Sosyal medya üzerinden Bilal Selim Filiz'in hazırladığı haritaya itiraz eden Sevan Nişanyan, daha sonraki paylaşımında yeni bir harita paylaşarak Anadolu'daki etnik bölgeleri işaret eden bir harita paylaşmıştı.
Nişanyan, haritayla ilgili olarak "Geçen gün paylaşıp detaylarını eleştirdiğim haritanın sahibi Bilal Selim Filiz'le yazıştık. Benim önerilerim doğrultusunda hatitayı şöyle düzeltti. Sanırım daha gerçekçi oldu." ifadelerini kullanmıştı.
Ancak bu harita da eleştirildi. Kürt yazar Selim Temo, haritayla ilgili eleştirilerini X'teki hesabından yaptığı paylaşımla söz konusu haritanın eksik bilgi içerdiğini ileri sürdü.
Temo, sosyal medya hesabından Nişanyan ve Filiz ikilisinin hazırladığı etnik haritaya itirazında şu ifadeleri kullandı:
Sevan Nişanyan ve Bilal Selim Filiz, “Malazgirt Savaşı Öncesinde Modern Türkiye Sınırları Dâhilindeki Etnik ve Dilsel Durum” adlı haritalarında Kürtleri Colemêrg civarında gösterdiler. Sonra ayrıştılar; Filiz, “İranî unsur”lu, Nişanyan ise “az Kürtlü” harita yaptı.
1071'den çok önceki dönemlerde kaydedilmiş “Kardux” (Ksenophon: M.Ö. 431-354), “Korduat” (Sebeos: M.S. 7. yy) ve “Karduen” vb “pre-Kürt” adları saymakla yetinip “varlığını kanıtlama”nın huzursuz sabrı ile İslâm sonrasından bazı bilgiler aktarmak istiyorum:
1. Yâkût el-Hamewî (1178-1229) şöyle yazıyor: “Hicrî 19 [Miladî 640] yılında Iyad b. Ganm, Nusaybin'in fethinden sonra Ermeniyye bölgesine gelerek nüfusunun büyük bir bölümü Kürt olan Bitlis'e ulaştı.” Belazurî'ye (ö. 892) göre, “Kürtler Ermeniyye'nin Van, Bitlis, Malazgirt, Ahlat, Muradiye, Muş, Erzincan, Erciş, Nahçıvan, Urmiye, Uşne, Selmas, Dvin ve Kunduriye gibi ünlü şehirlerinde yaşarlar.”
2. Cemal Reşid Ahmed'e göre, Harun Reşid döneminde (786-809) Kandahar, Mazenderan, Horasan ve Sistan'dan ge(tiri)len Badilan, Reşî ve Şadîler Canik (Samsun), Kayseri ve Sis (Kozan) hattına yerleş(tiril)ir. Hüseyin Hüsameddin Abdizâde'nin (1869-1939) “Amasya Tarihi”ne göre Tokat ve Canik'i içeren Amasya eyaletini 1362'den itibaren Şadî Kürtoğullarına (Hükümet-i Ekrad-Kürtler Hükümeti / Kutluzâdeler) mensup Hacı Şadgelî ve soyu yönetmeye başlar.
3. Arşak Poladyan, Arap-İslam ordusunun 927 yılında Bizans ordusunu Tarsus'ta yendikten sonra aynı bölgede “el-Cafer” adlı bir kalesi olan Kürt lider İbn az-Zuhhak'la karşılaştığını yazar ve bunu Hıristiyan Kürtlerin varlığına delil sayar.
4. 943'te Bakü ve Gence arasındaki Barda'da gerçekleşen karşılaşmadan sonra Viking belgelerinde Kürtlerden sıkça söz edilmeye başlanır (Bkz. Rohat Alakom). Kars-Ani'de 1086'da tamamlanan Ebu'l Menûçehr Camiî, bugünkü Azerbaycan ve Ermenistan'ın bir bölümünde hüküm sürmüş Kürt Şeddadî devleti (983-1085) yapısıdır.
5. Bekir Biçer'e göre, “Selçuklular 11. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan, Kürdistan, Erran ve Doğu Anadolu'ya geldiklerinde buralarda hâkimiyet süren Revâdi, Şeddadi, Mervâni ve Annazoğulları gibi Kürt hanedanları mevcuttu.” (1. Türk Coğrafya Kongresi'nden -1941- önce “Doğu Anadolu” diye bir yer yoktu; buranın adı Ermeniyye / Ermenistan'dır)
6. 1009 tarihli “iclas belgesi”nde Şêx Dilo Belîncan'ın Dersim bölgesindeki 42 Kürt aşiretini irşad için gönderildiği yazılıdır (Bkz. Erdoğan Yalgın ve Erkan Yar). Söz konusu belgede aşiretlerin adları sayılır ki bu aşiretlerin çoğu halen Sivas, Erzincan ve Dersim havalisi ile İran'ın Kuzey Horasan ve Orta Horasan eyaletlerinde yaşarlar (Bkz. “Horasan Kürtleri” kitabım).
7. Süryani Mihael (1126-1199), “Vakayiname”sinde Kürtlerin yaşadıkları yerler arasında Kapadokya'yı da sayar. Ibn Fazlullah el-Omerî (1301-1349), Kürtlerin yaşadıkları coğrafya için “Hemedan'dan Biladü't-Tekfûr'a (Kilikya)” ifadesini kullanır.
Coğrafya-nüfus ilişkisi Nişanyan ve Filiz'in konargöçer, “pagan” veya çoban olan “yazısız” nüfusu yok sayıp şehirlileri esas alan yöntemleriyle okunamaz. Söz konusu dönemlerde toplulukların çoğu hem coğrafya içinde hem de din, dil ve mezhep düzlemlerinde mobilizedirler. Kalelerin etrafı ile dışındaki kır toplulukları nüfus olarak şehrîlerden kalabalıktır. Sözgelimi 20. yüzyıla kadar Romanya şehirlerinde Almanlar ve Macarlar çoğunluktu. Dil kayıtları da etnisite kayıtları ile aynı anlama gelmez. Ona bakarsanız, 400 yıl önce ilaç için bir Hint-Avrupalının bulunmadığı yerler artık monolitiktir.