Büyük Selçuklu dönemindeki 'büyük' adımlar
Selçuk Sübaşı'nın oğulları devlet temelini attı. Dandanakan ve Malazgirt ile Anadolu'yu yurt tutma pekişirken Melikşah döneminde filizlenen Batıni hareket devletin temelinde gedikler açmıştır

Oluşturma Tarihi: 2021-05-08 22:59:38

Güncelleme Tarihi: 2021-05-08 22:59:38

Selçuklu Devleti'nin kurucusu Selçuk Sübaşı, Dokak adlı bir beyin oğlu, Oğuz Yabguluğu'nun ordu komutanı idi. Daha sonra Oğuz Yabgusu ile bozuşarak 960'yılında Aral Gölü yakınlarındaki Cend şehrine gelmiştir.Burada kendisi ve ona bağlı Oğuzlar Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Selçuk Sübaşı, Cend'de 1009'da 100 yaşını geçkin iken ölmüştür.Beş oğlu vardı. Bunlar Mikail (oğulları Tuğrul ve Çağrı Bey Büyük Selçuklu Devleti'ni kurmuşlardır), İsrail Arslan Yabgu (torunu Kutlamışoğlu Süleyman Şâh Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurdu), Musa İnanç Yabgu, Yusuf Yınal Bey ve Yunus Bey.

Gazneli Mahmut'un hilesi

Selçuk Bey'den sonra Oğuzlar'ın başına Arslan Yabgu geçti. Karahanlılar ile anlaşarak Oğuzlar'ı Horasan'a geçirmek istedi. Tuğrul ve Çağrı Bey bu anlaşmayı tanımadı. Gazneli Sultan Mahmud ise Arslan Yabgu'dan çekindiği için hileyle onu ve çevresindekileri yakalatıp Kalincar Kalesi'ne hapsettirdi. Oğlu Kutlamış buradan kaçıp kurtulduysa da Arslan Yabgu hapiste öldü. Kendisine bağlı Oğuzlar'ın bir kısmı dağılırken diğerleri Tuğrul ve Çağrı Bey'in etrafında toplandı.
Arslan Yabgu'nun bu şekilde ölümü iki önemli sonucu doğurdu. Bunlardan ilki, Arslan Yabgu'nun tutuklanıp ölümü üzerine bütün Selçuklu soyunda Gazneliler'e karşı büyük bir kin ortaya çıktı ve Oğuzlar'daki liderlik konusu Tuğrul ve Çağrı Beyler lehine sonuçlandı.

Yurt tutma ve Dandanakan

Kulturportali.gov.tr'deki bilgiye göre; Tuğrul ve Çağrı Bey, amcaları İnanç Musa Yabgu ile birlikte Horasan'a geldiler. 1035 yılında başlattıkları yurt tutma savaşını kazanarak Selçuklu Devleti'nin temelini attılar. Gazneli Sultan Mesud, Oğuzlar'ı Horasan'dan çıkarabilmek amacıyla 1039'da büyük bir ordu ile Oğuzlar'ın üzerine yürüdü. Tamamen süvari olan Tuğrul ve Çağrı Beyler komutasındaki Oğuz ordusu, Gazneliler'e karşı büyük bir yıpratma savaşına başladı. Son darbeyi vurmak üzere Dandanakan'da Gazne ordusunun karşısına çıkan Selçuklular burada üç günlük savaştan sonra zafer kazandılar (23/24 Mayıs 1040). Gazne ordusunun bütün ağırlıkları, hazineleri Selçuklular'ın eline geçti. Dandanakan Savaşı'nın olduğu alanda taht kuran Oğuz ileri gelenleri Sultan Tuğrul'u tahta çıkararak Horasan hükümdarı yaptılar.

Sultan Tuğrul ve İslamiyetin liderliği

Sultan Tuğrul devrinde doğuda Harezm ülkesi içlerinden batıda Anadolu'da Muradiye, Erciş bölgelerine kadar olan yöre Selçuklular'ın eline geçti. Sultan Tuğrul, Doğu Anadolu'ya girdiği sırada, Abbasî Halifesi Kaim Bî Emrillah'tan bir mektup aldı. Halife kendisinin Şiî Büveyhoğulları'nın ve Türk asıllı Arslan Besasîrî'nin elinden kurtarılmasını rica ediyordu. Bunun üzerine Bağdat'a yürüyen Tuğrul, Büveyhoğulları Devleti'ni ortadan kaldırdı, Arslan Besasîrî ise Bağdat'tan kaçtı.Çağrı Bey'in kızı ile evlenen Abbasî Halifesi kendi kızını da Sultan Tuğrul'a verdi. Sultan Tuğrul Halife üzerinde yalnızca dinî görevleri bırakarak siyasî iktidarı kendi üzerinde topladı. Bu tarihten itibaren İslâmiyet'in liderliği tamamen Türkler'in eline geçmiş oldu. Sultan Tuğrul 1063 yılında 70 yaşında iken öldü. Evlâdı olmadığından yerine kardeşi Çağrı Bey'in büyük oğlu Süleyman, Vezir Amid'ül Mülk Kundurî'nin oldu bittisi ile tahta çıkarıldı.

