Menzil Cemaati lideri Seyyid Abdülbaki Elhüseyni bir süredir hastanede tedavi görüyordu.
Tedavi gördüğü hastanede bugün saat 14.10'da vefat eden Elhüseyni'nin cenaze namazı, Adıyaman'a gidemeyecekler için Pendik'te bulunan Aynur Çepni Camii'nde kılındı.
Vefat haberini alan sevenleri hastaneye akın etti. Cenazenin götürülmesi sırasında ve cenaze namazının ardından izdiham yaşandı.
Cemaat tarafından yapılan basın açıklamasında şu bilgilere yer verildi:
Gavs-ı Sânî Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseyni hazretleri dar-ı bekaya irtihal etmiştir. Allah Teâlâ rahmet eylesin. Bütün yakınları ve sevenleri için taziyelerimizi arz ediyoruz. Tabi ki büyük bir hüzün içerisindeyiz.
Ancak Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin hadis-i şeri#erinde buyurduğu üzere, “Göz yaşarır, kalp mahzun olur ama biz sadece Rabbimizin razı olacağı sözleri söyleriz.”
Rahman ve Rahim olan Rabbimizden sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.
Gavs-ı Sânî Hazretleri'nin Hayatı
Gavs-ı Sânî Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî (kuddise sırruhû) hicrî 1362/ miladî 1943 yılında Siirt ilinin Baykan ilçesine bağlı Taruni köyünde doğmuştur. Babası Gavs-ı Âzam Şeyh Seyyid Abdülhakîm Elhüseynî (kuddise sırruhû) Nakşibendî – Hâlidî şeyhidir.
Abdülbâkî Elhüseynî hazretleri babasıyla birlikte yaklaşık bir buçuk yıl Taruni, sonra beş yıl Bilvanis, sonra on bir yıl Kasrik, sonra dokuz yıl Gadir köylerinde ikamet etmiştir. 1971 yılında yine babası Gavs-ı Kasrevî hazretleriyle birlikte Menzil köyüne yerleşmiştir.
Gavs-ı Sânî hazretlerinin çocukluk - gençlik dönemleri ilim tahsiliyle ve hizmetle geçmiştir. Babasının 1972 senesinde ahirete irtihal etmesi üzerine ağabeyi Seydâ Muhammed Râşid Elhüseynî hazretlerine intisap etmiştir. Ağabeyinin irşad döneminde seyrüsülûkunu tamamlamış ve halifelik almıştır.
Muhammed Râşid Elhüseynî hazretleri 1993 yılında vefat edince Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî (kuddise sırruhû) irşada başlamıştır.
Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî hazretleri niyet, ilim, tövbe, zikir, hizmet, tevazu gibi konular üzerinde özellikle durmuştur.Niyetin sürekli kontrol edilmesi gerektiğini sık sık beyan etmiştir. İslami eğitim kurumlarının hem sayısının hem de imkânlarının artması için büyük gayret göstermiştir.
Bu kurumlardan mezun olan ilim ehlini insanlara temel dini bilgileri anlatmakla ve hayatın her alanında İslamî ölçülere uygun bir şekilde hizmet edilmesine rehberlik etmekle görevlendirmiştir.
İrşadı boyunca hemen her vakit namazında ziyaretçileriyle birlikte tövbe etmiş, nice kimselerin kötülükleri terk ederek iyiliklere yönelmesine vesile olmuştur. Bütün müridlerini Nakşibendî tarîkatının usullerine uygun biçimde zikretmeye teşvik etmiştir.
Zikrin kalbin zaruri bir ihtiyacı olduğunu, asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.
Sevenlerinin birlik içinde, istişare ahlâkıyla hizmet edebilmesi için pek çok kurum ve kuruluşun oluşumuna, işleyişine öncülük etmiştir.
Kalp kırmaktan, kul hakkından azami ölçüde kaçınılmasını tavsiye etmiş ve böyle tehlikelerin bulunduğu durumlarda alttan almayı öğütlemiştir.
Gavs-ı Sânî hazretlerinin dünyanın dört bir yanından müridleri ve muhibleri vardı.
Güzel ahlâkıyla rehberlik ettiği bu kimselerin bütün insanlığa faydalı olacak pek çok hayırlı işler yapmalarını sağladı.
Nice eserin imar, inşa ve ihyasına riyaset etti. Bütün mazlumlara, muhtaçlara yardım edilmesine, ümmet şuuruna, Türkiye'nin birliğine ve beraberliğine büyük önem verdi.
Nakşibendî tarîkatının güzelliklerini bütün insanlığa yaşayarak ve yaşatarak gösterdi.
Tasavvufun gayesinin İslam'ın emir ve tavsiyelerini samimiyetle yerine getirmekten, sünnet-i seniyyeye har%yen ittiba etmekten ibaret olduğunu herkese hatırlattı.