Batı Anadolu Cephesi kurtuluş savaşının en kritik sürecine şahitlik etti.
Birinci ve İkinci İnönü'de Yunan ordusuna karşı verilen mücadele Batı'nın kurtuluşunun en kritik aşamasını oluştururken uluslararası alanda da önemli bir eşik aşılmış oldu
İşte bu sürecin kısa analizi:
Birinci İnönü Savaşı (6 Ocak-10/11 Ocak 1921) tarihleri arasında cereyen etti.
TBMM Hükümeti bir yandan iç isyanların bastırılması için büyük gayret sarf ederken diğer yandan millî ordu kuruluşunu da tamamlamaya çalışıyordu. O güne kadar çeteler hâlinde düşmanla mücadele yapan milis kuvvetlerin ordu bünyesine toplanması kararlaştırılmış ve 18 Haziran 1920'de “Garp Cephesi”nin kurulması tamamlanmıştı. Ancak buna uymak istemeyen
Çerkez Ethem'in isyanı Yunanlılar'ın ileri harekâta başlamalarına zemin hazırladı.
Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay'ın "Cepheler ve Muharebeler" isimli tarih çalışmasında İnönü cephesine yönelik bilgilere yer verilirken şunlara vurgu yapılıyor:
Her iki ordu da mevzisine çekildi
Ancak TBMM Çerkez Ethem isyanını bastırmak için uğraşırken 6 Ocak 1921 tarihinde Yunan kuvvetleri Bursa ve Uşak cephelerinden taarruza geçtiler. Yunan kuvvetleriyle II. Tümen arasında başlayan savaşlar gittikçe genişledi, bütün cepheye yayıldı. Türk topçusunun etkili ateşleri altında Türk kuvvetleri çekilmeye devam etti. Ancak Türk komuta heyeti bütün dikkatini düzenli bir şekilde geri çekilme harekâtına vermiş olduğu için düşmanı iyi gözetleyememişti.
Bu taarruz sırasında düşman kuvvetleri çok ağır kayıplar vermiş yıpranmış, üstelik Türkler'in müdafaa hususundaki kararlılığını kıramamışlardı. Yunan ordusu da bu sebeple aniden, çok acele olarak bölgeden geri çekildiler. Böylece her iki ordu da kendi mevzilerine çekilmiş oldu.
Türk heyeti Londra'ya çağrıldı
Yeni baştan teşkilâtlandırılmış ve birçok noksanlığı bulunan Türk Kuvvetleri'nin kendisinden kat kat üstün Yunan kuvvetleri karşısında ezilmemesi, üstelik onu geri çekilmeye mecbur bırakması, Yunan taarruzlarını kırması büyük bir başarı idi. Mustafa Kemal durumu yerinde değerlendirerek, I. İnönü çarpışmalarını bir zafer olarak nitelendirdi.
I. İnönü savaşı sonrasında İtilâf Devletleri'nin tanımamak hususunda ısrar ettikleri yeni Türk Hükümeti'ni Londra Konferansı'na çağırmak zorunda kaldılar. Yunan taarruzunun kırılması TBMM Hükümeti'nin memleket içinde itibar ve otoritesini güçlendirdi. Askerî bakımdan ise “Millî Ordu”nun kurulmasındaki çabaların önemi daha iyi anlaşılmış olduğu gibi düşmanın kolay zafer kazanma ümidini de sarstı.
İkinci İnönü ve Yunan'ın saldırıya geçişi
Londra Konferansı'nın neticelenmemesi üzerine Yunanlılar 23 Mart'ta Batı ve Güney cephelerine aynı anda saldırıya geçtiler. İznik'e doğru ilerleyen Yunan kuvvetleri akşama kadar oyalandıktan sonra, buradaki Türk alayı savunma hattına çekildi. Yenişehir kesimindeki birlikler de oyalama savaşları yaparak geri mevzilere çekildiler. 24 Mart'ta Kocaeli kesiminde başlayan Yunan saldırılarına yerli Rum ve Ermeni çeteleri de iştirak ettiler. I. Türk Tümeni
komutanı birliklerinin İnönü'de toplanmalarını emretmişti. Güney cephesinde taarruza geçen
Yunanlılar Dumlupınar mevzilerini ellerine geçirdiler.
