Eski Naziler ve 'Sam Amca'; ABD, Alman istihbaratının kontrolünü nasıl ele geçirdi?
BND'nin efsanevi kurucusu Reinhard Gehlen ve onun Washington'a sadık hizmetinin tarihi...

Oluşturma Tarihi: 2022-12-14 22:14:44

Güncelleme Tarihi: 2022-12-14 22:14:44

“Amerika Birleşik Devletleri esasen hala Almanya, Japonya, Güney Kore Cumhuriyeti ve diğer ülkeleri işgalcisi durumunda. Aynı zamanda sinsi bir şekilde onlara eşit müttefikler diyor... Bu ne biçim işbirliği?”

Bu soru, 30 Eylül 2022'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Rusya Federasyonu'na yeni bölgelerin dahil olmasına ilişkin anlaşmaların imzalandığı Kremlin'de yaptığı konuşmada soruldu.

Putin daha fazla ayrıntıya girmedi, ancak sözlerine itiraz etmek zor. Batı Avrupa'nın en güçlü ülkesi Almanya, ulusal çıkarlarına karşı giderek daha fazla aykırı hareket ediyor. Berlin, dış politika rotasını yalnızca NATO ve G7 zirvelerinde değil, aynı zamanda daha özel kanallar aracılığıyla da Washington ile koordine ediyor. Bunlardan biri de resmi adı Alman Federal İstihbarat Servisi (BND) olan Almanya'nın dış istihbarat servisidir.

Bu departman, İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda eski Naziler ve SS subayları tarafından özel bir istihbarat teşkilatı olarak kuruldu. Hizmetin kontrolü tamamen ABD'nin elindeydi ve ABD'nin çıkarları doğrultusunda büyük istihbarat operasyonları yürütülüyordu. Çok sayıda gazetecilik araştırması, durumun bugüne kadar pek değişmediği sonucuna varmamızı sağlıyor.

NAZİ CASUS MEMURLARI
"Alman istihbaratının" tarihi, kurucusu Reinhard Gehlen ile sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Gehlen, 3 Nisan 1902'de Alman İmparatorluğu'nun bir parçası olan Erfurt'ta, Prusya ordusundan emekli teğmen Walter Gehlen'in ailesinde doğdu. Aile, erkek üyelerinin geleneksel olarak orduda görev yaptığı Flaman aristokrasisinden geliyordu.

Genç Gehlen'in aile geleneğinden kopma şansı vardı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Versay Antlaşması hükümleri uyarınca, Almanya'nın askeri eğitim kurumlarına sahip olması kısıtlanmıştı.

Adolf Hitler iktidara geldiğinde her şey değişti. Onun yönetimi altında Almanya, militarizasyona doğru rotasını yeniledi. İlk adımlardan biri, Genelkurmay Koleji de dahil olmak üzere askeri eğitim kurumlarının restorasyonuydu. BND'nin gelecekteki başkanı Gehlen, ilk mezunlarından biriydi.

1936'da Gehlen, İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli generallerinden biri olan Erich von Manstein'ın önderliğinde Alman ordusunun “Güney” grubunun harekat departmanına subay olarak atandı. Bu atama, askeri kariyeri için bir sıçrama tahtası oldu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Gehlen, Korgeneral rütbesine yükseldi ve Alman Ordusu Abteilung Fremde Heere Ost (FHO) Yüksek Komutanlığı'nın askeri istihbarat şefi oldu. Savaş yıllarında bu yapı, Sovyetler Birliği'nin teknik, askeri, stratejik ve siyasi istihbaratına ilişkin büyük miktarda veri toplamıştır.

Aslında Gehlen parlak askeri kariyerini tamamen Hitler'in Nazi birliklerine borçluydu.

Ancak 1944'te, Nazi rejiminin azalan umutlarının farkındaydı. Gehlen, ateşli bir anti-komünist olarak, hizmetleri için iyi para ödemeye istekli Batılı müttefiklerden birine katılmaya karar verdi. İstihbarat başkanı olarak Gehlen, çok sayıda istihbarat belgesinin kopyalanıp su geçirmez varillerde saklanması için emir verdi. Bunlar daha sonra Avusturya Alpleri'nde çeşitli noktalara gömüldü.

