Dolar

34,5309

Euro

36,2406

Altın

3.004,53

Bist

9.549,89

Musaddık darbesine ışık tutan mülakat

Bir MI6 ajanının (İngiltere'nin Dış İstihbarat Servisi) 1980'lerde verdiği ancak ilk kez şimdi yayınlanan bir mülakat, İngiltere'nin 1953'de İran Başbakanı Muhammed Musaddık'ın devrilmesi ve onun yerine Şah'ın iktidara getirilmesindeki rolüne ışık tuttu.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-18 09:03:11

Musaddık darbesine ışık tutan mülakat

Bir MI6 ajanının (İngiltere'nin Dış İstihbarat Servisi) 1980'lerde verdiği ancak ilk kez şimdi yayınlanan bir mülakat, İngiltere'nin 1953'de İran Başbakanı Muhammed Musaddık'ın devrilmesi ve onun yerine Şah'ın iktidara getirilmesindeki rolüne ışık tuttu.

Büyük bir seçim zaferiyle 1951 yılında göreve gelen İran'ın 35'inci başbakanı Muhammed Musaddık'ın ilk icraatlarından biri Anglo-İran Petrol şirketini millileştirmek olmuştu.
Guardian gazetesi şimdiye kadar yayınlanmamış mülakatın, bir belgesel için yapılan araştırma sırasında ortaya çıktığını aktarıyor.
Darbeyle ilgili operasyonu bizzat yöneten ajan Norman Darbyshire, İngiliz istihbaratının ABD'yi bu konuda işbirliğine ikna etmesinin yıllar aldığını, bu süreç içinde MI6'in çok sayıda ajan devşirdiğini ve İran parlamentosu mensuplarına bisküvi kutularına saklanmış paralarla rüşvet verdiğini anlatıyor.
MI6 ve ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) bu dönemde ajan listelerine almayı başardığı kişiler arasında Şah Rıza Pehlevi'nin kızkardeşi bile var. Kızkardeşi, darbe konusunda pek istekli olmayan Şah'ı ikna etme işini üstlenmiş.

Darbe operasyonunu üslendiği Kıbrıs'tan yöneten, MI6 İran büro şefi Norman Darbyshire "Plan, kentteki (Tahran) kritik noktaların Şah'a sadık olduğunu düşündüğümüz birlikler tarafından ele geçirilmesiydi. Radyo istasyonu vesaire, klasik bir plandı" diye anlatıyor.
İngiltere'nin İran tarihinin bu kritik anında oynadığı rol biliniyordu ve İran'ın İngiltere'ye yaklaşımında kalıcı izler bırakmıştı ancak bu dış müdahalenin detayları şimdiye kadar pek bilinmiyordu.

35 yıl önceki kayıtlar nasıl bulundu?

Darbe sırasında MI6 İran büro şefi olan Darbyshire anılarını Granada Televizyonu'nun 1985'te yaptığı "Bir İmparatorluğun Sonu: İran" adlı film için doğrudan "yayınlanmamak kaydıyla" anlatıyor ve ekranda görünmeyi ve anılmayı da reddediyor. Bu nedenle mülakat filmde sadece dolaylı ve sınırlı olarak kullanılabiliyor.
Mülakatın çözülüp kağıda geçirilmiş hali ise, yeni bir belgesel için yürütülen araştırma sürecinde ortaya çıkana dek, bir kenarda unutuluyor.
'53 Darbesi' adlı belgesel, 19 Ağustos Çarşamba günü Musaddık'a yapılan darbenin 67. yıldönümünde yayınlanacak ve 1993 yılında ölen Darbyshire'ı Ralph Fiennes canlandıracak.

'Cinayet silahını bulmak gibi'

53 Darbesi belgeselinin yapımcısı Taghi Amirani "Onlarca yıldır herkesin bildiği bir sır olmasına rağmen Birleşik Krallık hükümeti darbede oynadığı hayati rolü henüz resmen kabul etmedi. Darbyshire'ın tanıklığı, namlusundan hala duman çıkan cinayet silahını bulmak gibi bir şey. Tarihi bir keşif bu" diyor.
Daktiloyla yazıya dökülmüş olan ifade metni Pazartesi sabahı ABD'deki George Washington Üniversitesi Ulusal Güvenlik Arşivi tarafından yayınlandı.

