İstiklal Marşı böyle yazıldı
Mehmet Akif, para ödülünü yardım olarak bağışlama şartının kabul edilmesinin ardından, marşı yazmayı kabul etti ve “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!” diye başladı İstiklal Marşını yazmaya...

Oluşturma Tarihi: 2020-12-30 14:42:26

Güncelleme Tarihi: 2020-12-30 14:42:26

 İstiklal mücadelesi başarılı bir şekilde verilmiş, yeni devletin temelleri atılmış ve bu temelin daha da yükselmesi, milletin diri tutulması için İstiklal davasını anlatan bir marşa ihtiyaç vardır.

Meclis yeni marş konusunda ittifak ederken sıra seçime gelmiştir. Nasıl mı?

İşte İstiklal Marşımızın hikayesi;

Kurtuluş Savaşının başladığı yıllarda cephedeki askerleri coşturacak, onların morallerini yükseltip manevî duyguları güçlendirecek bir millî marşın hazırlanması düşüncesi gündeme geldi.

Bunun üzerine ödüllü bir yarışma düzenlendi.  Yarışmaya 724 adet şiir katıldı. Değerlendirme komisyonu şiirlerin tamamını inceledikten sonra altı tane şiir, millî marş olmaya aday olarak belirlendi, diğerleri elendi. Ancak yapılan ayrıntılı incelemede seçilen altı şiirin de, millî marş olma özelliği taşımadıklarına karar verildi.

Millî marşın yazılması için Mehmet Akif Ersoy'a teklif götürüldü. Oysa Akif, yarışma açıldığında da katılmak istemiş, ancak ucunda para ödülü olduğu için bundan vazgeçmişti.

 

Vatani bir görev addedildi

Çünkü o, vatan için yazılacak bir millî marş için para alınmaması gerektiğini düşünüyordu. Onun için bu bir “vatan görevi”ydi.

Mehmet Akif, para ödülünü yardım olarak bağışlama şartının kabul edilmesinin ardından, marşı yazmayı kabul etti ve “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!” diye başladı İstiklal Marşını yazmaya. Ankara'daki Taceddin Dergâhında şiiri 48 saatte yazan Akif'in, 10 kıtayı yazarken kâğıdının bittiği ve mürekkep ile duvarlara yazarak şiiri tamamladığı dahi söylenir. Akif, bu 48 saat içinde yazdığı şiiri, imzasız bir şekilde gerekli mercilere iletir.

1 Mart 1921'de Meclis oturumunda dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, kürsüde Akif'in yazdığı şiiri okudu.

Seçim için son sözün Meclis'e ait olduğunu söyledi Tanrıöver. Tam 12 gün sonra, 12 Mart 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden toplandı. Yapılan seçimde Akif'in 20 Şubat 1921'de yazdığı ve “Kahraman Ordumuza” başlığını taşıyan şiiri, büyük çoğunluk tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde İstiklal Marşı olarak kabul edildi.

 Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Ali Rıfat Çağatay'ın bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu.

1924'ten 1930 tarihine kadar marş bu beste ile çalındı. 1930'da ise bunun yerini Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste aldı.