İngiliz Sky News kanalına konuşan Çinli muhalif sanatçı Weiwei, İsrail sorunuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle Kasım 2023'te Londra'daki bir galeri tarafından sergisinin iptal edilmesine ilişkin konuştu.
Weiwei, toplumun her türlü sorgulama ya da tartışmadan kaçınmak için çok çekingen davrandığını, çok sayıda insanın temel fikirlerini söyledikleri için kovulduğunu ve sansürlendiğini, bu durumun çok yaygın hale geldiğini vurguladı.
BATI, ÇİN'DEKİ SANSÜRÜ DE GEÇTİ
Ailesinin Mao Zıdong döneminde 1 yaşındayken sürgüne gönderilmesine atıfta bulunan Weiwei, "Ben bu ağır siyasi sansürün içinde büyüdüm. Fakat bugün Batı'da sizin de aynı şeyi yaptığınızı hatta bazen daha da saçmaladığınızı fark ediyorum." dedi.
Gazze ile ilgili yorumları nedeniyle iki New York Üniversitesi profesörünün görevden uzaklaştırılmasını da eleştiren Weiwei, şu ifadeleri kullandı:
"Bu gerçekten bir kültür devrimi gibi, farklı tutumları olan herkesi yok etmeye çalışıyor, net bir görüşü bile yok etmeye çalışıyor. Bence bunun, Batı'da, üniversitelerde, medyada, her yerde bu kadar yaygın bir şekilde yaşanmış olması çok üzücü. Üniversitelerde ya da siyasi sektörde, hiçbir yerde gerçekler hakkında konuşamazsınız."
"BATILI SANATÇILAR PARA VE ÜN PEŞİNDE"
Weiwei, Batılı sanatçıların ifade özgürlüğünü savunmak için yeterince çaba gösterdiklerine inanıp inanmadığı sorulduğunda da bu kişileri "kapitalizm tarafından yozlaştırılmış" olarak niteledi ve sadece para ve ünlü olma peşinde oldukları yorumunda bulundu.
Heykel, enstalasyon, küratörlük, fotoğraf ve film alanlarındaki çalışmalarıyla tanınan Weiwei, X hesabından yaptığı ve daha sonra sildiği paylaşımında, Yahudi halkına yapılan zulümle ilgili suçluluk duygusunun, Arap dünyasına aktarıldığını ve Arap dünyasına karşı kullanıldığını belirtmişti.
YAHUDİLER AMERİKAN MEDYA-FİNANS VE KÜLTÜR ALANINDA ETKİLİ
Weiwei, Yahudi toplumunun ABD'de medya, finans ve kültür alanlarında önemli etkiye sahip bulunduğunu ve Amerika'nın İsrail'e yaptığı yıllık 3 milyar dolarlık askeri yardımın iki ülkenin ortak kaderi olduğu anlamına geldiğini kaydetmişti.