Çocuk edebiyatında akla ilk gelen yazarlardan Kemalettin Tuğcu, vefatının 21. yılında anılıyor.
Çengelköy'de 1902'de dünyaya gelen Kemalettin Tuğcu'nun babası Ali Galip Bey, Çanakkale ve Sarıkamış savaşlarında yaralanmış bir binbaşı, annesi de iyi keman çalan bir ev hanımıydı.
Tuğcu, ayaklarındaki sakatlık nedeniyle okula gidemeyip 26 yaşına kadar toplumdan uzakta yaşasa da hiçbir öğretmenden ders almadan kendi kendisini yetiştirdi ve Fransızca öğrendi. Devlet Demiryolları'na 1929'da ambar memuru olarak giren Tuğcu, 1931'de girdiği Türkiye Matbaası'nda ise ciltçi, dizgici ve yönetici olarak çalıştı.
Tuğcu, ilk yazılarını "Yavrutürk" dergisinde yayımladı ve "Ev-İş" ile "Moda Albümü" dergilerinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
"Ev-İş Kadın" gazetesi ile "Hayat" dergisinde sekreterlik, arşiv şefliği, idare ve yayın müdürlüğü gibi çeşitli görevlerde bulunan Tuğcu, idare müdürlüğü yaptığı "Doğan Kardeş Matbaası"ndan 1974 yılında emekliye ayrıldı.
400'DEN FAZLA KİTAP
İstanbul'da 1936'dan sonra çıkan çocuk dergilerinin çoğunda şiir ve hikaye yazan Tuğcu "Ateş", "Yıldız", "Muallimler Birliği", "Çocuk Haftası", "Binbir Roman", "Ceylan" ve "Gelincik" gibi dergilerde çalıştı.
Yayımlanmayanlar dahil 400'den fazla kitap kaleme alan yazar, romanlarında sevgi, dostluk, merhamet, yardımlaşma, dürüstlük gibi insani değer ve temaları işledi. Tuğcu, romanlarında eğitime büyük önem verdi ve 1980'e kadar pek çok kuşağa okuma alışkanlığı kazandırdı.
"Hz. Muhammed'in Hayatı" adlı bir incelemesi de bulunan yazar, anlatım formu bakımından sunduğu çeşitlilikle okuyucuların dikkatini çekti.
Çocuk edebiyatında akla ilk gelen yazarlardan olan Tuğcu'nun "Üç Aylıklar" kitabı uzun yıllar çalıştığı Türkiye Yayınevi'nin sahibi Tahsin Demiray'da kaldı ve basılmadı.
Bir söyleşide "13 yaşımdan beri yalnız yazı yazdım. Beni bu yazılar avuttu, yazdıklarımla yaşadım." diyen Tuğcu, başka bir söyleşide "Yazdıklarım hep güzel biter, umut verir. Yazdıklarımda hiç kimseyi öldürmemişimdir. Çocuklar cinayetten hoşlanmazlar." ifadelerini kullandı.
ESERLERİ SİNEMAYA VE DİZİLERE UYARLANDI
Tuğcu'nun eserleri, konuları bakımından sürekli tartışma konusu oldu ve yaşamı, yeğeni Nemika Tuğcu tarafından "Sırça Köşkün Masalcısı" adlı kitapta anlatıldı.
"Ayşecik", "Kolsuz Bebek", "Yüz Karası" ile "Üvey Baba" gibi birçok eseri sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanan yazar, 1995 Tüyap Kitap Fuarı'nda çocuk edebiyatı alanında ödül kazandı.
Türkiye'nin en çok okunan yazarlarından Tuğcu, 1996'da Çengelköy'de vefat etti ve Çengelköy Mezarlığı'na defnedildi.
Yazarın öne çıkan bazı eserleri şunlar:
"Üvey Baba", "Küçük Hanım", "Sokak Çocuğu", "Yetim Ali", "Ahretlik", "Korkunç Yıllar", "Hırsızın Oğlu", "Yetim Malı", "Ayşecik", "Unutulan Çocuk", "Yolunu Şaşıran Adam", "Kimsesiz Çocuklar", "Anasının Kuzusu", "Yer Altında Bir Şehir", "Ah Bu Çocuklar", "Eskici Baba", "Maymunlar Adası", "Serseri Çocuklar", "Babasının Oğlu", "Köyden Gelen Yabancı", "Pasifikte Bir Türk Genci", "Balıkçı Güzeli", "Çocuklar Adası", "Öksüz Oğlan", "Adını Değiştiren Çocuk", "Altın Bilezik", "İncili Terlik", "Düşkün Çocuk", "Sokak Çocuğu", "Köyünü Unutan Adam", "Yuvadan Uzak", "Zavallı Büyük Baba", "Küçük Serseri", "Dağdaki Yabancı", "Şeytan Çocuk", "Annelerin Çilesi", "Cambazın Kızı", "Yılanlı Bağ", "Yetim Ali", "Annesizler", "Köyden Gelen Kız", "Zavallı Çocuk", "Aferin Yaşar", "Sokak Köpeği", "Bir Ocak Söndü", "Süt Kardeşler", "Baba Evi", "Kuklacı", "Bir Garip Kızcağız", "Babam ve Ben", "Kuyulu Bahçe", "Benim Annem", "Bu Çocuk Kimin", "Toprak Adamları", "Babasızlar", "Balıkçının Kızı", "Ana Hakkı"