Türkiye'ye ilk kez 14 yaşında kısa süreliğine gelen Aramsol Kim, burada tanıştığı Türk arkadaşlarından etkilenerek Müslümanlığı seçti. Daha sonra ülkesine dönen Aramsol Kim'in annesi ve kardeşleri, onun askerlik yaptığı 2013 yılında Türkiye'ye yerleşmeye karar verdi. Askerlik görevinin ardından anne ve kardeşine katılan Kim, İstanbul'da üniversiteyi kazandı. Aynı zamanda Güney Kore yemeklerinin servis edildiği bir restoran açan Kim, işlerinin yoğunluğu nedeniyle ikinci sınıfta okula ara verdi. Zamanla işlerini büyüten ve restoran sayısını 5'e çıkaran, aynı zamanda bir de Türk ile evlenen Aramsol Kim, artık yakın çevresinde "Ahmet" diye anılıyor. 30 yaşındaki Kim, fırsat buldukça şehir dışına çıkıp yöresel lezzetleri ve Türk yemek kültürünü öğreniyor.
Mutfağının kapılarını AA muhabirine açan Aramsol Kim, namıdiğer "Ahmet Şef", yediklerini başkalarına da tattırmayı sevdiğini bu nedenle de Kore yemeklerini Türklere tanıtmak istediğini belirtti. Kendisinden önce de İstanbul'da Kore restoranı olduğunu ancak onların "helal" satış yapmadığını savunan Kim, "Bizim yemeklerimizi helal, güzel ve uygun şekilde tanıtmak istedim." dedi.
Güney Kore dizilerinden etkilenen pek çok Türk'ün Kore yemeklerini merak ettiğini, iki ülkenin mutfaklarının ise birbirinden çok farklı olduğunu vurgulayan Kim, Kore'de daha çok soya sosu, Türkiye'de ise salça kullanıldığını söyledi. "Yurt dışında kahvaltı dediğin çay ve tost"
Yakın çevresinin ismini söylerken zorlandığını, neredeyse 15 yıldır kendisine "Ahmet" diye seslenildiğine değinen Kim, Türk yemekleri denince en çok kahvaltıyı sevdiğini ifade etti. Kim, kahvaltı kültürüne hayranlığını, "Yurt dışında kahvaltı dediğin çay ve tost, sonra biter. Ama Türkiye'de kahvaltı kültürü var, kahvaltı ediyorsunuz, saatlerce oturup sohbet ediyorsunuz, o zaman gün başlıyor. Tabii müsait zaman varsa oturuyor, birbirinizi tanıyorsunuz. Bu kültür, harika bir kültür." sözleriyle değerlendirdi.
Türk ve Kore mutfakları arasındaki farklara da dikkati çeken Kim, şöyle konuştu:
"Türk yemeklerinin çoğunda tereyağı, zeytinyağı ve salça kullanıyorsunuz. Kore'de domates ve biber salçası kullanmıyoruz. Bizde salçaya benzer bir şey var ama Türkiye'deki domates ve biber salçası gibi değil. Kore yemeklerinde tereyağı kullanmıyoruz. Orijinal Kore yemeği olup tereyağı kullanılan yemek hiç yok. Türk yemeklerine yüzde 90 tereyağı giriyor. Kore yemekleri ve Türk yemekleri lezzetli ama farklı. Mesela Kore yemekleri daha hafif oluyor, tabii tereyağı girmediği için. Türk yemekleri daha ağır olabilir."
Yemek yemeyi çok sevdiğini, bir yere gittiğinde mutlaka yöresel tatları tanımaya çalıştığını dile getiren Aramsol Kim, "Bir şeyi beğenirsem sadece benim değil, tanıdıklar ve Korelilerin de bunu bilmesini istiyorum. Bu özel yemeği herkesin bilmesi lazım. Onlar da dünyada, Türkiye'de güzel yemek olduğunu bilsin." dedi.
Kim, Türk yemeklerini tatmak için pek çok yere gittiğini, Kapadokya'da tas kebabı, Trabzon'da kuymağın tadına baktığını belirterek "Ağzım sulandı biraz, kuymak çok güzel bir yemek. Eşim Merzifonlu. Merzifon'da çok güzel keşkek yapıyorlar. Sac üstü diye bir yemek var, haşhaşla yapılan uzun bir şey. Öyle yemekler var, Türkler bile az biliyor ama yiyince bayılırlar." diye konuştu. "Kaynanam bir nohut yapıyor, Türkiye'de birinci"
Evde eşi hangi yemeği yaparsa yapsın şikayet etmeden yediğini esprili dille anlatan Kim, "Türk yemeği yaparken Kore kültürü karıştırmaya çalışıyorum. Eşim öyle şeyleri pek sevmediği için genelde o yemek yapıyor. Nohut, çorba, dolma, her şeyi yapıyor. Türk mutfağında en sevdiğim yemek nohut. Ama sokaktaki nohut değil. Kaynanam bir nohut yapıyor, Türkiye'de birinci. Gerçekten çok güzel, eşim o kadar yapamıyor." dedi.
Aramsol Kim, Güney Kore'de tatlı kültürü olmadığına, Türklerin yemekten sonra mutlaka tatlı yediklerine işaret ederek "Ben de buna alışınca kilo aldım. Kore ile şimdi arasında 30 kilo farkım var." diye konuştu. AA