Bu belgelerin alıcı bulması uzun sürmedi. Temmuz 1943'te ABD Savunma Bakanlığı'nın askeri departmanı, Özel Projeler Departmanını kurdu. Bu örgüt, Alman savaş esirlerini yeniden eğitmek için gizli bir program geliştirmeye başladı.

5 Nisan 1945'te, Almanya'nın teslim olmasından bir ay önce, Korgeneral, yardımcıları Gerhard Wessel ve Hermann Bown ile birlikte, savaş sırasında toplanan Sovyet bağlantılı istihbarat personelini ve en iyi Amerikan yanlılarını yanına alarak Amerikalılara teslim oldu.

Bundan kısa bir süre önce, ABD Ordusu Genelkurmay Başkanı George Catlett Marshall Jr., Doğu cephesindeki Wehrmacht askeri oluşumlarının arşivlerini incelemeyi kabul etti. Ayrıca Nisan 1945'te, Büyük Britanya ve Amerika Birleşik Devletleri istihbarat servisleri arasında SSCB'ye karşı askeri operasyon yürütme deneyimini incelemek için bir anlaşma imzalandı. Birikim ve tecrübesiyle Gehlen, olağanüstü bir zamanlama yaptı.

Gehlen, Amerika Birleşik Devletleri'ne ulaştığında kendisine Hans Holbein takma adı verildi. Kendisine ABD ordusunun SS üyeleriyle işbirliği yaptığı gerçeğini gizlemek için hizmet sertifikası verildi.

Gehlen'in Amerikan hükümeti ile yaptığı anlaşmanın bir sonucu olarak, Eylül 1945'in ortalarından itibaren ABD'deki savaş esirlerinin tutulduğu, posta adresi PO Box 1142, Fort Hunt, Virginia olan kamptaki rehberliğinde araştırma çalışmalarına başladı. Projenin kod adı "B" (Bolero) idi.

NAZİ TABANLI ÖRGÜT
CIA arşivlerinden edinilen bilgilere göre, Ekim 1945'ten Nisan 1946'ya kadar 200 kadar subay bu plana katıldı. Çalışmalar sonucu, İngiltere, ABD ve Kanada hükümetleri için hazırlanan 3.657 sayfalık bir belge oluşturuldu.

Temmuz 1946'da Gehlen'in Bolero grubu, eski Nazilerden oluşan başka bir istihbarat birimiyle birleştirildi. Bu, SSCB kontrolündeki Avrupa topraklarındaki radyo yayınını izleyen bir hizmet olan Keystone birimiydi. Herman Baun tarafından yönetilen Keystone Almanya'nın Oberursel kentinde bulunuyordu. Bu iki grubun ortak harekatı kod adı Rusty idi. Asıl görevleri, SSCB'nin silahlı kuvvetlerinin kontrolü altındaki Avrupa topraklarındaki durumu hakkında istihbarat toplamaktı.

Birkaç ay sonra, Gehlen ve ABD hükümeti, Gehlen Organizasyonu adı altında tam teşekküllü bir casus teşkilatı kurma konusunda anlaştılar. Örgüte kendisi başkanlık etti ve teşkilat ortadan kaldırılana kadar daimi başkan olarak kaldı.

Gehlen'in işe aldığı ilk kişilerden bazıları, kendilerine sahte isimler ve sahte belgeler verilen SS ve Gestapo subaylarıydı.
CIA'nın gizliliği kaldırılmış arşivlerinde, SS birimlerinde görev yapan ve örgüte Karl Schuetz adıyla katılan üyelerden biri olan Heina Paul Johannes hakkında bir dosya mevcuttur.

İlk katılanlar arasında SS-Üsteğmeni (Obersturmfuhrers) Frans Goring ve Hans Sommer ve SS-Führer'in Fırtına Birliği(Sturmfuhrer) Herbert Stein vardı.

Reinhard Gehlen (ortada) ve Wermacht'ın (Alman Silahlı Kuvvetleri) Karşı İstihbarat Birimi personeli

Gehlen ayrıca 4. Panzer Ordusu'nun eski komutanı Korgeneral Friedrich Wilhelm von Mellenthin'i, Polonya ve Rusya'daki tümenlere komuta eden Tümgeneral Nichtke, Wehrmacht (Alman Silahlı Kuvvetleri) Yüksek Komutanlığı personel dairesi başkanı Tümgeneral Rudolf Kleinkamp, Yarbay Heinz Gudernan, Tokyo'daki eski askeri ataşe Albay Alfred von Kretschmer ve diğer Wehrmacht askerlerini de kadrosuna aldı

Grupların başındaki lider pozisyonlar, Gehlen'in şahsen tanıdığı eski SS subayları tarafından ele geçirildi. Albay Heinz Heer baş analist oldu; Albay Ulrich Noack, SSCB ekonomisi üzerine araştırma grubuna başkanlık etti; Yüzbaşı Blossfeldt ise sorgulamaları yönetti.

