Kaya resimleri ve tamgalarla ilgili araştırmalar yapan Ümit Şıracı, Bekilli ilçesi kırsalında Türklerin Anadolu'ya 1071 yılından çok daha önce yerleştiğini gösteren kaya resimleri tespit etti.
İki ayrı noktada kayalar üzerine kazınmış 33 figür belirlendi. İslamiyet öncesi dönemde şamanlarca kayalara kazınmış oldukları ifade edilen resimlerde Tatar ve Kıpçak tamgalarının yanı sıra Orta Asya'da sıklıkla görülen figürlere rastlandı. Buluntuların M.Ö. 3'üncü yüzyıldan başlayarak 19'uncu yüzyıla kadar tarihlendiği belirtildi. PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ve PAÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, figürlerin bulunduğu alanda inceleme yaptı.
'TÜRKLER 1071'DEN ÖNCE DE ANADOLU'DAYDI'
Denizli'de Türklerin stratejik geçiş noktalarını taradığını belirten Ümit Şıracı, "Burada tamga, kaya resmi, mezar taşı, balbal ve hatta kurganlar var. Bulduklarımızın değerlendirilmesi için üniversiteye bildirdik. Burada bir çalışma yürütüldü. Bunlar, Anadolu Türk tarihinin aydınlatılması için önemli veriler. Buluntular Türklerin Anadolu'ya 1071 yılındaki Malazgirt Zaferi'nden önce geldiğini kanıtlayacaktır. Bu bölgede yoğun şekilde kaya resimleri bulundu. İki alanda tespit ettik. İnanıyorum ki; bu buluntular Anadolu'daki Türk tarihi hakkında yeni bir sayfa açılmasını sağlayacak.
Tatar ve Kıpçak tamgaları ile dini motiflere rastladık. İslami dini motiflerin dışında eski Türklerin inançlarını simgeleyen çizimler var. Şaman çizimleri var. Binlerce yıldır Orta Asya'da rastlanılan kaya resimlerinin aynısı var. Bunlar, ortak ritüel dili. Bunları insanlar gelişi güzel kazımıyorlar. Bunları yapanlar; dini önderler, kamlar, şamanlar. Belli ritüellere göre kazınıyor. Güneşin doğduğu tarafa bakan parlak kayalara kazınmışlar" dedi.
'NET OLARAK SÖYLEYEBİLİRİZ, 1071'DEN BURADAYDIK'
PAÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ise bulunan kaya resimlerinin M.Ö. 3'üncü yüzyıla ait olduğunu ifade ederek, "Burada 33 figür tespit ettik. Her bir figürün ayrı ayrı önemi var. Milattan önceki çağlardan günümüze yakın bir döneme kadar yapıldıklarına dair ipuçlarımız var. Genel şekillere baktığımızda şaman motifleri ele alınmış. Bunlar, ortak özellik olarak bizleri Orta Asya'ya götürüyor. Kazılar Osmanlı döneminde de devam etmiş. Sürahi motifleri bulduk. Osmanlıca yazılar ve isimler bulduk. Hatta Yunan işgali döneminde, büyük ihtimalle Yunanlılar tarafından yapılmış işaretler de gördük. Denizli yöresinde daha çok sayıda kaya resminin tespit edileceğini düşünüyoruz.
10 yıldır kaya resimlerine yönelik bilimsel çalışma yapıyoruz. 1071, bizim Anadolu'nun tapusunu aldığımız bir dönemdir. Bu tarihten önce Anadolu'da Türkler var mıydı? Bu bir tartışma konusuydu. Kavimler Göçü'ne baktığımızda Anadolu'da yerleşim olduğunu biliyoruz. Bizans kaynaklarında da pek çok Türk'ün generalliğe kadar yükseldiğini görüyoruz. Kaya resimleri tespitlerimizden net olarak söyleyebiliyoruz ki; 1071'den önce de buradaydık. Bunlar yüzeylere yazılmış birer mektuptur. Okumasını bilenlere çok şey anlatır. Orta Asya'daki gelenek burada da devam etmiş. Hem figür hem de damgalar olarak karşımıza çıkıyor. Bazı yerlerdeki yazıtlarda kullanılan alfabe, Göktürk alfabesi olarak karşımıza çıkıyor. Kaya resimlerinin ise M.Ö. 3'üncü yüzyılda başlayıp, 19'uncu yüzyıla kadar devam ettiğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
KAYA RESİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULACAK
Kaya resimlerinin bulunduğu alanda inceleme yaparak bilgi alan Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan da araştırma merkezi kuracaklarını söyledi. Prof. Dr. Kutluhan, "Bakir alanda kayalar üzerinde çok değişik kaya resimleri bulundu. Buluntular, üniversitemiz tarafından yorumlandı. Bizi tarihin eskilerine götürüyor. İslam öncesi ve sonrası figürler olduğu ifade edildi. Kaya resimleri üzerinde durmayı amaç edindik. Bu alanda yurt dışında pek çok merkezler kuruldu. Biz de Türkiye'deki ilk kaya resimleri araştırma merkezini kurmayı planlıyoruz. Anadolu tarihinin en derin bilgisi kaya resimlerinde saklı. Nereden geldiğimiz noktasında tarihin en derin bilgileri kaya resimlerinde saklı. Eğer bu tarihi çözebilirsek, bizim başarımız olacak. Türkiye'de bu konu biliniyordu ama önemi noktasında belki biraz arkalarda kalmıştı. Bu çalışmaları bilimsel olarak yapacağız" diye konuştu.