Yazar, akademisyen ve tarihçi Emrah Safa Gürkan, Hotel Les Ottomans'da D&R'ın ev sahipliğinde okurlarıyla bir araya geldi.
İlker Canikligil'in yönetiminde gerçekleşen söyleşide Gürkan, "Artık çok görsel bir çağda yaşıyoruz. Mesela eskiden insanlar Ortaçağ'da konuşarak okurlardı. Daha sonra aynı kitabı 50 kere okuduğumuz bir dönem oldu, kitap sayısı az olduğu için. Sonra 1700'ler geldi, bu sefer birçok kitap okumaya başladık. Şimdi ise bambaşka. Dönem değiştikçe kitapla ilişki de değişiyor. Mesela roman bu krizi çekecek ileride, bin sayfalık bir kitabı insanlar okumuyorlar. Bizi zorlamayan şey aslında bizi geliştirmiyordur" diye konuştu.
"DEVLET"İN DEĞİŞEN ANLAMI
Gürkan, insanların tarihi yanlış anladıklarını belirterek, "Tarih, ekonomiyle, coğrafyayla, felsefeyle hatta sanatla ve sinemayla da ilişki kurabilen bir şey. Tarih değişimin bilimidir. Eskiden devlet farklı bir anlama geliyordu mesela. 13. yüzyılda devlet derseniz 'talih' anlamına geliyordu" ifadelerini kullandı.
"TÜRK HALKI SORMUYOR, ANLATIYOR"
Tarih anlatmak için tarihçi olduğunu ancak daha çok dinlemek zorunda kaldığını söyleyen Gürkan, "Size soru sormuyorlar mı?" sorusuna "Türk halkı sormuyor, anlatıyor genelde. Türkiye'de cümlenin amadan öncesini dinlemeyeceksiniz. "Siz de tarihçisiniz ama" diye bir cümle geliyorsa tarihçi odur" diye cevap verdi.
YOUTUBE'UN HIZLA AYILMASI
Yazar Gürkan, sosyal medyanın insan hayatındaki yerine de değinerek, "Türkiye'de okumuş insanlar, proletarya olmadıklarını düşünüyorlar ama aslında baktığın zaman onlar da çalışanlar. Çok bir yere sıkışıyorlar ve hayatlarını güzel yaşamak istiyorlar. Feodal yapıdan dolayı ortaya çıkamayan ve televizyonda görünemeyenlerin önünü YouTube açtı. Çünkü dünya çok hızlı değişiyor şimdi. Çok hızlı geliştiği için de yakalayamıyorlar. O yakalayamamayı çözen bir şey oldu YouTube" değerlendirmesinde bulundu.
"KÜLTÜRÜ ALICI YÖNLENDİRİYORSA KÖTÜ BİR YERDESİN"
Kendisinin de çok televizyon izlemediğini ifade eden Gürkan, "İnsanlar biraz bundan uzaklaşsın, iyi kitaplar okusun. Ben mesela YouTube'da bir program yapabilmek için altı tane falan kitap okuyorum. Artık bari bunu tüketsin insanlar. Bunu da öğrenmek için tüketmesin. İyi kitaplar okusun. Sadece beni de değil. Ben bir tane adamım. İyi olup olmadığımı da 15-20 sene sonra anlayacaksınız" dedi.
"BU NE İŞİME YARAYACAK, ANLAYIŞI AŞILMALI"
"Kitap okuyorum, bu benim ne işime yarayacak?" sorusunun yanlış olduğunu dile getiren Gürkan, şöyle devam etti:
"Hayat gailesini biraz aşmış insanların artık bir şeyleri işe yaramasa da yapması, uzun vadeli oynaması lazım. Kitapta kavramların değişebildiğini görüyorsun, toplumun nasıl çıktığını mesela sosyolojiye giriş dersi almayanlar orada öğreniyor. Sanatla ilgili çok temel şeyleri bilmiyor olabilirsin. Geçen gün 15 sayfalık bir makale okudum Hobsbawm ile ilgili kovboy miti nereden diye. Biliyorsunuz kovboy diye bir şey yok onlar çoban. O mit niye çıkmış? Avrupa'da niye öyle olmuş diye bir şey. 15 sayfa da adam öyle bir şey anlatmış ki şaşırıp kalıyorsun."
Gürkan, bazı okurların okudukları kitapları çok kolay bulduklarını belirterek, "Kültürü alıcı yönlendiriyorsa kötü bir yerdesin demektir. Bir kitap çok kolay okunuyorsa sen kendini geliştirmiyorsundur. Kolay bulan başka şeyleri okusun" değerlendirmesini yaptı.
Daha önceki kitaplarına kıyasla bu kitapta dipnot kullanmadığını daha eğlenceli bir dille yazmaya çalıştığını anlatan Gürkan, "Kaynakça baya yoğun çünkü o sadece kitabın değil, son 15 yılda okuduğum bütün kitapları kaynakçaya koydum oraya. Bana ne okuyalım diye soruyorlardı hep. Bütün okuduğum kitapları not ediyorum" diye konuştu.
Gürkan, etkinliğin ardından katılımcılarla sohbet ederek, son kitabı "Bunu Herkes Bilir"i okurları için imzaladı.