Mumyanın vücudunun içinde ve dışında altın ve değerli taşlarla yapılmış 49 muska ile birlikte gömüldüğü görüldü. Altın dil ve penisinde değerli bir taşla mumyalanan çocuğun ölüm nedeni ise belirsizliğini koruyor.
Bilim insanları, 49 değerli muska ile gömülen bir mumyadan ayrıntılı fotoğraflar yayınladı. Kahire Üniversitesi'nden araştırmacılar, 100 yıldan daha uzun bir süre önce Mısır'ın güneyindeki Nag el-Hassay'daki bir mezarlıkta keşfedilen bir mumyayı 'dijital olarak açmak' için bilgisayarlı tomografi (BT) kullandı.
ONLARCA ALTIN VE DEĞERLİ TAŞ İLE GÖMÜLDÜ
Cesedin üzerine ve içerisine altından ve değerli taşlardan yapılmış onlarca muskanın özenle yerleştirildiği görüldü.
Bunlar arasında, sünnetsiz penisin yanında değerli taşlardan yapılmış bir muska, göğüs boşluğuna yerleştirilmiş altın bir kalp bok böceği ve ağzın içinde altın bir dil vardı. Ayrıca bir çift sandalet giymişti ve eğrelti otu demetleri ile süslenmişti.
Bununla birlikte, 'Altın Çocuk'un mumyası, Yunanca yazıtlı bir dış tabut ve bir iç ahşap lahit olmak üzere iki tabutun içine konmuştu. Kalp dışındaki iç organları bir kesi ile çıkarılmış, beyin ise burundan çıkartılarak yerine reçine konmuştu. ÖLÜM NEDENİ BELLİ DEĞİL
Bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ise çocuğun 128 cm boyunda, 14 ila 15 yaşlarında olduğunu, iyi dişlere sahip olduğunu ve bilinen bir ölüm nedeni olmadığını gösterdi.
Diğer taraftan çocuğun mumyasına eklenen muskalar çok çeşitli Mısır inançlarını temsil ediyor. Örneğin, çocuğun öbür dünyada konuşmasını sağlamak için ağzın içine altın bir dil yerleştirilirken, dik açılı bir muska denge sağlamak için yerleştiriliyor. 49 MUSKA İLE SÜSLÜ
Frontiers in Medicine dergisinde yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Sahar Saleem konuya ilişkin şunları söyledi:
"Mumyanın vücudunun, sargıların kıvrımları arasında ve mumyanın vücut boşluğunun içinde üç sütun halinde 49 muska ile kapsamlı bir şekilde süslendiğini görüyoruz. Bunlar arasında Horus'un Gözü, bok böceği, ufkun akhet muskası, plasenta, İsis'in Düğümü ve diğerleri yer alıyor.
Birçoğu altından, bazıları ise yarı değerli taşlardan, pişmiş kilden veya fayanstan yapılmıştır. Bunların, amaçları bedeni korumak ve öbür dünyada çocuğun rahat etmesini sağlamaktı” dedi. (NTV) ESKİ MISIR'DA ÖLÜM DÜŞÜNCESİ
Mısırlıların nezdindeki ölüm sonrası diriliş ve ahiret hayatı doktriniyle ilgili başlıca bilgi kaynağı kuşkusuz genelde "Ölüler Kitabı" adıyla tanınan dinsel metinler koleksiyonudur. Bu harikulade kompozisyonların çeşitli kopyaları beş bin yılı aşkın bir zaman süresine yayılmıştır ve yalnızca eğitimli bireylerin ulvi inançlarını, yüksek ideallerini ve asil hedeflerini değil, fakat aynı zamanda çeşitli batıl (geçersiz) inançlarını, muhtemelen hanedan öncesi atalarından geçen ve kurtuluşları için şart sayılan muska, tılsım, nazarlık ve sihirli reçetelere duyulan çocukça saygıyı da yansıtırlar.
İnsanın öldükten sonra bedenli durumdayken yaptığı işlerin ilahi güçler tarafından analize tabi tutulacağı ve sorgulanacağı inancı Mısır uygarlığının en erken dönemine aittir ve tüm ileriki nesiller boyunca esas olarak aynı kalmıştır. Finaldeki Mahkeme'nin yeri hakkında ya da Mısırlı bireyin ruhunun beden ölümünün hemen ertesinde mi yoksa mumyalama işlemi bitip de mezarına yerleştirildikten sonra mı mahkeme salonuna geçtiğiyle ilgili bir bilgimiz olmamakla beraber, hesaba çekilmenin Mısır halkında ölümsüzlük fikri kadar derinlere kök salmış bir inanç olduğu oldukça kesindir. Göründüğü kadarıyla, dünyada yaşayan bütün insanların bedenliyken yaptıkları işlerin ödülünü hep beraber alacakları bir genel mahkeme fikrine sahip değildiler; tam tersine, bütün ipuçları her ruhun bireysel olarak ele alındığı veya üsiris'in krallığına ve kutsanmışların yanına gitmesine izin verildiği ya da doğrudan doğruya helak olduğu yönündedir.
Kaynak: Mısır'da ölüm sonrası fikri, E. A. Wallis Budge