Neden devrildi?

Şah, 1951 yılında İran parlamentosunda büyük çoğunluğu elde eden Muhammed Musaddık'ı başbakan olarak atamıştı.
Musaddık'ın başbakanlığa gelir gelmez ilk icraatlarından biri Anglo-İran Petrol Şirketi'ni (daha sonra BP oldu) millileştirmek olmuş, bu da İngiltere ile İran arasındaki ilişkilerde derhal bir krizin doğmasına sebep olmuştu.
Fakat Norman Darbyshire'a göre, İngiltere'nin -MI6'in- Musaddık'ı devirmek istemesinin ana nedeni, hükümetinde Komünist Parti'si Tudeh'ten sadece bir bakan olmasına rağmen, onun eninde sonunda Sovyet etki alanına gireceğinden kuşkulanılmasıydı.
Darbyshire bugün yayınlanan tanıklığında "Ben buna gerçekten inanıyorum çünkü Musaddık bayağı zayıf bir karakterdi. Bir kez iyi eğililmiş Komünist Parti mensuplarını aldın mı gerisi uzun sürmezdi. Biz, onun komünizme karşı bir tür savunma duvarı olduğu yolundaki Amerikan yaklaşımına katılmıyorduk. Uzun vadede komünistler tarafından etki altına alınabileceğini düşündük" diyor.

Bisküvi kutularına saklanan
rüşvetler yetmedi

1951 yılında dönemin İngiltere başbakan yardımcısı Anthony Eden, üst düzey bürokratlara danışmadan, akademisyen ve savaş döneminde casusluk yapmış bir kişi olan Robert Zaehner'i Musaddık'ı Meclis üyelerini ve diğer önde gelen İranlıları rüşvet yoluyla kontrol etmek suretiyle devirmekle görevlendirdi.
Darbyshire, Zaehner'in faaliyetlerini anlatırken, "Büyük paralar harcandı" diyor. "Büyük miktarda paraları bisküvit kutularında saklayarak taşıyordu. Sanırım o sırada 1,5 milyon sterlini aşkın para harcamıştır."
Fakat Zaehner'in faaliyetleri başarılı olmadı ve İran'dan ayrıldı. İşte Darbyshire burada alternatif ve daha ucuza mal olduğunu söylediği bir planla devreye girdi.
"Darbe 700 bin sterline maloldu. Biliyorum, çünkü ben harcadım bu parayı" diyor.
Darbyshire darbeyi ucuza mal ettiği için gururluydu. Mülakatın bir başka yerinde de İran ordusunun ülke dışında görevli bir komutanından çok hayati bir bilgiyi bir kilo Lipton çayı karşılığında sızdırdığıyla övünüyor. "İran'a gidemiyordu, onun için çay getirttim ve ona ödemeyi bununla yaptım" diyor.

Önemli İranlı işbirlikçiler

Darbyshire İngiliz kültürüne meraklı varlıklı bir aile olan Raşidyanlardan üç erkek kardeşi de ajan listesine katmıştı. Onların görevi de başka işbirlikçiler bulmak, huzursuzluk yaratmak ve Tahran'da Şah'la iletişimi sağlamaktı.
"İngilizlerle temasta olmaktan ve zaten inandıkları bir şey için para kazanmaktan büyük keyif alıyorlardı. Musaddık'ın bir tehlike oluşturduğunu düşünüyorlardı" diyor.
Darbyshire'ın ayartmakla övündüğü bir başka önemli isim ise Şah yanlısı bir general olan Fazlullah Zahidi. Onu darbeye liderlik etmeye ve daha sonra Musaddık'ın yerine başbakanlık koltuğuna oturmaya ikna ettiğini anlatıyor.
"Darbe, silahlı güç kullanımını gerektirir. Zahidi uygun bir adaydı çünkü itibarı vardı. Şah'ın ona güvendiğini biliyorduk" diye sürdürüyor.

