Klasik müzik tabiri, 15. yüzyıldan itibaren Avrupa'da başlayan yenilikçi ve aydınlanma yanlısı müzik ekolünü tanımlamak amacıyla kullanılmıştır.1450'li yıllarda müziğe evrensel ve yüce bir form kazandırma amacıyla yeni arayışlara giren bestecilerin çalışmalarıyla ortaya çıkan tür, rönesans çağında ilk adımlarını attıktan sonra 17. yüzyılda barok döneme girmiştir.20. yüzyıldan itibaren modern döneme giren klasik müzik, günümüzde neo-klasik müzisyenler tarafından hala yaşatılıyor.Sebastian Bach, Ludwig van Beethoven ve Wolfgang Amadeus Mozart öncülüğünde klasik müziğe besteleriyle de katkı sunan müzik adamları mevcut.

Klasik müziğin "babaları"

Bu müziğin evrelerinde emek veren müzisyenler gerek besteleri gerekse hayatları ile birbirinden ilginç yaşama sahipler
İşte bunlardan en önemlileri:

Müziğini anlamak çaba gerektirir

Arnold Franz Walter Schoenberg, Avusturyalı müzisyen, besteci, müzik teorisyeni.13 Eylül 1874'te Viyana'da doğdu. 8 yaşında keman çalmayı öğrendiği zamandan itibaren beste yapmaya başladı. Teorik bilgisinin büyük bir kısmını kendi başına çalışarak kazandı. ABD'ye gittikten sonraki yılarda kimi zaman 12 nota sistemli ve kimi zaman tonal eserler yazdı. Bu konuyla ilgili olarak “Her besteci, yaratıcılığının durmaması için, farklı tarzlarda yazabilmelidir” der.Schoenberg'in müziği melodik ve lirik sürprizlerle dolu ve oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Dinleyici için bu müziği anlamak çaba gerektirir.

Babasının geçimi "çalmasına" bağlı

Romantik dönemin ünlü piyanist ve bestecisi Johannes Brahms. Johannes Brahms'ın babası Johann Jakob sokakta, balolarda, tavernalarda flüt, korno, keman, kontrbas artık ne bulursa çalarak geçimini sağlamaktadır. Babasından 17 yaş büyük annesi Johanna Henrika Christiane Nissen terzilik yapar. Brahms, geleneğe bağlı müzik takipçileri için bir referans haline gelir. Eserlerinde ballad, rapsodi, fantezi gibi serbest formlar nadirdir. Klasik formların güven verici çerçevesinde, geçmiş ustaların yolundan gitmeyi tercih eder.

Kendi kendisini yetiştirdi

20.yüzyıl müzik sahnesinde önemli bir yeri olan isim Igor Stravinsky. 17 Haziran 1882, Oranienbaum — 6 Nisan 1971, New York. Rus bestecisidir. Rimski-Korsakof' dan ve onun öğrencisi Kalafati' den aldığı dersler dışında kendi kendini yetiştirmiştir.Ünlü Rus bale yöneticisi Sergey Diyagilev tarafından ısmarlanan bu üstün bale müziği besteciyi bir anda dünyaya tanıtmış, bu alanda daha sonraki veriminin başlangıcı olmuştur.

Hitlerin ırkçılığına ilham mı oldu?

19. yüzyılın büyük Alman bestecisi Richard Wagner, ünlü operaları hem librettoları kendi yazıp bestelemiştir.Wagner, “müzikli dram” kavramını yaratarak müziği, dramı ve edebiyatı birleştirmiş ve bu yolla opera sanatında kelimenin tam anlamıyla devrim yarattı."Yahudi düşmanı" fikirleriyle Hitler'in ilham kaynağı olduğuna yönelik yorumlar bulunuyor.

Müzik aletini çatı katında sakladı

Georg Friedrich Handel, Barok müziğin en büyük isimlerinden. 40'a yakın opera beslemiştir. Küçük yaşlarda müzik kapasitesini belli etmesine rağmen babası sert bir duruş sergiler, oğlunun hukuk okumasını istemektedir. Annesinin yardımıyla çatı katına gizlediği klavsenle gizlice çalışmalarına devam eder.Müzik tarihinde kendisinden önce kimsenin anlamadığı bir şeyin farkına varmıştır: müziğin sadece aristokrasiye değil, tüm halka hitap ettiği gerçeğini kavramıştır

Armoniye özgürlük kazandırdı

19.yüzyılın sonu ve 20.yüzyılın başına damga vuran Fransız orkestra şefi Claude Debussy. C. Debussy, paralel aralıkların kullanımı, ton hissinin zayıflaması gibi armonik alanda ortaya koyduğu yenilikler ile armoniye özgürlük kazandıran bir bestecidir. Ayrıca tam ton ya da politonal gibi yeni gamları kullanarak müzikte yeni bir çığır açmıştır. C.
Debussy, 19. yüzyıl sonu klasik batı müziğine yeni kimlik kazandırarak, kendinden sonra gelen bestecilere de önder olmuştur.

"İnsanları memnun etmek" önemli

Klasik dönemin ünlü bestecisi Franz Joseph Haydn. Babasının mesleği o zamanların taksisi olan at arabacılığıdır. Baba Haydn, müzik notalarını okuyamasa bile, karısının söylediği şarkılara arp çalarak eşlik edebilmektedir. Bu esnada beş yaşındaki Joseph, bir tahta parçasına çubuk sürterek, arşenin keman telleri üzerindeki hareketini taklit eder.
Hayatının sonuna doğru yazdığı bir mektupta sanatsal savaşımını şöyle açıklar: “İşimi yaparken önüme çıkan bir engelle mücadeleye başladığımda, fiziksel, zihinsel güçlerim tükendiğinde veya yolumu bulmakta zorluk çektiğimde, içimden bir ses bana şöyle fısıldar: Bu dünyada çok az mutlu ve memnun insan var. Devamlı bir şeylere ihtiyaç duyarlar, hayatın getirdiği acılarla uğraşırlar. Belki de benim görevim, kaygılarla, aşırı çalışmayla ezilen bu insanların, bir an durup dinlenme ve kendilerini yenilemelerine yardımcı olmaktır. Bu görev bilinci, çalışmalarımda böylesine ısrarcı olmam için güçlü bir nedendi; bu yüzden, geriye dönüp baktığımda çalışmalarımdan duyduğum, sadece derin bir memnuniyettir.”

Romantik notaların sihrine kapıldı

18.yüzyılın sadece 31 sene yaşayan yetenekli müzisyeni Franz Peter Schubert.Schubert 1797'de Viyana'da doğdu. Çek asıllı babası Viyana banliyösü Lichtenthal'da bir okul müdürü ve müzisyendi. Beş yaşında babasından keman dersleri almaya başlayan Schubert, piyano ve org çalmayı öğrendi; müzik alanındaki üstünlüğünü kısa sürede kabul ettirmiştir.Mozart'a yakın olan Schubert, geleneksel müzik biçimlerine can veren armonik buluşlarıyla tam bir romantiktir. Onun piyano parçalarında şiir, şaka ve halk türküleri havası sezilmektedir.