Örgüte bilgi sağlayan ajanlar, II. Dünya Savaşı sırasında tamamen Nazi Almanyası tarafında aktif hücuma katılan Hitler yanlısı vatandaşlardan oluşuyordu.

ESKİ NAZİLERİN YENİ FAALİYETLERİ
Gehlen Organizasyonu için resmi kayıt verileri belli sebeplerden dolayı eksiktir. Sadece farklı isimler altında çalıştığını biliyoruz: 1949'dan 1950'ye “Yavru” kod adıyla, 1950'den 1951'e “Odeum” ve 1951'den 1956'ya “Fermuar” kod adıyla.

Örgütün ana faaliyeti, Doğu Avrupa ve SSCB ülkelerinde istihbarat elde etmekti.

1 Nisan 1946'da yeni örgütün deneme operasyonları başladı ve ardından ABD'deki temsilcilerinden olumlu bir değerlendirme aldı.

Ancak Gehlen Örgütü'nün ilk büyük operasyonu 1947'de başlatıldı. Kod adı “Aktion Hermes” idi. Amacı, Almanya'nın yeniden inşasına katılmaya zorlandıkları Sovyet kamplarından dönmeye başlayan yüzbinlerce eski Alman savaş esirini sistematik olarak sorgulamaktı.

Örgütün ajanları, Batı bölgelerinin geri dönüş kamplarında ve ardından Almanya'da kalıcı görevlerde bulundu. Hem asker hem de sivil olarak hemen her geri gönderilen askerlerle temasa geçen ajanlar, onlara nerede tutulduklarını ve çalıştıkları fabrikaları sordu. Ajanlar öncelikle diğer taraftaki casuslarla ilgileniyordu.

Sorgulamadaki ana konular Sovyet endüstrisi, silahlanma, telekomünikasyon ve halkın hükümete karşı tutumuydu.

Reinhard Gehlen 1945'te tümgeneralken...

Gehlen'in ajanları, 1945'ten sonra Sovyetler Birliği'nde tank ve askeri uçak üretiminde belirgin bir artış keşfettiklerinde, bu haber, tüm raporları alan ABD ordusunu rahatsız etti.

Mayıs 1949'da İngiliz istihbaratı, amacı ulusal kurtuluş hareketleri adı altında faaliyet gösteren sabotaj müfrezelerini Baltık cumhuriyetlerine ve sosyalist Polonya'ya hazırlamak ve göndermek olan “Orman Operasyonu”nu yönetti.

1940'ların sonlarında Londra merkezli MI6, Baltık Devletlerine gönderilecek ajanları eğitmek için Chelsea'de özel bir merkez kurdu. Operasyon, MI6 Kuzey Avrupa Departmanı müdürü Henry Carr ve Baltık Şubesi başkanı Alexander McKibbin tarafından yönetildi.
Gehlen Organizasyonu, operasyon için eski Naziler arasından ajanlar seçmekle görevlendirildi.

Ajanlar, savaş zamanı yüksek hızlı bir askeri teknede çalışan hayali deniz taşımacılığı şirketi (British Baltic Fishery Protection Service) kapsamında deniz yoluyla Baltık Devletlerine nakledildi.

Resmi olarak şirket, Batı Alman balıkçılarını denizde “Sovyet tacizinden” korumakla meşguldü.

Teknenin Sovyet Donanması tarafından ele geçirilmesine ve İngiliz hükümetinin Alman mürettebatlı Gehlen Organizasyonu'ndaki müdahalesini gizlemek ve teknenin hızını yükseltmek için mürettebat sayısı azaltıldı.

Ancak SSCB, Devlet Güvenlik Bakanlığı'nın (MGB) İngiltere'deki ajanları aracılığıyla operasyondan haberdar edildi ve 42 “Orman” ajanının neredeyse tamamı tutuklandı.