Sultan Alparslan Ermenistan'ı vergiye bağladı

Horasan Valisi Alparslan başkent Rey üzerine yürüyerek ağabeyini tahttan indirip kendini Selçuklu Sultanı ilân etti. Vezir Kundurî'yi de azlederek yerine Nizam'ül-Mülk'ü bu makama getirdi. Saltanatının ilk yıllarında Arslan Yabgu'nun oğlu Kutlamış'ın ve kardeşi Kavurt'un isyanları ile uğraştı. Kutlamış Alparslan'la yaptığı savaşı kaybetti, kaçarken düşüp öldü (1064). Daha sonra Sultan Alparslan Gürcistan'ı ve Ermenistan'ı vergiye bağladı. Ani ve Kars'ı zapt etti. Anadolu ve Mısır'a da hâkim olarak denizlere ulaşmak isteyen Sultan Alparslan güneye Dicle boylarına giderek Halep'e kadar egemenliğini kabul ettirdi.26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası'nda Bizans ordusuyla karşılaşıldı. Dört bir yandan Bizans ordusunu kuşatan Türkler akşama doğru koca Bizans ordusunu yok edercesine yendiler.

Bizans'a döndü gözleri kör edildi

İmparator Romanos Diogenes ve maiyeti esir düştü. Sultan Alparslan, esir imparatora bir misafir muamelesi yaptı. Romanos Diogenes'in Bizans'taki bütün Türk esirlerini serbest bırakması, büyük bir kurtuluş parası vermesi, her yıl vergi vermesi şartıyla barış yaparak memleketine gönderdi. Ancak Bizans'a dönen İmparator gözleri kör edilerek hapse atılmış ve bu antlaşma böylece uygulama alanı bulamamıştı. Malazgirt Savaşı ile yurt arayan büyük Türk nüfusuna Anadolu'nun kapısı açılmış oldu. Avrupa'da büyük akisler uyandıran bu savaş Haçlı sefelerinin hazırlanması konusunda da Avrupa için bir uyarı oldu. Maveraünnehir'e sefere çıkan Sultan Alparslan, ele geçirdiği Yusuf adlı bir kale komutanı tarafından hançerlenerek şehit oldu (1072), yerine oğlu Melikşâh Selçuklu tahtına geçti.


Melikşah döneminde filizlenen Hasan Sabbah

Melikşâh döneminde; Saltanatının ilk yıllarında, Sultan Alparslan zamanında da iki defa isyan etmiş ve affedilmiş olan amcası Kavurt tekrar isyan etti. Bu isyan bastırılarak Kavurt yayının kirişiyle boğdurularak idam olundu. Karahanlılar ülkesine yürüyen Melikşâh Semerakant'a kadar olan bölgeyi ele geçirdi. Her iki hanedanın arasında akrabalık kuruldu. Gazneliler de aynı akıbete uğradılar ve Melikşâh'ın yüksek hâkimiyetini kabul etmek zorunda kaldılar. Melikşâh zamanında Selçuklu İmparatorluğu en geniş sınırlarına ulaştı. Doğuda Seyhun Nehri ve Tanrı Dağları'ndan batıda Akdeniz ve Boğazlar'a, kuzeyde Kafkas Dağları'ndan güneyde Hint Denizi'ne kadar ulaşılmıştı. Melikşâh döneminin en önemli iç olaylarından birisi de Hasan Sabbah'ın lderi olduğu Batınî hareketidir. Hasan Sabbah, Alamut Kalesi'nde kurduğu yalancı cenneti ile bir tarikat kurmuş, tarikatına mensup fedailerle birçok Türk ve Müslüman ileri gelenlerine karşı suikastlar düzenlemeye başlamıştı. Saltanatının son yıllarında Batınîler'le uğraşan Sultan Melikşâh 38 yaşında iken zehirlenerek öldü

5 yaşındaki oğlu tahta çıkarıldı

Sultan Melikşâh'ın ölümünden kısa bir süre sonra Vezir Nizam'ül-Mülk de Batınîler tarafından öldürüldü. Şeklen Irak ve Horasan'daki Büyük Selçuklu Sultanları'na bağlı olmak üzere Kirman Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Anadolu Selçukluları olarak İmparatorluk parçalandı. Melikşâh'tan sonra yerine 5 yaşındaki oğlu Mahmud tahta çıkarıldıysa da Berkyaruk onu tanımadı. Berkyaruk da 1104'te öldü. Yerine kardeşi Muhammed Tapar Isfahan'da tahta çıktı. Tapar'dan sonra Selçuklu Devleti'nin son büyük hükümdarı Sultan Sançar tahta çıktı. Gurlular'ı, Karahanlılar'ı, Harezmşahlar'ı tekrar vergiye bağladı. Halifenin siyasî gücü ele geçirme çabalarına tekrar son verdi, O'na yalnızca dinî görevleri bıraktı. Ancak Karahıtaylar'a 1141'de Katvan'da yenildi. Bu yenilgi Sultan Sançar için bir dönüm noktası oldu ve bir daha toplanamadı. 1153 yılında ayaklana göçebe Oğuzlar'a tutsak oldu. Üç yıllık esaretten sonra kurtarılan Sultan Sançar 1157 yılında 72 yaşında iken öldü.