Dolar

34,5405

Euro

36,0137

Altın

3.010,87

Bist

9.549,89

Delilliğin sınırında yazan adam; Edgar Allan Poe

Edgar Allan Poe, kendi dünyasının hakiki bir kahramanıydı. Belli bir resmi vazifeden, yakın dostlardan mahrum, metelik mirasa konmadan sadece kendi zekâsı ve gazetecilik maharetiyle yaşadı. Boston’da aslen İngiliz olan tiyatrocu ana babadan doğduğu halde Virginia’da büyüdü.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-02-11 22:27:50

Delilliğin sınırında yazan adam; Edgar Allan Poe

‘Kadınlara karşı hassas ve güvensiz'

DRDVREQU8AEVSAb

Orduya yazılmak için evinden kaçtıktan sonra Baltimore'da yazı hayatına atılıp, Richmond, Philadelphia ve New York'ta muhtelif editörlüklerde bulundu. Daimî bir kâbus, tereddüt ve azap içinde ömür sürdü. Ölümü bile bir esrar perdesiyle kaplıdır. Kadınlara karşı fazla hassas ve güvensiz olduğundan, bu hislerin tesiriyle âdeta bir çocukla evlendi. Sinirli ve geçimsizdi; sık sık arkadaşlarıyla münakaşa eder, kuvvetini lüzumsuz kavgalarda harcardı. Buna rağmen kendi iç dünyasında dört başı mâmur, tam bir yekpareliğe sahipti.

Poe

Thoreau'nun realite için yaşayışı gibi Poe da güzellik için yaşadı. Poe'ya göre Amerika, küçük fakat kendi hayal ve tasavvurlarına daimi bir tecavüz halinde bulunan sert ve gür bir hakikatler âlemiydi. Bu âlem şair ruhlu bir insana yardım etmediği gibi onu kendi başına da bırakmıyordu. Buna karşı yazar, yegâne hâkimi ve şairi kendisi olduğu romantik bir âlem kurdu. Burada Poe yahut kendi arzularının imajı olarak yarattığı kahramanı, servet, lüks, ilim, zihnî spekülasyonlar, vecd ve hayal kırıklıkları içinde hüküm sürdü.

mcsGLOgbKIre7mIK-637128055209772794

Hikaye kahramanları

Bu kahraman bir kadına sahip olduğu zaman, onun için eti ve canından evvel zekâsı mühim olan bu kadın, güzelliğiyle onu marazî ateşlerle yakıp tutuşturuyordu. Yalnız kaldığı zamanlar da yasak kitaplarla dolu muazzam kütüphaneler kuruyor, zihni kapkaranlık boşluklara, seyyarelere, asil tahayyüllere kapılıyordu. Fakat Poe kendini tamamen bu kurduğu hayâl âlemine kaptırmadı. Kahramanın deli olmadığını isbat için onu fevkalâde mâkul yapmıştı.

Kendini ilmin en son buluşlarıyla örülü karmakarışık lâtifelerle avutuyor; en şenî, en kanlı katilleri takip edip en karışık meseleleri birbiri ardından hallediyordu. Hikâyeleri bazen kendisinin, bazen kahramanının ağzından anlatıldığı halde, hepsinin arkasında değişik hüviyetlere bürünmüş aynı adam görünür. Şayet Poe bir âlemin hâkimi olsaydı, yapmak istediği veya yapmaktan çekineceği şeyler bu anlattıkları olacaktı. Bir şair olarak hislerini asabî bir hava ile dolu bir kral edasıyla terennüm etti.