ÖRGÜTÜN FİNANS KAYNAKLARI
Gehlen anılarında şöyle yazdı: "1956'ya kadar, resmi işveren olmadığı için çalışanları devlet sigortasına alma fırsatımız yoktu."

Gehlen Örgütü, başlangıç ​​aşamasında Washington komutasındaki ordunun bir hücresi olarak kullanıldı. Nazi istihbarat subayları grubunu daktilolardan radyo ekipmanlarına kadar uzanan teknik araçlarla donatma görevini ABD ordusu üstlendi.

Yeni oluşturulan kurum, yalnızca ABD bütçesinden finanse edildi ve çeşitli kaynaklardan alınan raporlara göre tahsis edilen fon sayısı, 50 çalışan için yılda 1,5 milyon dolar ile 3,4 milyon dolar arasında değişiyordu.

Gehlen, (Reinhard Offizier, DErster Praesident des BND 1955-68) Rus Kurtuluş Ordusu esir asker toplama kampındaki subaylarla sohbet ederken

Buna ek olarak, ABD Ordusu kuruma depolarından karaborsada para karşılığında takas malları olarak elde edilen veya tüketim mallarına ödeme karşılığı alınan nakitler sağladı.

Eylül 1946'da kurum, ABD Ordusundan 160.000 sigara, 43.300 litre benzin ve yaklaşık 50.000 dolar aldı.

Temmuz-Ekim 1948 döneminde Gehlen Teşkilatı için 82.153 kalıp çikolata, 67.150 paket sigara, 4.500 jilet ve 1.815 çift yün çorap üretildi.

Amerikalı gazeteci Mary Ellen Rees, "General Reinhard Gehlen: CIA Bağlantısı" adlı kitabında örgüt hakkında şunları yazıyor:

"Gehlen'in hızla genişleyen teşkilatı sürekli olarak paraya ihtiyaç duyuyordu. ABD ordusunun sağladığı kaynaklar yetmeyince ana gelir kaynağı "karaborsa" oldu. Sistem bir o kadar etkili ve utanç vericiydi. Ordu örgüte para sağladı. Örgüt özel timlerinin “karaborsada” sattığı erzaklar, yapılan anlaşmaların ardından ABD Ordusu Kriminal İşler Şubesi tarafından “karaborsaya” yasa dışı yollarla girdikleri gerekçesiyle mallara el konularak tekrar kendi bünyesine alındı. Haziran 1948'de yeni Alman markının piyasaya sürüldüğü para reformundan sonra, bu kârlı döngü bir hayatta kalma sorunu haline geldi. Gehlen'e göre, satın alma gücü daha sonra yüzde 70 azaldı."

1949'da Gehlen Teşkilatı CIA'e bağlandı. Almanya kendi hükümetini kurana kadar CIA'nın kontrolünde kaldı ve teşkilat CIA için çalışmaya başladı.

CIA arşivlerinde bulunan belgeler arasında örgütün maaş bordrosu da yer aldı. O dönem her çalışanın maaşı 500 ila 900 ABD doları arasında değişiyordu.

1950'lerin başından itibaren örgüt, Alman ekonomi kurumu “Endüstriyel Araştırma Enstitüsü” kod adlı bir kurum aracılığıyla finanse edildi.

Reichstag Binasının Kubbesi, Berlin, Almanya

1951'de örgüt, ortak şirketler Standart Elektrik AG, Rodenstock ve Messerschmitt'ten 600.000 Alman Markı aldı.

1954'ten itibaren, Bonn tarafından 30.000 Alman Markı tutarında örgüte aylık finansman sağlandı. Para ayrıca Federal Şansölye'nin fonundan geldi.

ALMAN İSTİHBARAT SERVİSİ'NİN DOĞUŞU
Haziran 1950'de Gehlen, Federal Şansölyelik makamındaki Dışişleri Bakanı Hans Globke'ye bir Batı Almanya dış istihbarat servisi kurulması yönündeki teklifini sundu. Aynı yılın Eylül ayında, bizzat Federal Şansölye Konrad Adenauer ile görüştü.

Bu makamlara arzettiği görüşleri, uluslararası politikadaki değişen dengeler nedeniyle destek buldu.

Haziran 1950'de, “Soğuk Savaş”ın her an gerçek bir savaşa dönüşebileceğini açıkça ortaya koyan Kore Savaşı başladı.

