Kırım Tatar Türklerinin, Sovyetler Birliği'nin lideri Josef Stalin'in kararıyla, öz yurtlarından bir gecede koparılarak insanlık dışı şartlardaki tren vagonlarıyla Orta Asya'ya sürgün edilişinin acısı hala tazeliğini koruyor.
Rus Çariçesi 2. Katerina'nın Kırım Tatar Türklerini yok etme politikasıyla başlayan sürgünler, geleneksel olarak Sovyetler Birliği döneminde arttı. Rusya ise bu politikaları farklı yöntemlerle devam ettirdi.
Kırım'ın Osmanlı Devleti'nin kontrolünden çıkmasıyla başlayan Kırım Tatar Türk halkının acısı hiç bitmedi. Anadolu, sürgün yaşayan Kırım Türklerinin ilk adresi oldu. Rus çarlığının baskısından dolayı pek çok Kırım Tatar Türkü Osmanlı Devleti'ne sığındı.
İkinci Dünya Savaşı başladıktan bir süre sonra Kırım yarımadasını kaybeden Sovyet Rusyası, yarımadayı tekrar Nazi Almanyası'ndan geri aldıktan sonra Kırım Tatar halkına baskı uygulamaya başladı.
Nazi Almanyası ile iş birliği suçlamasına maruz kalan Kırım Türklerine uydurulan bu gerekçelerle yeni bir sürgünün kapısı da aralanmış oldu.
Sovyetler Birliği lideri Josef Stalin, çıkardığı gizli kararname ile Kırım Tatarlarının Orta Asya'da farklı bölgelere sürgün edilmesini istedi.
Stalin'in kararı 18 Mayıs 1944'te gece yarısı yürürlüğe konuldu. Kararın ardından 15 dakika içerisinde yataklarından kaldırılarak hayvanların taşındığı vagonlara doldurulan çoğunluğu yaşlı, çocuk ve kadınlardan oluşan 250 bin civarındaki Kırım Tatarı, aç susuz üç günde Orta Asya'ya sürgün edildi.
İnsani olmayan koşullardaki vagonlarda sürgün olanların yarısı daha sürüldükleri bölgelere ulaşmadan hayatını kaybetti.
Stalin sonrası Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne hediye edilen Kırım, 2014'te yarımadayı yasa dışı ilhak eden Rusya'nın kontrolüne geçti.
2. Katerina'dan bu yana bu yana vatanlarında kalmak için mücadele veren Kırım Tatar Türk halkının bugünkü lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım davasının pek çok önde gelen isimleri bugün öz yurtlarından sürgün edilmiş durumda. Başta Kırımoğlu olmak üzere pek çok isme Rusya tarafından Kırım'a giriş yasağı konuldu.
Sadece isimlere değil, aynı zamanda Kırım Tatarlarının iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisinin de Rus mahkemesi tarafından "aşırıcı örgüt" sayılarak faaliyetlerine son verildi.
Rusya'nın yarımadayı yasa dışı ilhakı sonrasında pek çok Kırım Tatarı yurdunu terk etmek durumunda kaldı.
1944 sürgününün acısını 78 yıldır hatıralarından silemeyen Kırım Tatarları, bugün hala öz yurtlarına dönmek ve topraklarını almak için mücadele veriyor.
Bu mücadeleyi diplomatik olarak uluslararası alanda sürdüren Ukrayna'da yaşayan Kırım Tatarları, şimdi de Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş nedeniyle tehdit altında.
Rus ordusunun saldırılarından endişe eden Ukrayna'daki pek çok Kırım Tatar Türkü ülkesini terk ederek, yine Türkiye ve başka ülkelerde yaşamak zorunda kaldı.