Musaddık tehlikeyi seziyor

1952 yılının Ekim ayında Musaddık'ın İngiltere ile ilişkileri kesmesi ve bütün diplomatları ve casusları sınır dışı etmesiyle Darbyshire'ın planı sekteye uğruyor.
Darbe planlarını cebine koyan Darbyshire Beyrut'taki CIA bürosuna giderek yardım istiyor.
Fakat CIA o sırada darbe planıyla ilgilenmiyor ve MI6 de Amerikalılar olmadan harekete geçmek istemiyor. Darbyshire bundan rahatsız.
"53 yılının ilk aylarında Raşidyanlarla bir zemin oluşturuyorduk ve başarılı olabilecek kadar askeri birliğe sahip olduğumuzu düşünüyorduk fakat Londra, adım atmaktan çekindi" diyor.
"Maalesef o sırada SIS (Gizli Haberalma Teşkilatı) başkanı olan General John Sinclair'ın Ortadoğu ile ilgili bilgisi aşağı yukarı 10 yaşındaki bir çocuğunki kadardı. Kriketle bile çok daha ilgiliydi" diye içini döküyor.

ABD pozisyonu nasıl değişti?

İran'da darbe fikrine sıcak yaklaşmayan ABD'nin tutumu ancak 1953 yılında Dwight Eisenhower'ın başkanlığa gelmesiyle değişiyor.
O sırada en önemli mesele genç, deneyimsiz ve tereddütlü Şah'ı komploya dahil olmaya ikna etmek. O, Musaddık'ı görevden alıp yerine Zahidi'yi getiren kararlara imza atmazsa darbenin de anlamı olmayacak.
Rıza Pehlevi'yi ikna etmek için Darbyshire ve CIA'nin İran büro şefi Stephen Meade Paris'e giderek Şah'ın kızkardeşi Eşref'i ziyaret ediyorlar. Ondan Tahran'a gitmesini ve kardeşine ABD ve İngiltere'nin komplo konusunda ciddi olduğu yolunda güvence vermesini istiyorlar.
"Masrafları ödeyeceğimizi söyledik ve dolgun dolgun banknotları dizmeye başladığımızda gözleri parlayarak önce bir hafta Nice'e gidip halletmesi gereken işler olduğunu söyledi. Bayağı yarım akıllı bir kadındı ve önüne gelen herkesi beğenen Steve (CIA büro şefi), ondan hoşlanmıştı."

'Millileştirme olmasaydı da devirirlerdi'

Darbyshire 1953 yılının Nisan ayında Musaddık'ın Emniyet Genel Müdürü General Mahmud Afşartus'un kaçırılmasını örgütlediğini kabul ediyor ama bunu yaparken generalin öldürülmesini amaçlamadığını söylüyor Bu cinayet, darbeye giden süreçte istikrarsızlığı daha da tırmandırmıştı.
"Bir şeyler yanlış gitti: Kaçırıldı ve bir mağaraya kondu. Herkes çok gergindi ve Afşartus Şah hakkında aşağılayıcı laflar etme akılsızlığında bulundu. Başına muhafız olarak konan genç subay silahını çekip onu vurdu. Bu planın parçası değildi ama olay böyle oldu" diye anlatıyor.
Bir kaç denemeden sonra darbe 19 Ağustos 1953'de başarıya ulaştı. Musaddık yargılandı ve 14 yıl sonra ölene kadar ev hapsinde tutuldu.
Darbyshire'a göre, Musaddık'ın kaderi göreve geldiği gün belli olmuştu.
"İngiltere'nin çıkarına bir anlaşma imzalasaydı da (petrol şirketi ile) Musaddık'ı devirmek isteyeceklerdi. Rusya'nın İran'ı etkisi altına almasını önlemek için er ya da geç ondan kurtulmayı düşüneceklerdi. Ben bunun böyle olacağından eminim" diyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Haber Ara