Bölünmüş olan Almanya'da, birbirine zıt iki toplumsal sistem -komünizm ve kapitalizm- kelimenin tam anlamıyla karşı karşıya geliyordu. Asya'daki yeni savaş, düşman hakkında bilgi toplamanın hayati ihtiyacını öne çıkardı ve istihbarat aciliyetinin seyrini belirledi.

Konjonktür, askeri casusluk tarafındaydı. Öncelikle Doğu Almanya'daki birliklere ("kısa menzilli istihbarat"), ayrıca Polonya, Çekoslovakya ve Yugoslavya ve Arnavutluk dahil diğer Doğu Bloku ülkelerinde ("derin istihbarat") ve Sovyetler Birliği'nde ("uzun menzilli istihbarat") görevleri paylaştırıldı.

Doğu Avrupa ülkeleri de dahil, komünist devletlerin bayraklarını ve halklarını tasvir eden 1950 Sovyet damgası

Gehlen Teşkilatı'nı Federal Hükümet bünyesine dahil etmek ve böylece bütçe finansmanını sağlamak için gösterilen yoğun çabalar, beş yıl sonra, 11 Temmuz 1955'te Bakanlar Kurulu'nun nihayet teşkilatın kontrolünü ele geçirme ve kendi bünyesine (Federal Şansölye Ofisine) alma kararıyla sonuçlandı.

Bir yıldan kısa bir süre sonra, 1 Nisan 1956'da Gehlen Teşkilatı nihayet BND'ye dönüştü, ancak mevcut yapısı hiçbir şekilde değiştirilmedi. Gehlen, 12 yıl daha kalıcı istihbarat başkanı olarak kaldı.

BND çalışanlarının sayısının 1956'dan bu yana nasıl değiştiğine dair resmi rakamlar veya bilimsel temelli bağımsız veriler yok. Dönemin Doğu Almanya'sında genel kabul gören görüşe göre, çalışan sayısı 1956'da 1.245 kişiden 1963'te 2.500'e, ardından ikiye katlanarak 5 bine çıkarıldı. 1968'de ve 1977'deki artışlarla BND üye sayısı, Bundeswehr'den gönderilenlerle birlikte 6.500 memur, çalışan, işçi ve memur olarak istihdam edildi.

YENİ STATÜ İLE ESKİ ALIŞKANLIKLAR
BND, resmen "egemen bir devletin egemen istihbarat servisi" haline gelmesine rağmen, ABD hükümetinin çıkarları doğrultusunda görevler yürütmeye devam etti.

Bu durum, The Washington Post ve Alman kanalı ZDF tarafından yapılan bir soruşturma ile doğrulanıyor.

Soruşturma, CIA ve BND'nin belgelerine atıfta bulunuyor. 1950'lerden itibaren yarım yüzyıl boyunca CIA'nın BND ile birlikte 120 ülke hükümetlerinin gizli yazışmalarını okuduğunu ve bundan milyonlarca dolarlık mali kar elde ettiğini belirtiyor. Bu faaliyet ise, şifreleme ekipmanı üreten İsviçre firması Crypto AG aracılığıyla gerçekleştirildi.

Alman istihbarat teşkilatının bugüne kadar ABD'nin çıkarları doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğüne dair söylenecek çok şey var.

Örneğin, 2015 yılında Alman Bild am Sonntag gazetesi, BND'nin elektronik bir postasına atıfta bulunarak, ABD Ulusal Güvenlik Teşkilatı'nın (NSA) emriyle Alman istihbarat örgütünün "bundesamt" gibi anahtar kelimeler kullanarak Avusturya hakkında (federal ajans), gov (hükümet), diplo (diplomatik kurumlar, Dışişleri Bakanlığı) bilgi topladığını bildirdi.

Gazete, daha önce BND'nin Ulusal Güvenlik Teşkilatı'na Fransız hükümeti ve Avrupa Komisyonu üyeleri aleyhinde casusluk yapmasına yardım ettiğini bildirmişti.

Herhangi bir ülkenin istihbarat servisi, egemenliğinin bir işareti ve ulusal çıkarlara bağlı devlet görevlerini çözmek için bir araçtır.

Yukarıdakilerden ve BND gibi stratejik açıdan önemli bir kurumun tarihinden yola çıkarak, Almanya'nın şu anda tam anlamıyla egemen olmadığı sonucuna varılabilir.

RT