edgar-allan-poe-feature-640x340-1280x720

Şiir dünyası

Poe'nun sihirli esrarengiz şiirleri hemen hemen sadece güzellik, can çekişen bir güzellik teması üzerine kuruludur. Ölü şehirler, ölü tabiat, ölü kadınlar, ölü ümitler. Bu temanın diğer bütün şairleri için de en münasip mevzu olduğunu iddia ederdi. Bu şekli bilhassa seçmiş olduğuna işaretle, her mısraını düşünülerek, hesaplanarak meydana getirildiğini söylerdi. Şiirde başka maksatlar güdenlere tahammül edemezdi. Nesirde de, meselâ hikâyecilikte olduğu gibi, muayyen hususlar üzerinde bilhassa durup, her şeyi bu tesiri uyandırmak üzere muvazene kuracak şekilde tertiplemekte ısrar ederdi. Bir yazar ne düşünürse düşünsün, ruhunda ve kaleminde ne çeşit fırtınalar eserse essin iradesini kaybedip gayesinden ayrılmayacaktır.

Poe, güzelliğin hakikat ve vazifeyle alâkası olmayan bir hayal ve tasavvurdan uzak bir mefhum olduğu kanaatindeydi. Kendi içinde mevcut olan güzellik insanların kolayca ulaşabilecekleri bir yerde olmadığı gibi, sadece saf, kesif ve yüksek heyecan anlarında idrak olunabilir. Bu idrak tesadüfi değil bir emek mahsulüdür. Ona ulaşmak isteyenler, onun için yaşayanlar çalışmalı, gayret etmelidir. Bazı mesut tesadüfler kâfi değildir.

Çok yönlü yazar

Poe'nun zamanında Amerika'ya hâkim fikirler bunlardı. Kendi çağdaşları üzerinde bir edebiyat devi tesiri bırakan yazar, öldüğü zaman bir efsane mahiyetini almıştı. Amerika, içli, terennüm eden, seven ve acı çeken hakiki bir şaire kavuşmuştu. Zavallı efsane, Poe'nun inanıp da dünya nazarındaki kıymetini arttırmağa gayret ettiği büyük şahsiyetinden çok daha kuvvetle yerleşti. Bu ikisinden biri diğerine hâkim olamadı. Poe çok taraflı bir yazardı.

Poe-1

Polisiye hikâyelerin mucidi

Gayet canlı, faal bir gazeteciydi. Kötü terbiye edilmiş olmakla beraber yaradılıştan aydın bir kafası vardı. Kati ölçü ve kaideleri benimsemiş mâkul bir edebiyat tenkitçisi; sihirli bir şairdi. Zamanına kadar mevcut olmayan küçük hikâye tarzını belli kaidelere bağlayarak kullanan, polis hikâyelerini ilk icat eden odur. Hâsılı kendi sanatının bir nevi kanun yapıcısı olan unutulmuş, ihmal edilmiş bir bohemdi. Bütün bunlara rağmen kendisi sinirlerine değil, sinirleri kendisine hâkim olduğu için daha az canlılıkla yaşamaktadır.

4019021965

Deliliğin sınırında

Kaleme aldığı his ve korkunç kâbusları fevkalâde yakından biliyordu. Delirmeğe arpa boyu mesafede sayısız buhranlar geçirmiş, sapıklıklara kapılmıştı. Zihninde şüphe ve tereddüde varan belli belirsiz bir hissin mevcudiyetini hissettikten sonra bunun esiri olacak bir insan tahayyül etmek için öyle uzun boylu uğraşmasına lüzum yoktu.

Hikâyeleri son derece dramatize edilmiş, açılmış oldukları halde bir yanında okuyucunun zihnî cehdine amade gizli bir köşe, bir esrarlı nokta kalırdı.

Böylece Poe bazen kendi büyük şahsiyeti, bazen zavallı efsanesinin ardından görünüp durmaktadır. Onun âsabının gizli köşelerinden çıkan sesler her zaman ve her yerde okuyucularının asabında kendilerini dinleyecek bir kulak bulmakta devam edecek.

Kaynak: Kısa Amerikan Edebiyatı Tarihi, Carl Van Doren, Orhan Azizoğlu çevirisi, Varlık yay. 1952

Haber Ara