Fatih'in yanına kendi resmini çizmiş!
Fatih Sultan Mehmet’in Topkapı’dan İstanbul’a girişini betimleyen tabloyu bilmeyen yoktur. Peki Fatih'in atının önündeki kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?

Oluşturma Tarihi: 2021-10-15 22:20:57

Güncelleme Tarihi: 2021-10-15 22:20:57

Hemen hemen ilkokuldan beri ders kitaplarında görürüz onu, hatta okullarda duvarlarda da vardır onun resmi ama kimse onun kim olduğunu bilmez.
Tarih kitaplarının sayfalarında sıkça karşımıza çıkan, çoğumuzun iyi bildiği bu resim, Fatih Sultan Mehmet'in Topkapı'dan İstanbul'a girişini betimleyen tablodur. Fatih'in bindiği kıratın hemen yanında, elinde tüfek olan yeniçeri muhafızı ise tabloyu yapan ressam Hasan Rıza'dır.Bu tabloya kendini resmederek gösterdiği espri anlayışı, Hasan Rıza'nın son derece renkli kişiliğinin yansımasıdır. Ressamın yaşamı da bu renkli ve esprili kişiliğine paralel olarak oldukça hareketli geçer. Öte yandan Ünlü ressam Zonaro'nun fetih resimlerinin orijinalinin şehit ressam Hasan Rıza'ya ait olduğu, Hüsnü Tengüz'ün hatıratının ortaya çıkmasıyla kesinleştiğine yönelik basında da bolca gündem olmuştu.

İtalyan ressamın korumalığını yaptı

1858 yılında İstanbul'un Üsküdar semtinde Ağahamamında'da doğdu. Babası Miralay Şakir Bey, annesi Nefise Hanım'dır. Resme küçük yaşta başladı; Bahriye Mektebi'ndeki eğitimi sırasında okul arkadaşları arasında Ressam Hasan Rıza Üsküdar olarak tanındı. Okulun idadi kısmını bitirip Harp Okulu'na geçtiği 1881 senesinde 93 Harbi'ne gönüllü olarak katıldı. Savaş sırasında İtalyan bir ressamının korumalığına verilen Hasan Rıza, bu ressamdan etkilendi ve onun çalışmalarını yakından izledi.

Savaş sahnelerini resmetti

Resimlerinden derin bir tarih bilgisine sahip olduğu anlaşılan Hasan Rıza'nın çok güçlü anatomi bilgisi de hemen göze çarpar. En karışık savaş sahnelerini bile oldukça başarılı bir gerçekçilikle resmeden Hasan Rıza, eserlerinde karakalem, çini, pastel ve yağlıboya tekniklerini kullanır. Edirne'de resim çalışmalarının yanında sosyal olarak da hayatın içinde yer alan Hasan Rıza, aynı zamanda sanat okulunun müdürlüğünü yapar. Bu görevi sırasında birçok öğrenci yetiştirir.

Abdülhamid'in takdirini kazandı

Savaş bittikten sonra Bahriye Mektebi'ndeki eğitimine geri döndü. Okulun son sınıfında iken Sultan Abdülhamid'in yatının kamaralarında bulunan resimleri onarmak ve bozulan süslemeleri yenilemekle görevlendirilir. Hasan Rıza'ya bu görevdeki başarısından ötürü mezun olmadan “subay” rütbesi verildi. Ancak o, ressamlığı tercih etti ve rütbesini bırakarak resim çalışmak üzere İtalya'ya gitti.

Eserleri yağmalandı

Atölyesindeki resimlerin bir kısmı parçalanır ve yağmalanır. Bazıları Sofya'ya götürülür. Daha sonra birkaç eseri Viyana Müzesi'nde ortaya çıkar. Kurtarılabilen eserlerinden bazıları İstanbul'a getirilir. Ancak çoğu eseri kurtarılamaz. Günümüze ulaşabilen eserleri İstanbul Askeri Müzesi, İstanbul Deniz Müzesi ve Resim Heykel Müzesi'nde sergilenmekte olan ressamın iki eseri Ankara Orduevi'nde, birkaç eseri de özel kolleksiyonlarda bulunmaktadır.

Bulgar askerleri şehit etti

Edirne'de çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı, Riyaziyeci Mehmet Nadir Bey'in kurucusu olduğu Numune-i Terakki Mektebi'nin Edirne şubesini kurdu ve yönetti. Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Bey'in yapımında etkin rol aldığı Edirne Vilayeti Sanayi Okulu'na (Edirne Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi) 1908 yılında müdür oldu. Okul, Balkan Savaşı sırasında hastaneye dönüştürüldü. Hasan Rıza, hastanenin müdürlüğünü üstlendi. Edirne Lisesi'ndeki öğretmenliği sırasında Dimetokalı ressam Hayri Çizel'in de hocası oldu.Bulgar ordusunun şehre girdiği 26 Mart 1913 günü atölyesindeki resimleri kurtarmak üzere Karaağaç'a doğru gittiği sırada Bulgar askerleri tarafından şehit edildi. Aynı yerde şehit edilen 62 kadar askerle birlikte defnedilmiştir.