Eskişehir bombalanıyor
Bunun üzerine Batı Cephesi Komutanlığı buradaki kuvvetlerin Afyon batısına çekilmesini emretti. Kocaeli tarafındaki
üstün Yunan kuvvetleri karşısında geri çekilen Türk kuvvetleri Sakarya'yı büyük bir bölümüyle geçmişti. I. Tümen'in İnönü'de toplanması tamamlanmıştı. Bu sırada Yunan uçakları Eskişehir'i bombalıyordu. Yunanlılar 26 Mart'ta Adapazarı'nı işgal ettiler. Bilecik şosesinde ise bir Yunan tümeni Türk topçusunun açtığı ateş sonucunda dağıldı. 61. Tümen ise
Gündüzbey'e giren bir Yunan tümenini yenilgiye uğratarak tekrar Gündüzbey'e girdi. Ancakgeri çekilme emri gereğince çekilmeye başladı. 27/28 Mart günü Batı Cephesi'nde bilhassa Deli Halit Paşa'nın komutasındaki sağ kanatta çetin savaşlar oldu. Bizzat Deli Halit Paşa cephenin en önünde çarpışıyordu. Hatta yaralanmıştı da… 24. Tümen karşısındaki Yunan kuvvetleri topçu ateşiyle de desteklenerek ileri mevzilere geçtiler. 24 Tümen de İnönü
mevkiine geri çekilmek zorunda kaldı. Afyon bölgesinde başlangıçta Yunanlılar lehine gelişen savaş daha sonra 57. Tümen lehine dönmüş, ancak geri çekilme emrinin gelmesi bazı birliklerin geri çekilmesi üzerine 57 Tümen de geri çekilmeye başlamış, fakat Türkler'in geri çekildiğini anlayan Yunanlılar topçu ateşi ile geri hatlarımızda ağır zayiata sebep olmuştu.
Muhafız taburu cehpeye gönderildi
Kocaeli bölgesinden Sakarya üzerinden taarruza kalkan Yunan kuvvetleri geri atıldı, Geyve Boğazı'nı aşmaya çalışan Yunan kuvvetleri ve Osmaneli'ne girmek isteyen Yunan kuvvetleri püskürtüldü. Batı Cephesi'nde Yunan kolordusu İnönü mevzilerine yaklaşmıştı. Savaş durumunu yakından izleyen Mustafa Kemal Paşa, Meclis Muhafız Taburu'nu acele olarak
Batı Cephesi'ne gönderdi. Ayrıca Güney Cephesi Komutanlığı'na gönderdiği bir emirle 12. Kolordu'nun Afyon istikametinde taarruza geçmesini böylece Yunanlılar'ın kuzeye kuvvet kaydırmalarının önlenmesini istedi. 30 Mart'taki bütün cephe boyunca Yunanlılar ağır kayıplar vermeye başladılar.
Düşmanın geriye atılışı
Metristepe, Üçşehitler Tepesi ve Bayırtepesi mıntıkasında düşmanla boğaz boğaza bir savaş olmuş ve düşman geriye atılmıştı. Meclis Muhafız Taburu ile 5. Kafkas Tümen komutasındaki Alay da İnönü'ye gelmişti. Afyon'daki Yunan kuvvetleri ise fazla bir ilerleme gösteremediler. Uşak'a devamlı olarak Yunan yaralıları taşınıyordu.
Uşak'ta ise bütün Türkler silahlanmışlar, karşı Türk taarruzunun başlamasını bekliyorlardı.
31 Mart sabahı Üçşehitler Tepesi'nin güneyindeki Türk birlikleri karşı taarruza geçtiler. Tam bir baskın şeklinde cereyan eden bu taarruz düşmana pahalıya mal oldu.
Akşam karanlığından faydalanıldı
Daha sonra Metristepe'ye taarruz başladı. Yunanlılar büyük kayıplar verdi. Akşam karanlığından faydalanarak 10. Yunan Tümeni çekilmeyen başladı. Savaş durumunu kaybeden Yunanlılar'ın bu durumundan faydalanmak lâzımdı. Genel harekât İsmet Bey'e bütün süvari kuvvetleri de Refet Bey'in emrine verildi. 31 Mart akşamı bütün Yunan taarruzu durdurulmuştu. 1 Nisan'dan itibaren Yunanlılar binlerce ölü ve yaralı bırakarak geri çekilmeye başladılar. Bu arada büyük miktarda malzeme kaybına da uğramışlardı. II. İnönü zaferini müteakip Fevzi Paşa'nın rütbesi bir derece daha yükseltildi. 7/8 Nisan gecesi ise Afyon Türk kuvvetleri
tarafından geri alındı.