Serkan Güzel/Timeturk
Asfaltın Kralları, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı'nın gerçek hikayesini konu alıyor. Henry Ford II ve Lee Iacocca ikilisi, tuhaf ancak kararlı bir grup Amerikalı mühendis ve tasarımcıdan sıfırdan bir otomobil yapmalarını ister. Otomotiv vizyoneri Carroll Shelby (Matt Damon) ve İngiliz şoförü Ken Miles'ın (Christian Bale) başını çektiği ekip, uzun yıllardır pistlere egemen olan Ferrari'yi Fransa'da düzenlenen 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası'nda alt etmek için işe koyulur.
Amerikan sineması; yaşanmış hikayeleri sinemalaştırmayı sever. İyi oyuncular ve iyi yönetmenin elinden çıkan projeler gişesi bol işlere dönüşür. Film yaşanmış bir haikayeyi anlattığı gibi alt metinde de; Amerikalılar için hiçbir şey imkansız değildiri de anlatıyor. Amerikalılar her şeyi yapabilir!
"İki deneyimli oyuncu Matt Damon ve Christian Bale'in başrollerini paylaştığı Ford v Ferrari, geneli itibarıyla Büyük Yarış – Le Mans (1971) ya da Zafere Hücum – Rush (2013) gibi, kaynağını gerçek olaylardan, rekabetlerden alan yarış filmleri geleneğini devam ettiriyor gibi görünse de anlatı anlamında farklı alanlara doğru genişleyen bir yapıya sahip. Açılış sekasında başarılı bir yarış pilotu olarak tanıştığımız, Matt Damon'ın hayat verdiği Carroll Shelby, yarışmasına engel olarak sağlık problemleri nedeniyle aktif spor kariyerini noktalamış, işinin ehli bir yarış arabası tasarımcısı olarak karşımıza çıkıyor. Bale'in canlandırdığı Ken Miles ise aslında çok başarılı bir pilot olmasına rağmen, geçinilmesi pek de kolay olmayan bir karakter ve bu sebeple ekonomik zorlukla baş etmek zorunda. Bu ikilinin, Ford çatısı altında uzun yıllardır dönemin en önemli motor sporu olaylarından biri olan 24 saatlik Le Mans yarışını domine eden Ferrari'yle girdiği rekabeti anlatıyor diyebiliriz Ford v Ferrari için. Lakin bu türden bir anlatının günümüz için kısır kalacağı düşünülmüş olacak ki, filmin ana aksı iki şirketin rekabetine değil, Ford'un kendi içinde yaşananlara yer veriyor."
Filmin içinde Kapitalizmin kapitalizme karşı bir savaşı söz konusu. Filmde birçok Amerikan klişesine de yer verilmiş. Amerikalıları ve onlardan olmayanları konumlandırma biçimi alştığımız gibi işlenmiş filmde. Ferrari markasını geçilmesi gereken bir düşman gibi göstermesi ayrıca filmin eksi taraflarından. Yönetmen James Mangold'un işini doğru yaptığını düşünenlerdenim. İki ünlü oyuncuyu da dikkatli kullanmış. Birbirilerini ezdirmeden ve akıcı bir şekilde sahneleri tasarlamış.Filmi izleyenler kesinlikle iyi vakit geçirecek. Akıcı iyi çekilmiş bir film. Yüksek beklentileri olanlar için hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir. Beklentisiz gidin, izleyin ve eğlenin.