İran'da 'Şah-mat dönemi'
Dünya siyasi tarihinin en önemli olaylarından birisi de Başkent Tahran ve Orta Doğu'da büyük toplumsal değişimlere yol açan İran devrimi. İşte devrimin panoraması

Oluşturma Tarihi: 2021-02-11 00:01:34

Güncelleme Tarihi: 2021-02-11 00:01:34

Şii din adamı Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleşen İran İslam Devrimi'nin ilk anından itibaren bölge ülkeleri ve küresel güçlerle ilişkilerde sorunlar yaşanmaya başladı. Devrimin üzerinden 1 sene geçmeden ABD ile kriz yaşayan yeni Tahran yönetimi, ikinci yıl dolmadan ise komşusu Irak ile 8 yıl süren kanlı bir savaşın içinde yer aldı.

Rehine krizi

İran ile 1979'daki ABD'nin Tahran elçiliğinin işgali ve çalışanların rehin alınmasıyla başlayan kriz ve gerilim, bugün de başka sorunlarla farklı bir boyutta devam ediyor.
İran Devrimi veya İslam Devrimi, 1979 yılında İran'ın Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki monarşiden, Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde İslam hukuku ve Şiî mezhebi görüşlerini esas alan İslam Cumhuriyeti kurulmasına dönüşen popüler hareketin adı.

Halk desteği var mıydı?

Devrimin nedenleri arasında Şah yönetiminin halktan destek görmemesi ve son zamanlarda Şah'ın özellikle Amerikalı yetkililerle fazlaca içli dışlı olması gösterilmektedir.

Güç düşüncesi ve Cumhuriyet isteyen Mollalar tarafından güce kavuşmak için Devrim isteği eski zamanlardan beri devam ediyordu.Ancak kısa süren ikinci monarşi döneminin ardından Tebriz'den gelen Settar Han ve Bagir Han komutasındaki Kuvayı millî Tahranı ele geçirdikten sonra Cumhuriyet yanlısı mollalar yargılandı, Şeyh Fazlullah Nuri idam edilmiş ve Devrimciler böylece bastırıldı.

Humeyni'nin sürgün süreci

Bu baskı şiddetli bir şekilde Rıza şah döneminde de sürmüş oğlunun döneminde ise daha serbest kalmışlardı. 1902 doğumlu Ayetullah Ruhullah Humeyni, özellikle Ak Devrim'in ardından kadınlara oy hakkı verilmesiyle beraber ülke içindeki Batı nüfuzunu bahane ederek, Şah'ın politikalarına açıkça karşı çıktı ve İslam'ın uzlaşmaz bir şekilde devlet politikası olması gerektiğini belirtti. 1960'larda sürgüne gönderilen İmam Humeyni önce Türkiye'de, sonra Irak'ta kaldı. 1978'de Saddam Hüseyin Humeyni'yi Irak'tan kovunca ABD tekeliyetinden çekinen Fransa ona sahip çıktı.

İdam cezasından kurtulan Humeyni, 1964'te önce Irak, sonra Türkiye ve oradan da Paris'e sürgüne gitti. Humeyni sürgünde olmasına rağmen Şah'a karşı gelişen toplumsal muhalefetin önemli bir lideriydi. Humeyni ve takipçileri, 1963'ten itibaren iktidarı ele geçirmek için planlar yapmaya başlamıştı.İran Şahı'nın toplumsal muhalefeti ve artan tepkiyi dikkate almadan 1971 yılında Pers İmparatorluğunun 2 bin 500'üncü yılı vesilesiyle yaptığı kutlama kitlesel gösterilere yol açtı.

Terk edişin başlangıcı

Devlete bağlı Savak güçlerinin, 9 Ocak 1978'de protestolara katılan kalabalığa ateş açarak 100 kişiyi öldürmesi bir dönüm noktasını teşkil etti. Toplumsal tepki bu olayın ardından giderek büyüdü ve dönemin hükümeti, 8 Eylül 1978'de büyük kentlerde sıkıyönetim ilan etti.
Giderek büyüyen gösterileri bastıramayacağına kanaat getiren ve krizi yönetemeyen Şah Muhammed Rıza Pehlevi, 16 Ocak 1979'da ülkeyi terk etti.

Ülkeye dönüş

Şah'ın ülkeyi terk etmesiyle Humeyni, 1 Şubat 1979'da ülkeye döndü ve 58 yıllık Pehlevi Hanedanlığı yıkıldı. Humeyni, önce 1 Şubat 1979'da hedefini duyurdu, ardından 1 Nisan 1979'da gerçekleştirilen referandum sonucu İran resmen "İslam Cumhuriyeti" oldu. Aralık 1979'da ülke, şeriatı ve Humeyni'nin dini liderliğini onayladı.