Edebiyatçı, yazar, hatip, şair ve siyasetçi Hamdullah Suphi Tanrıöver, vefatının 54. yılında yad ediliyor.
Abdurrahman Sami Paşa'nın torunu, Abdüllatif Suphi Paşa ile Ülfet Havva hanımın oğlu olarak 1885'te İstanbul Aksaray'da dünyaya gelen Tanrıöver, çocukluk yıllarını büyükbabasının Çamlıca'daki köşkünde ve babasının Fatih'teki konağında geçirdi.
"Namık Kemal" adlı ilk şiiri başka bir isimle, 1902'de aralarında amcası Samipaşazade Sezai'nin de bulunduğu Jön Türkler'in Paris'te çıkardığı "Şura-yı Ümmet" dergisinde yayımlanan Tanrıöver, gençlik yıllarında daha çok hamasi manzumeler kaleme aldı.
Altunizade ile Numune-i Terakki idadilerinde eğitim gören Tanrıöver, 1904'te Galatasaray Mekteb-i Sultanisi'ni bitirdi.
Tanrıöver, 1905-1907 yılları arasında Reji İdaresi Tercüme Kalemi, Defter-i Hakani Nezareti Mektubi Kalemi mülazımlığı ile Şehremaneti Tercüme Odasında çalıştı.
Daha sonra 1908'de Ayasofya Rüşdiyesinde, 1910'da Darülmualliminde, 1913 yılındaysa Darülfünun Edebiyat Fakültesinde çeşitli dersler verdi, Fecri Ati topluluğu içinde şair ve eleştirmen olarak yer aldı.
Hamdullah Suphi, Balkan Savaşı'ndan sonra elden çıkan Edirne ve Trakya topraklarının Osmanlı Devleti'nde kalması için oluşturulan komisyonla birlikte 1913'te Berlin ve Petersburg'a gitti.
Türk Derneği, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Ocağı ve Türk Bilgi Derneği gibi kuruluşların faaliyetlerine katılan, Türk ocaklarının başkanlığını yapan Tanrıöver, Mayıs 1919'da İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali nedeniyle İstanbul'da düzenlenen protesto mitinglerindeki konuşmalarıyla dikkati çekti.
Osmanlı Mebusan Meclisi'nde görev yaptı
Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Saruhan (Manisa) milletvekili olarak görev yapan Tanrıöver, İstanbul'un işgali ve Türk ocaklarının kapatılması üzerine Ankara'ya giderek Milli Mücadele'ye katıldı.
Antalya mebusu olarak 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren devlet adamı, aynı yıl Maarif vekilliğine (Milli Eğitim Bakanlığı) getirildi, Matbuat ve İstihbarat umum müdürlüğü yaptı, ayrıca İstanbul matbuatına karşı Milli Mücadele'yi savunan yazılar yazdı.
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı İstiklal Marşı'nın TBMM'de milli marş olarak kabul edilmesi için büyük çaba sarf eden Tanrıöver, mücadeleci tavrı ve hitabetiyle önem kazandı.
Duyuru yapıldığında milli marş yazılması karşılığında ödül konulduğu için yarışmaya katılmayan Mehmet Akif Ersoy'u ikna eden ve "İstiklal Marşı"nı Meclis kürsüsünde ilk kez ve üst üste 4 defa okuyan Tanrıöver, şiiri Anadolu mücadelesinin önemli bir simgesi olarak gördü.
Hitabetiyle şöhret bulan, halk arasında ve meclis ortamında yaptığı etkili konuşmalarıyla "milli hatip" ve "cumhuriyet hatibi" olarak anılan Tanrıöver, 1923'te ikinci Meclise de İstanbul mebusu olarak girdi.
Cumhuriyet'ten sonraki yıllarda yeni Türkiye'yi ve Cumhuriyet inkılaplarını öven konuşmalarıyla halk üzerinde etkili olan Hamdullah Suphi, 1925'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki görüşmeler sırasında tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanuna itiraz etti.
İstanbul'da Türk Ocakları'nı tekrar faaliyete geçiren, Etnografya Müzesi'ni kuran Tanrıöver, 1931-1943 yılları arasında Bükreş'te büyükelçilik yaptı.
Tanrıöver, 1944'te İçel'den 7. dönem, 1946'da İstanbul'dan 8. dönem milletvekili seçildi, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız Manisa milletvekili, 1954'te ise İstanbul milletvekili oldu. Hürriyet Partisi adayı olarak 1957'de girdiği seçimi kaybeden Tanrıöver, siyasetten ayrılıp Horhor'daki Suphi Paşa Konağı'na çekildi.
Anadolu'yu milli kültürün ayakta tutacağını savundu
Şiir, hikaye, makale ve edebi tenkitleri "Şura-yı Ümmet", "Yeni Gazete", "Servet-i Fünun", "Resimli Kitap", "Musavver Muhit", "Türk Yurdu", "Genç Kalemler", "Hak", "İkdam", "Akşam", "Rübab, "Hakimiyet-i Milliye" ve "Muallim"in de arasında bulunduğu çeşitli mecmualarda yayımlanan Tanrıöver, çoğu aşk ve tabiat konulu şiirler yazdı.
"İslam Birliğinin Geçirdiği Safhalar", "Sanat ve İstiklalimiz", "Bugünkü Tehlikeler ve Halk Önderleri", "Milliyet Düsturları", "Sovyet Rejimi" ve "Arap Birliği Hakkında Tarihi Mütalaalar" başlıklı yazı ve konuşmaları bulunan Tanrıöver, Haçlıların parçalayıp yutmaya çalıştığı son Türk yurdunun Anadolu olduğunu, Anadolu'yu ayakta tutacak tek yolun ise milli kültür olduğunu savundu.
Tanrıöver, "Toplu İğne", "Yutmaz", "Hasad", "Keçiboynuzu", "İstanbulin" ve "Münekkid" gibi takma adlarla yayımladığı manzume ve yazılarda mizaha olan yatkınlığını gösterdi.
"Namık Kemal Bey Magosa'da", "La question armenienne et un point de vue Turque", "Dağ Yolu", "Günebakan" ve "Anadolu Milli Mücadelesi" eserlerini yazan ve milli edebiyat akımı içinde yer alan şair, aruzu terk edip hece vezniyle ve sade bir dil kullandığı şiirler de kaleme aldı. Eserlerinden "Dağ Yolu" yeni harflerle ve "Günebakan" açıklayıcı notlarla tekrar yayımlandı.
İstanbul'da 10 Haziran 1966'da vefat eden Hamdullah Suphi Tanrıöver'in cenazesi, Merkezefendi'deki aile kabristanında toprağa verildi.