Kütahya'nın Domaniç ilçesinde bir grup öğrenci, "İlk Dersimizi Hayme Ana'da İşliyoruz" etkinliği kapsamında, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesi Hayme Ana'nın türbesini ziyaret etti.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün organizasyonuyla Çarşamba köyündeki Hayme Ana Türbesi'ne götürülen öğrencilere "Devlet Ana" anlatıldı.
İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Şentürk, bu yıl 6'ncısı düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Hayme Ana'nın Türkiye tarihi için önemli bir şahsiyet olduğunu söyledi.
Çocukların gelecekte ülkeyi daha güçlü yarınlara taşıyacağını vurgulayan Şentürk, "Bu yüzden hem kendinize, hem ailenize hem de milletimize karşı sorumluluklarınızı aşkla yerine getirmeniz sizden tek beklentimiz. İşte bu yüzden 600 yıllık imparatorluğun temellerinin atıldığı, filizlenip boy verdiği bu topraklarda temeli atan Osman Gazi'nin ninesinin mezarının yanı başındayız. Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Geçmişini bilmeyen geleceğe yön veremez' sözünde olduğu gibi sizlerin geleceğinize yön vermeniz, değerlerimize sahip çıkmak için buradayız." dedi.
Daha sonra Çamlıca Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni Furkan Aydın Alp, öğrencilere Hayme Ana'nın yaşamıyla ilgili bilgiler verdi.
"Devlet Ana"nın adını taşıyan caminin imamı Mustafa Güneş'in Kur'an-ı Kerim okuduğu ve dua ettiği etkinliğin sonunda öğrencilere ikramlarda bulunuldu.
Hayme Ana
Oğuzların Bozok kolunun Kayı Boyu'na mensup bir Türkmen kızı olan Hayme Ana, Osmanlı obasının Söğüt ve Domaniç'e yerleşmesiyle 1250'li yıllarda devlet idaresini eline alması ve devletin kuruluşunda oynadığı hayati rol dolayısıyla "Devlet Ana" olarak da anılıyor.
Eşi Gündüz Alp'in (Süleyman Şah) Fırat Nehri'ni geçerken boğulmasının ardından aşiretini yöneten Hayme Ana, daha sonra bu görevi oğlu Ertuğrul Gazi'ye devretti.
Hayme Ana'nın, 1280'li yıllarda kışlağa dönüş sırasında, muhtemelen eylül ayında vefat etmesinin ardından naaşı, oğlu Ertuğrul Gazi tarafından Çarşamba köyünde her yıl çadır kurdurduğu tepeye defnedildi.
Sultan 2'nci Abdülhamid devrinde Çarşambalı bir köylü, evinde sakladığı dedesinden kalma deri üzerine yazılmış vesikayı köye gelen birisine okuttu. Bu vesikanın Hayme Ana'ya ait olduğu ortaya çıktı. Görevli, İstanbul'a giderek Yıldız Sarayı'nda 2'nci Abdülhamid'e bu vesikayı ulaştırdı. Belgeyi inceletip Çarşamba köyüne heyet gönderen 2'nci Abdülhamid, büyük ninesi Hayme Ana'nın kabrini buldurarak 1892'de üzerine türbe ve külliye inşa ettirdi.