İstanbul'un mimarisinde 'Lozan' dönemeci
1934'te Türk Mimarlar Cemiyeti yöneticileri ile İstanbul ve İzmirli mimarların temsilcileri bir araya gelerek örgütün tüm ülkeyi kapsayacak şekilde çok şubeli bir hale getirilmesini kararlaştırdılar. Uluslararası Mimarlar Birliği’nin 1948’de Lozan’da yapılan ilk kongresine de katılarak bu örgütün kurucu üyelerinden biri oldular.

Oluşturma Tarihi: 2021-10-15 00:00:17

Güncelleme Tarihi: 2021-10-15 00:00:17

Türkiye'deki mimarların örgütlenmesi Osmanlı döneminde başlamıştır. O dönemdeki adı Hassa Mimarlar Ocağı (saraya bağlı mimarlar) olan ilk örgütün görevi, devlete ait bütün yeni yapıların tasarımlarını hazırlamak, keşfini çıkarmak, inşaatlarını yürütmek, eski yapılarının onarımlarını yaptırmak gibi tüm teknik hizmetleri kapsardı. İstanbul dışında ocağa bağlı olarak çalışan Eyalet Mimarları bulunmakta idi.

Osmanlı'nın öncü okulları

Osmanlı döneminde modern anlamda mimarlık eğitiminin öncü okulları ise Mühendishane-i Bahri-i Hümayun (Deniz Mühendishanesi) 1776'da ve Topçu ve Mimar Mektebi olarak da anılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) 1795'te kuruldu. Yaklaşık bir asır sonra, 1883'te, mimarlık, resim, yazı ve süsleme bölümleri olan Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisi; ardından 1914'te kızlar için uzun ömürlü olmayan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi kuruldu. Böylece, mimarlığın modern eğitim sistemi içinde öğretilmesi ve Batılılaşma hareketleriyle Hassa Mimarlar Ocağı etkisini yitirmiştir.

İkinci Meşrutiyet süreci

Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası'nın kurumsal sitesindeki bilgiye göre; 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet Anayasası, dernek kurma özgürlüğü getirdi. Aynı yıl mimar ve mühendisler Mimar Kemalettin Bey'in çağrısı ile Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti'ni kurdular. I. Dünya Savaşı, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı gibi ülkenin en zor günlerinde çalışmalarını kesintilerle de olsa sürdüren cemiyet, 1909-1910 yılları arasında 12 sayı süren bir dergi de yayımladı.

Mimarlardan bağımsızlık adımı

1909 yılında ağırlıklı olarak Sanayi-i Nefise Mektebi mezunları tarafından kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ise, 9 Mart 1927'de mimarlık, resim, heykel ve süsleme bölümlerini de kapsayacak şekilde Güzel Sanatlar Birliği adı ile yeniden örgütlendi ve böylece İstanbullu mimarlar Güzel Sanatlar Birliği Mimari Şubesi çatısı altında toplandılar.Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla mimarlar kendi bağımsız örgütlerine kavuşmak istediler. 18 Şubat 1927'de Ankara'da mimarların ilk ve Oda kurulana kadar tek bağımsız örgütü Türk Mimarlar Cemiyeti kuruldu. Bağımsızlık mücadelesi sonunda ilan edilen Cumhuriyetin ve Cumhuriyet mimarlığının kuruluş ve kurumlaşması iç içe ve özdeş olmuştur.

Yüksek Mimarlar Birliği'nden devir

1934 yılında Türk Mimarlar Cemiyeti yöneticileri ile İstanbul ve İzmirli mimarların temsilcileri biraraya gelerek örgütün tüm ülkeyi kapsayacak şekilde çok şubeli bir hale getirilmesini ve adının Türk Yüksek Mimarlar Birliği olarak değiştirilmesini kararlaştırdılar. Uluslararası Mimarlar Birliği'nin (UIA) 1948'de Lozan'da yapılan ilk kongresine de katıldılar ve bu örgütün kurucu üyelerinden biri oldular. (1956'da Mimarlar Odası bu görevi Türk Yüksek Mimarlar Birliği'nden devir aldı.)

Mimarlar, yaklaşık 25 yıl süren ve mühendislerle birlikte yürüttükleri mücadeleleriyle 27 Ocak 1954'te, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun yasalaşmasını sağladılar. Böylece yetki ve olanaklarının büyük bir kısmını Mimarlar Odası'na devreden Türk Yüksek Mimarlar Birliği'nin İstanbul ve İzmir Şubeleri kapandı. Birlik, çalışmalarını halen Ankara'da Mimarlar Derneği 1927 adı ile sürdürmektedir.
18 Ekim 1954'te Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde TMMOB Kurucu Genel Kurulu toplandı ve TMMOB'nin resmen kurulmasını sağladı.
2011 yılı itibariyle Mimarlar Odası 26 Şube ve 85 Temsilciliği ile faaliyetlerini sürdürmekte.