Hollanda'nın Leiden Üniversitesine bağlı Tekstil Araştırma Merkezinde (TRC), Anadolu'dan ve dünyanın farklı yerlerinden bir araya getirilen kıyafet, aksesuar ve tekstil ürünlerinin toplumdaki yeri ile rolü üzerine araştırmalar yapılıyor.
İslam coğrafyasından ve Anadolu'dan birçok eserin yer aldığı Leiden Üniversitesine bağlı merkezde Orta Asya, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Amerika'dan getirilen 37 binden fazla kıyafet ve aksesuar örneği bulunuyor.
Tekstil Araştırma Merkezi Direktörü Arkeolog Dr. Gillian Vogelsang-Eastwood, AA muhabirine, merkezdeki kıyafet koleksiyonunda yer alan ürünlerin genellikle bağış yoluyla toplandığını söyledi. Vogelsang-Eastwood, "İnsanlar, çocukları atar korkusuyla sakladıkları kıyafetleri bize yolluyor." dedi. “Kıyafetlerin sessiz bir dili var”
Vogelsang-Eastwood, kıyafetlerin vücudu saran kumaş parçalarından çok daha fazlası olduğunu anlattı. Kıyafetlerin toplumlardaki yeri ve rolü üzerine yapılan araştırmaların çoğu kişi tarafından sıkıcı bulunduğunu aktaran Vogelsang-Eastwood, kıyafetlerin "sessiz bir dili" olduğunu ve bu dili bilenlerin kıyafetlere bakarak o kültüre ait birçok şeyi anlayabildiğini kaydetti.
Kıyafetlerin, kullanıldıkları zamanın ruhunu yansıttığını ifade eden Vogelsang-Eastwood, kıyafetin kültürel mirasın parçası olduğunu ve içerisinde birçok hikayeyi taşıdığını vurguladı.
Vogelsang-Eastwood, koleksiyondaki tüm kıyafetlerin TRC tarafından katalog haline getirilerek, çevrim içi ve ücretsiz şekilde araştırmacıların hizmetine sunulduğunu kaydetti.
Zengin bir çorap koleksiyonuna sahip olduklarını belirten Vogelsang-Eastwood, Anadolu'da insanların toplum içindeki yerlerine göre farklı farklı çoraplar giydiğinden bahsetti.
Çorapların üzerindeki işlemelere dikkati çeken Vogelsang-Eastwood, "Çorap üzerindeki motiflere bakarak o kişinin evli olup olmadığını ya da bekar mı, dul mu, evlenmek istiyor mu veya göçebe mi, yerleşik mi anlayabilirsiniz." dedi.
Çorapların ruhani anlamlarına da değinen Vogelsang-Eastwood, çorapların, giyeni nazardan koruduğu veya şifa verdiğinin düşünüldüğünü kaydetti.
İslam'ın kabulüyle Anadolu'da çok zengin bir başörtüsü mirasının ortaya çıktığını belirten Vogelsang-Eastwood, "Başörtüsünün kenarına yapılan oyalara, işlemelere bakınca bunları yapan kadınların özlemlerini, sevgilerini, hayallerini, arzularını kısaca hayatlarını görüyorsunuz." ifadesini kullandı.
Koleksiyondaki en eski parçanın Konya Çatalhöyük'ten olduğunu belirten Vogelsang-Eastwood, bunun 7 bin sene öncesine ait kumaş parçaları olduğunu dile getirdi.
Koleksiyonun Türk kıyafet kültürünü anlatmada eksik kaldığını söyleyen Vogelsang-Eastwood, Anadolu'dan daha fazla kıyafet örneği toplamak istediğini ifade etti.
Kıyafetlerin insanlığın ortak veya farklı birçok yönünü ortaya koyduğunu dile getiren Vogelsang-Eastwood, kıyafetlerdeki desenlerin anlamları üzerine çalıştıklarını belirtti.
Afrika'dan gelen kıyafetlerin çok renkli ve hareketli desenlere sahip olduğuna dikkati çeken Vogelsang-Eastwood, "Mesela Japon kültürüne ait kıyafetlerde daha durağan ve keskin motifler var, içe kapanıklık hissi uyandırıyor." diye konuştu.
Türk kıyafetlerindeki motiflerde daha karışık duyguların yer aldığını belirten Vogelsang-Eastwood, "Türk motifleri, işlemenin bazen çok mutlu bir insan tarafından yapıldığını hissettiriyor bazen de bu işlemeleri yapanın başına ne gelmiş ki diye merak ediyorsunuz." dedi.
İki ciltlik kıyafet ansiklopedisi eseri yazan Vogelsang-Eastwood, TRC'nin kıyafet üzerine yapılan araştırmalara kaynak olmasını amaçlıyor. AA