En önemli farkındalık hastalığın bir kader olmadığını anladığınızda başlayacaktır. Özgür olduğumuzu sandığımız bu yaşamda aslında özgür olmadığımız gerçeğini görmek hastalık dediğimiz prangalardan bizi kurtaracaktır. Burada hastalıkların tıbbi boyutunu ile ilgili bilgiler yok, bu anlamda tıbbi bir bilgiye sahip olmanız gerekmiyor. Hastalıkların zihinsel, duygusal ve enerji boyutuna dikkat çekmek istediğim bilgileri aktardım.
Bu bilgileri aktarma amacım bizi hasta eden negatif enerjiyi ortaya çıkarıp sağaltmak, bedenimizi dengeye getirmektir. Yani okyanusta balığı (hastalık) bulup yakalamayı öğreneceğiz.
Sırasıyla aranılan balığın bölgesini bulmayı, balığa yaklaşmayı ve son olarak o balığı yakalamayı (iyileşme) anlatacağım.
Ben bir Diş Hekimiyim.5 yıllık üniversite hayatım ve 25 yıl meslek hayatım boyunca bana bedenin tek başına ,bağımsız maddi bir sistem olduğu öğretildi. Mesleğe ilk başladığım yıllarda Çin Tıbbına merak salmıştım ancak bunun insan sağlığına uyarlanması bana pek olası gelmiyordu. Buna rağmen bilinçaltı ile ilgili bilgiler her zaman ilgimi çekmiştir. Herkes gibi ben de hastalığın sadece beden boyutunda başladığına ve ilaçlar ile iyileşeceğine inandım. Ancak hep bir şeylerin eksik olduğunu içten içe hissediyordum.
2002 yılında bir anda bağırsaklarımdan kan gelmeye başladığında içim rahattı, muhtemelen bakteriyel bir sorun vardı ve doktora bile gitmeden ilaçlarla geçecekti. Ancak hiç öyle olmadı tam 15 sene devam edecek bir hastalığın başladığını bilmiyordum. Önceleri Hassas Bağırsak Sendromu dendi, patolojik raporlara bakılınca Ülseratif Kolit olduğu anlaşıldı. İlaçlara rağmen her 3 ayda bir kanamalarım artarak devam ediyordu ve kalın bağırsağın son 20 cm. lik kısmının kesilmesi gerekiyordu. Bu haberi ilk aldığım gün geleneksel tıbba inancım tamamen sarsıldı; çünkü bütün tedavi prosedürlerini harfiyen uygulamıştım ancak iyileşmek bir yana, neredeyse bağırsağımı kaybediyordum.
Yıllarca teorik olarak biriktirdiğim bilgileri kullanacağım noktaya gelmiştim, zaten doktorum hiç ümit vermiyordu.
Çok ilginçtir tam da bu kararı verdiğim günün gecesi ,bu konu ile ilgili bir video sosyal medyada önüme düştü. O dönemler bunun basit bir rastlantı olduğunu düşünmüştüm, ancak yıllar bana öğretti ki aslında evrenin muhteşem akışının içine girmişim.
Ben evrene bir adım atıp yardım istemiştim, evren bana lazım olan bilgileri altın tepside sunmaya başlamıştı.
Bir anda önüme bilgiler, videolar, eğitimler ardı ardına çıkmaya başladı, ve başardım. Yıllarca kullandığım ilaçları rafa kaldırdım ve 6 ay sonra yapılan bir klinik muayenede bağırsaklarımın bir bebeğinki kadar temiz ve sağlıklı olduğunu öğrendim.
Bir süre sağlıklı olmanın tadını çıkardıktan sonra, diğer hastalıklarım aklıma geldi. Hayatımı alt üst etmese de boynumda üç tane fıtık vardı, meslek hastalığı olduğunu düşünerek çok da üstüne gitmemiştim. Ama denemek istiyordum ve bu balığı da bulmaya karar verdim. Tam bir nokta atışı oldu, 3 fıtığın ikisi tamamen iyileşti, bir tanesi rahatsız etmeyecek hale geldi. Ben hala inanmakta zorluk çekiyordum ama bir taraftan da enerji alanımın varlığını keşfetmiştim. Bunu bir kere keşfettiğinizde artık isteseniz de duramazsınız çünkü elinize sihirli bir değnek geçiyor sanki.
Denemelerime devam ederken arada sırada beni rahatsız eden migren ile de vedalaştım. O dönem bende ilahi bir güç olduğuna inanmaya başlamıştım.
Bunun üzerine bütün öğrendiklerimizi eşimle birlikte derleyip Resetting sistemini kurduk.
Burada hastalıkları anlatırken örnek olarak verilen vakaların bir kısmı eşime ve bana ait vakalardır, bir kısmı Dr.Hamer'in iyileşme vakalarından alıntılanmıştır.
Amacımız asla geleneksel tıbbı reddetmek değil, bunu yapmam çok saçma olur çünkü ben hala bir doktorum ve geleneksel tıbbın tam ortasındayım. Bu kitapta sadece geleneksel tıbbın artık bizim enerji bedenimize, duygusal ve zihinsel tarafımıza da bakmasını tavsiye edebilirim. Geleneksel tıp sayesinde hastalıklarımızın teşhisi çok kolaylaştı, kan testleri muhteşem bilgiler veriyor ve en önemlisi görüntüleme yöntemleri bize yol gösteriyor.
Bu bilgilere ihtiyacı olan milyonlarca insan var ve ben bunu eğitimler yaparak anlatmaya çalışıyorum. Ancak herkesin eğitime katılma imkanı olmadığı için bu kitabı yazmaya karar verdim.
Enerji bedenimle tanıştıktan sonra etrafıma da uygulamalar yapmaya başladım. Kitapta yeri geldikçe bu iyileşme hikayelerinden de bahsedeceğim. Hadi artık balığı yakalama yolculuğumuza başlayalım.
Bülent Demircioğlu 1972 yılında Antakya'da doğmuş, ilk ve orta – lise öğrenimini Antakya'da tamamlamıştır. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazanıp 1995 yılında ilk kliniğini İstanbul'da açmıştır. 1993 yılında Çin Tıbbı ile ilgilenmeye başlayıp, mesleki bazı uygulamaları Çin Tıbbı ile bütünleştirmiştir.
1998 yılında Hatay'a taşınmış ve yeni bir klinik açmıştır. Reenkarnasyon hikayelerinin çokça anlatıldığı bu bölgede aile dizilimi ve psikosoybilim araştırmalarını örneklendirecek bir çok
vaka ile çalışma yapmıştır. Kendi çözümsüz hastalıklarını (Boyun fıtığı, hassas bağırsak sendromu, migren) bilinçaltı tekniklerle çözerek bilinçaltı travmaların hastalıklar üzerindeki bağlantısını fark etmiş,2020 yılında eşiyle birlikte Yeni Alman Tıbbı, Şamanizm, Hipnoz, Radyestezi, Çin Tıbbı bilgilerini birleştirerek ReSetting sistemini kurmuştur.
Halen Diş Hekimliği yapan Bülent Demircioğlu , 1000 üzeri vakada bilinçaltı çözüm teknikleri ile çalışma yapmış, vakalarda çözüm sağlamıştır.
Her ay ReSetting bilinçaltı hastalık çözümleri ile ilgili eğitim vermeye devam etmektedir. Resetting Çocuk Hastalıkları Bilinçaltı Çözümleri, ReSetting Kilo Sorunları Bilinçaltı Çözümleri, A'dan Z'ye Hastalıklar ve Çözümleri ve Şamanizm Ritüelleri eğitim konuları arasındadır.