Cezayir Bağımsızlık Savaşı, Müslüman Araplar ile Avrupalı Cezayirliler arasındaki gerilimin 130 yıllık koloni yönetimine karşı isyana dönüşmesiyle bir nevi patlak vermiş oldu.
Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi adını alan Cezayir Halk Partisi 1950 yılında Fransız yönetimine karşı eylemlere başladı.
1952'de yargılanan Ferhat Abbas'ın davası yönetimi hedef alan bir propaganda aracına dönüştü. MTLD ve Cezayir Ulema Cemiyeti yöneticileri Arap devletlerinden destek sağlama çabalarını artırdı.
Messali Hac liderliğini beğenmeyen gençlerin kurduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin (FLN) 1 Kasım 1954'te Betna ve Aures'te başlattığı ayaklanma yoğun bir tutuklama kampanyasına da kapı araladı.
İdamlar süreci tetikledi
Ardından Ayn Abid ve el-Alia madenlerinde çıkan ayaklanma, Avrupalılara yönelik eylemleri ateşledi. Yönetim buna idamlarla karşılık verdi.
1956'da Fransa'da iktidara gelen hükümetin valiliğe atadığı Robert Lacoste, direnişi zorla bastırma politikasına yöneldi. Ülkenin iç kesimlerinde giderek denetimi sağlayan FLN'nin etkisini kırmak amacıyla Cezayir'e 500 bin kişilik bir Fransız ordusu gönderildi. Bu sırada daha önce silahlı mücadeleye karşı çıkan milliyetçi önderlerin çoğu FLN'ye katıldı.
Fas ve Tunus'un Cezayir sorununa bir çözüm bulmak amacıyla 1956'da görüşmeye çağırdığı Cezayirli önderlerin yakalanarak hapse atılması, ayaklanmanın daha yayılmasının önünü açtı.
Cezayir'e gönderilen Fransız paraşütçü birlikleri bu girişimleri engelledi ve yoğun işkence uygulaması başladı.
Barışa tel örgüler çekildi
Direnişçilerin sızmalarını engellemek amacıyla Cezayir'in Tunus ve Fas sınırına dikenli tel örgüler çekildi. Bu engelin gerisinde kalan 30 bin kişilik Cezayir ordusunun saldırılarını sürdürmesi üzerine, Fransızlar Şubat 1958'de bir Tunus sınır köyünü bombaladı. Bu olay Fransa - Tunus ilişkilerinin gerginleşmesine ve Birleşik Krallık ile ABD'nin ara buluculuk girişimlerine neden oldu.
Tanca'da toplanan Mağrip Birliği Kongresi'nde alınan bir kararla Cezayir Cumhuriyeti Geçici Hükûmeti (GPRA) oluşturuldu.
Avrupalı Cezayirlilerin Fransa ile birleşme amacıyla yürüttüğü mücadele de arttı. Gerginliğin Fransa'da yol açtığı bunalım sonucunda geniş yetkilerle iktidara gelen Charles de Gaulle, Cezayirli Fransızların baskısına karşın, soruna siyasi bir çözüm bulmaya yöneldi.
Resmi görüşmeler
Arap devletleri ile sosyalist ülkelerden destek gören GPRA ile Mayıs 1961'de resmi görüşmelerin başlamasından sonra, Fransız göçmenlerin kurduğu Gizli Ordu Örgütü sivil halka şiddeti artırdı.
18 Mart 1962'de anlaşma yapıldı. Geçici bir hükümetin gözetiminde yapılacak bir referandumda onaylanmak koşuluyla, Cezayir'in bağımsızlığı tanındı.
Ayrıca bağımsızlıktan sonra Fransa ile ilişkilerin sürdürülmesi ve Avrupalıların uyruk belirlemede serbest bırakılması öngörüldü. 1 Temmuz 1962'de yapılan referandumda 6 milyon kişi bağımsızlık lehinde, 16 bin kişi aleyhte oy kullandı.
8 yıl süren savaşta 2 milyon köylü toprağını terk etmek zorunda kalırken, 250 bin Müslüman Cezayirli hayatını kaybetti