73 yaşında tahta oturan İngiltere Kralı III. Charles, 'Drakula'ya ilham olan Kazıklı Voyvoda'nın torunu mu? Fatih Sultan Mehmet'in gönderdiği elçilere yaptığı zulümle tarihe damga vuran Eflak prensi III. Vlad ile Kral'ın arasındaki gizemli bağ hakkında söylenenler oldukça ilginç.
Dünya tarihine insanlara korku salan bir hükümdar olarak damga vurdu, yazar Bram Stoker'ın 1897'de kaleme aldığı 'Dracula' adlı romanında yarattığı efsanevi vampirden sayısız korku filmine, televizyon programından tüyler ürpertici hikâyelere kadar pek şeye ilham verdi. Dracula'ya ilham olan isim Eflak prensi III. Vlad namıdiğer Kazıklı Voyvoda'ydı. III. Vlad 1431'de, günümüz Romanya'sının tarihi bölgelerinden Transilvanya'da (Erdel) doğmuştu. Kazıklı lakabını ise düşmanlarını alt etmek için kullandığı yöntemden almıştı.
OSMANLI SARAYINDA ESİR OLARAK TUTULDU
III. Vlad'ın babası II. Vlad 1442'de Osmanlı Sultanı II. Murad ile yapacağı diplomatik bir görüşme için çağırıldığında yanında oğulları III. Vlad ve Radu'yu da götürdü. III. Vlad'ın kin dolu serüveni de burada başladı. Çünkü II. Murad'ın yapacağı görüşme bir tuzaktı ve üçü de tutuklanıp rehin alındı. Yaşlı Vlad, oğullarını ardında bırakmak koşuluyla serbest bırakıldı. Araştırmacılara göre II. Murad, Vlad ve kardeşini, babaları II. Vlad'ın Türkiye ile Macaristan arasında sürmekte olan savaşta akıllıca davranacağından emin olmak için rehin almıştı.
Osmanlıların elindeki Vlad ve küçük kardeşi bilim, felsefe ve sanat alanlarında özel olarak eğitildi. Kardeşi Radu bir Türksever olarak yetişse de Vlad esir olarak tutulmaktan oldukça mutsuzdu ve bunun intikamını almak istedi. Bu olaydan sonra Türklerden nefret ettiği rivayet edilen Vlad'ın, tahta oturduğunda gerçekleştirdiği işkence yöntemleri dönemin Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in de dikkatini çekecekti. Vlad yalnızca bununla kalmadı, esir tutulduğu yıllarda kardeşlik yemini ettiği II. Mehmet'e verdiği sözleri tutmayarak aynı zamanda gönderdiği elçilerini de öldürecekti.
KAZIĞA GEÇİRİLMİŞ İNSANLARLA DOLU YOL
Rivayete göre bir grup Osmanlı elçisi, Vlad'ın huzuruna kabul edilmişti fakat dini bir gelenek dolayısıyla sarıklarını çıkarmayı reddetmişlerdi. Dine adanmışlıklarını takdir eden Vlad söylenenlere göre, sarıklarını kafataslarına çivileyerek sarıklarının sonsuza dek kafalarında kalacağını belirtti ve cesetleri Fatih Sultan Mehmet'e gönderdi. Başa geçtiğinde verdiği ilk emirlerden bir diğeri de Osmanlı sultanına yapılacak yıllık haraç ödemesini durdurmak oldu. Bu vergi Eflak ve Osmanlı arasındaki barışı sağlama alıyordu. Bütün bunları bir gerekçe olarak gösteren Fatih Sultan Mehmet 1460-1461 yıllarında Voyvoda'yı durdurmak için sefer düzenledi. Fatih, Târgovişte'ye vardığında ise kazığa geçirilmiş insanlarla dolu kilometrelerce uzunlukta bir yol ile karşılaştı. Bu, Vlad'a ölümünden sonra kendisine takılan Kazıklı Voyvoda lakabını kazandıran tüyler ürpertici olaylardan sadece biriydi.
