"29 Ocakların Batı Trakya ve Dünyadaki Yansımaları" adı altında gerçekleştirilen telekonferansta, 29 Ocak 1988 direnişine götüren süreç ve iki yıl sonra Gümülcine'de Türklere karşı düzenlenen toplu saldırı ve vandalizm faaliyetleri konuşuldu.
Konuşmacılar, Albaylar cuntası döneminde Yunanistan'da Türk azınlığa uygulanan baskı ve ayırımcılığın, 1974'te demokrasiye geçişten sonra da sürdürüldüğünü belirterek, azınlık mensuplarının ekonomi, kimlik, din ve eğitim alanlarında ciddi sorunlarla karşılaştığını vurguladı.
Gümülcine ve İskeçe'deki Türk kuruluşlarınca, 29 Ocak Direnişi'nin yıl dönümü dolayısıyla yayımlanan bildirilerde, 29 Ocak 1988'de Batı Trakya Türklerinin milli kimliğinin inkarına karşı onurlu bir direniş gösterdiği ifade edildi
Bildiride, 29 Ocak 1990'da Türk azınlığa yönelik düzenlenen toplu saldırı ve vandalizm olayları kınandı.
Uluslararası antlaşmalar ile korunan Türk azınlığın haklarının yıllardır gasbedildiği kaydedilen bildirilerde, Avrupa Birliği'nin, Batı Trakya'daki azınlık ve insan hakları ihlallerine sessiz ve tepkisiz kaldığı, bu durumun Batı Trakya Türk toplumunca insanlık ve barış adına endişe ile karşılandığı vurgulandı.
- Batı Trakya'da 29 Ocak Direnişi
Yunan yargısı, 1988'de "Yunanistan'da Türk bulunmadığı" gerekçesiyle isimlerinde "Türk" kelimesi bulunan derneklerin kapatılması kararını verdi.
Batı Trakya Türk Azınlığı, 29 Ocak 1988'de gerçekleştirdiği toplu yürüyüş ile yargının bu kararını protesto etti.
Bu tepkilerin ikinci yıl dönümü olan 29 Ocak 1990'da ise fanatik Yunanlar, Gümülcine ve İskeçe'de Türklere karşı toplu saldırılar düzenledi. 2 gün süren saldırılarda, Türklere ait 500'ün üzerinde dükkan ve iş yeri tahrip edilerek yağmalandı, aralarında merhum İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile dönemin bağımsız milletvekili Ahmet Faikoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda Türk darbedildi.