Araştırmacı yazar Mustafa Armağan, İngiliz tarihine ilişkin kaleme aldığı yazısında dikkat çeken bilgiler paylaştı...
Yeni Akit yazarı Armağan'ın "Eşini pazarda satılığa çıkaran İngiliz mi bize model olacaktı?" başlıklı yazısından önemli bölümler...
Osmanlı tahtında Sultan Abdülmecid'in oturmakta olduğu 7 Nisan 1832 günü Cumberlandlı bir çiftçi olan Joseph Thompson, İngiltere'nin kuzeybatısında bulunan Carlisle şehrinde pazara gitmişti. Aynı pazara sair zamanlarda da giderdi ama bu seferki amacı farklıydı. Karısından kurtulmaya çalışacaktı. Nasıl peki?
Çift üç yıldır süren evliliklerini yürütememiş, nihayet ayrılmaya karar vermişti. Joseph Thompson karısını açık artırma usulüyle elden çıkarmaya kararlıydı. Pek çok çağdaş İngiliz gibi eğer karısını “âdilane” bir fiyata satabilirse onunla arasındaki bütün kanunî bağların kopacağına inanıyordu.
20 ŞİLİN VE KÖPEK KARŞILIĞINDA SATTI
Derken öğle vakti oldu. Saat 12'de karısının satışını şu sözlerle başlattı Thompson:
“Beyler, karım Mary'yi en yüksek, en âdil teklif verene satmak için dikkatlerinize sunuyorum. Meğer koynuma bir yılan almışım. Onu rahat ettirsin ve evime iyilik getirsin diye aldım ama o benim işkencecim, evin içindeki lanetim, gece kâbusum, gündüz şeytanım oldu. Tanrı bizi dert sahibi yapan hafif kadınlardan korusun!”
Karısı, onu satın alacak kocaya roman da okuyabilir, inek de sağabilirdi vs. Onu bütün kusurlarıyla birlikte 50 şiline (pounda) satışa çıkarmıştı. Aradan bir saat geçmişti ki, ciddi bir talip ortaya çıktı ve Mary için 20 şilin vermeyi teklif etti. Bu arada kocası taliplinin köpeğini gözüne kestirmişti. Onu da 20 şilinlik meblağa eklerse teklifi kabul edeceğini söyledi. El sıkışıldı. Yeni kocası Henry Mears ile satılan Mary Anne bir tarafa uzaklaşırken Thompson ve köpeği bir başka yolu tutturmuştu.
"KOCALARIN KARILARINI SATMA GELENEĞİ"
Gerçi bu kadar süslenerek anlatıldığına göre bir tür oyun oynanmış olabilir ama bu ne ilk ne de son olaydı İngiltere'de. Nitekim The English adlı kitabında bizzat İngiliz yazar Jeremy Paxman şöyle diyordu:
“Kocalarının karılarını satma geleneği Anglo-Saksonlarla birlikte başlamıştı ve o zaman bile diğer milletleri şaşkına çeviriyordu. 1884 gibi geç bir tarihte erkekler hâlâ bu uygulamaya başvuruyordu. O yılın Aralık ayında, All The Year Round muhabiri, tam isim ve tarihleriyle birlikte 20 satıştan oluşan bir liste yayınlıyordu. Fiyatlar 25 gine ve çeyrek litre biradan bir peni ve bir akşam yemeğine kadar değişiyordu.”
Bir başka deyişle kadınlar sembolik fiyatlara satılıyordu. Öte yandan İngilizlerin karılarını satışa çıkarmaları o kadar meşhur olmuştu ki, ünlü romancı Thomas Hardy'nin Casterbridge Belediye Başkanı adlı eserine dahi yansımıştı ki, 1886'da yayınlanmıştı.
GEREKÇE: "BOŞANMAYA GÖRE DAHA UCUZA MAL OLUYOR"
Satış gerekçelerinin en yaygını, boşanmaya göre daha ucuza gelmesiydi. Zira Paxman'a göre “Satış şahitler huzurunda yapılmışsa bir adamın karısını ondan satın almak, geleneksel evlilik töreniyle evlenmek kadar hukuken geçerliydi. Hatta bazı yerlerde satın alan, tıpkı satın aldığı sığırlar için ödediği gibi satın aldığı karısı için de vergi ödemek zorundaydı. Bu pratik, kadınların erkeklerden aşağı görüldüğü Ortaçağ inancının somutlaşmış haliydi.”