“III. Vlad Osmanlı savaş esirlerini kazığa geçirmesinden kısa bir süre sonra kendisinden çok daha güçlü düşmanı II. Mehmet'i yenemeyerek Macaristan'a sürgüne gönderildi. Birkaç yıl boyunca esir olarak tutuldu, bu sırada evlendi ve iki çocuk sahibi oldu. 1476'da Osmanlılarla bir başka savaşa hazırlanan Vlad ile küçük bir öncü birlik pusuya düşürüldü. Mihaloğlu Ali Bey ve yanındakiler Vlad ve 300 kişilik ordusunu yenilgiye uğratıp onu öldürdü ve kesik başını da Fatih Sultan Mehmet'e gönderdi. Onun bir vampir olduğu söylentisi ise Avrupa'da çoktan yayılmaya başlamıştı. Edebiyat ve sinema dünyası da bu mücadeleye bol bol yer verdi.”
DİKKAT ÇEKEN KAN BAĞI
Geçmiş tarihte Romanya'nın Transilvanya bölgesindeki ormanlarına olan ilgisinden söz eden Prens Charles, soyağacına göre Kazıklı Voyvoda'nın ataları arasında bulunduğunu belirtmişti. Prens Charles, "ulusal hazine" olarak nitelediği Transilvanya bölgesinde ormanların korunması için uzun süredir çaba gösteriyor.
Tarihin tozlu sayfalarında öfkesi ve vahşetiyle yer alan Kazıklı Voyvoda ile 73 yaşında tahta oturan Kral III. Charles'ın arasındaki ilişki ise oldukça ilginç. Son dönemlerde oldukça gergin ve öfkeli tavırlarıyla gündeme gelen Kral ile Drakula'ya ilham veren III. Vlad arasında kan bağı dikkat çekici! İngiliz Kraliyeti'nin İspanya, Monako, Hollanda, İsveç gibi kraliyet aileriyle olan bağı daha önce birçok kez gündeme getirilmişti. Ancak İngiliz kraliyet üyelerinin Romanya'da bir ailesi olduğu, Kral'ın III. Vlad'ın soyundan geldiği ve Transilvanya'yı sevdiği ise pek bilinmiyor. İngiliz yazar David Hughes'un 2007'de kaleme aldığı 'The British Chronicles' kitabında yer verdiği bir soy ağacı da bu iddiayı destekliyor. Kitaba göre Kral III. Charles'ın 1998'de Transilvanya'ya yaptığı ilk ziyaretten sonra Kazıklı Voyvoda ile olan bağlantısını öğrendi. Yazarın anlatımıyla Charles görünüşe göre bu durumdan çok memnundu ve memnuniyetini "Kanımda Transilvanya var" sözleriyle dile getirirken çok gururluydu.
ROMANYA'DA BİRÇOK MÜLKE SAHİP
Ayrıca Kral III. Charles Galler Prensi Vakfı aracılığıyla Transilvanya'da, özellikle sürdürülebilir tarım sistemleri alanında da çok sayıda hayır işi yaptı. Bölgedeki yatırımları sebebiyle Alba Iulia şehrinin belediye başkanı Prens Charles'a 'Transilvanya Prensi' unvanını vermeyi bile teklif etti. Kral Charles'ın annesi Kraliçe II. Elizabeth'in büyük büyük büyükannesi Macar Kontes Klaudia Rhedey de 19'uncu yüzyılda Transilvanya'da doğup büyüdü. Kral III. Charles'ın ise Romanya Viscri'de, Zalanului Vadisi'nde, Malancrav'da ve Breb'de çeşitli mülklere sahip olduğu bilinenler arasında.
“İrlandalı yazar Bram Stoker'ın dünya edebiyatına kazandırdığı eseri 'Dracula', geçtiğimiz yıllarda televizyona da uyarlanmıştı. Danimarkalı aktör Claes Bang'in başrolde yer aldığı 'Dracula' dizisi 2020 yılında televizyon izleyicisiyle buluşmuştu. BBC One'da yayınlanan dizi üç bölümden oluşuyordu. 'Kont Dracula'nın suç işlemesindeki psikolojisi ve savunmasızlığının irdelendiği bu üç bölümlük uyarlama İngiliz seyircisinin büyük bir ilgisiyle karşılanmıştı.1 Ocak 2020'de yayınlanan ilk bölümün tam 6.99 milyon seyirci tarafından izlenmesi ve neredeyse 7 milyonluk izlenme rakamıyla İngiltere'de önemli bir reyting başarısı elde etmesi ise sanki bu bağı içten içe perçinler nitelikte.”
Milliyet