Fikri iktidar nasıl kurulur?
Kültür tarihçisi ve yazar Dursun Gürlek, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın hazırlayıp sunduğu 'Kültür Nöbeti' programında, 'fikri iktidar' meselesiyle ilgili görüş ve değerlendirmelerde bulundu

Oluşturma Tarihi: 2020-11-09 15:55:40

Güncelleme Tarihi: 2020-11-09 15:55:40

Kültür tarihçisi ve yazar Dursun Gürlek, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı'nın hazırlayıp sunduğu "Kültür Nöbeti" programında konuştu. Bıyıklı'nın yönetimini üstlendiği program, "Dijital bir kütüphane" mottosuyla 3 yıldır yayıncılığını sürdüren Mücerret Youtube kanalında yayınlandı. Gürlek, yakın dönemlerde özellikle gençler arasında tarih ve edebiyata merakın arttığını gözlemlediğini belirterek, bu ilgi ve merakın daha fazla olmasını arzu ettiğini söyledi.

“Osmanlı Türkçesi öğrenmek bir vecibedir”

Osmanlı Türkçesi dersleri verdiğini ifade eden Gürlek, "Osmanlı Türkçesi bilen adamın edebiyatı kuvvetlidir. Şiir dünyası zengindir. Tarih bilgileri kuvvetlidir. Çünkü Osmanlı Türkçesi'nin dalları çok geniş, çınar ağacı gibi her tarafa yayılıyor. Dolayısıyla gençlerin, dedelerinin lisanını muhakkak öğrenmeleri gerekiyor. Aksi takdirde Mehmet Akif'i, Fuzuli'yi, Elmalılı Hamdi Yazır'ı anlamazlar. Osmanlı Türkçesi öğrenmek bir vecibedir." dedi.

"Fikri iktidar, fikri gelişmiş insanlarla kurulur"

Fikri iktidarın nasıl ve kimler tarafından kurulabileceği konusuna da değinen Gürlek, şunları kaydetti: "Fikri iktidar, fikri gelişmiş insanlarla kurulur. Bütün mesele insandır. Rol model olacak insanların olmasıdır. Fikri iktidar olmanın en önemli şartı sadece öğretmenlik mesleğine münhasır değildir, her teşekkülün başında olan insanları aynı minval üzere yetiştirmektir.

“Münevver Ayaşlı, tarihin içinden gelen bir hanım”

Gürlek, Cemil Meriç'le olan dostluğunun kendisine çok geniş bir ufuk kazandırdığını belirterek, Cemil Meriç'ten birçok şey öğrendiğini dile getirdi. Osmanlı'nın eserleriyle yaşadığını, İstanbul'da, Bursa'da ve birçok şehirde geçmişin izlerinin kültürel olarak görülebileceğine işaret eden Gürlek, şöyle konuştu: "İstanbul'da bir insan dikkatli gözlerle gezse, kitabeleri okuyarak, tarihi binaları seyrederek İstanbul'da dolaşsa üç beş ayda alim olur. Tabii bunun için bir altyapı gerekiyor. Benim tarihe, tasavvufa ve İslam büyüklerine olan muhabbetimin artmasında Münevver Ayaşlı Hanımefendinin çok büyük bir payı vardır. O İstanbul'a geldikten sonra vicahen de tanıştık. 1978'de kendisiyle bir mülakat yapmıştım.

O mülakat Meşale dergisinde yayınlanmış ve çok da ses getirmişti. Hiç unutmam kendisinin edebi tanımlayışı şöyleydi: 'Edep, Edep ya Hu dedirtmemektir'. Münevver Hanım, tarihin içinden gelen bir hanım. Müthiş bir hafızası vardı. 'Gördüklerimi Bildiklerim, Duyduklarım' adıyla yayımlanan bir hatıratı var, gençlere tavsiye ediyorum.

Medeniyetimizi, tarihimizi öğrenmek isteyenler Münevver Ayaşlı'yı okumalılar. Onun eserleri sadece bilgi vermiyor, ilgi de veriyor. Kültür tarihçisi ve yazar Dursun Gürlek, yaklaşık 1 saat süren programın sonunda, gençlere kitap tavsiyelerinde de bulundu.