbir şey bitmedi. Hükümetinin başına öyle sıkıntılar salacağız ki, 2 Asır uğraşsanız bitiremeyeceksiniz." Bazı tarihçilere göre Kuşçubaşı Eşref'in kast ettiği İrlanda bağımsızlık mücadelesinden başka bir şey değil"


Kızıl Sultan Fransız icadı

Abdülhamit7in mücadelelere bazı kesimleri rahatsız etti. II.Abdülhamid, merkezi Erzincan'da bulunan IV. Ordu komutanı Müşir Zeki Paşa'yı, Ermeni terörünü durdurmak üzere görevlendirdi. Teröristlere sert müdahalede bulunan paşanın bu hareketi, Avrupa basınının Abdülmahid aleyhine kampanya başlatmalarına sebep oldu. Fransız akademisi üyesi tarihçi Kont Albert Vandal, ilk defa Abdülmahid hakkında “Le Sultan Rouge” lakabını kullandı ve ittihatçılar bu tabiri “Kızıl Sultan” diye tercüme ederek, Ermenilerle birlikte Sultan Abdülhamid'i kötülemeye başladılar.